CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız verdikleri soru önergeleriyle Adli Tıp Kurumu Başkanı Haluk İnce’nin Güler Zere kararıyla ilgili “hastanın yararı kadar toplumun bazı kesimlerinin de düşüncelerini düşünmek zorundayız” şeklindeki sözlerini Meclis gündemine taşıdılar.
CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk Başbakan Erdoğan’a yönelttiği soru önergesinde Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç. Dr. Haluk İnce’nin katıldığı bir televizyon programında “Biz Adli Tıp olarak, hastanın yararı kadar, toplumun bazı kesimlerinin de düşüncelerini düşünmek zorundayız.” dediğini hatırlattı. Böyle bir anlayışın “Hasta – Hekim ilişkisine yönelik meslek etik kurallarıyla”, “tarafsız ve objektif bilirkişilik anlayışı’yla bağdaşan bir yönünün olmadığını belirten Köktürk, Başbakan Erdoğan’a “Adli Tıp Kurumunun çalışma prensipleri ve meslek ilkeleriyle bağdaşmayan bir anlayışı açıkça ortaya koyan Adli Tıp Kurumu Başkanının istifasını istemeyi düşünüyor musunuz? Böyle bir anlayışla kurumun çalışma ve raporlarını şüpheli hale getiren Başkan ve onun yönetimindeki Adli Tıp Kurumunun çalışmaları ve düzenlediği raporlarla ilgili idari ve adli soruşturma açılması konusunda gereğini yerine getirecek misiniz? Bu anlayıştan yola çıkıldığında; şu an kamuoyunun gündemine taşıdığınız “ıslak imza” ile ilgili raporlar tanzim edilirken de, ‘bazı kesimlerin’, özellikle Ergenekon Savcısı olduğunu ifade eden şahsınızın ve Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmak için olağanüstü bir çaba içerisine giren bir kısın tarikat ve cemaat yapılaşmalarının ‘düşünceleri’ nazara alınmış mıdır? “diye sordu.
-“ADLİ TIP KURUMU’NUN SİYASETEN KARAR ALABİLECEĞİNİN GÖSTERGESİ Mİ?”-
CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız ise Adli Tıp Kurumu Başkanı İnce’nin sözlerini Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e yönelttiği soru önergesiyle gündeme getirdi. Adli Tıp Kurumu Başkanı’nın neden böyle bir açıklama yapma gereği duyduğunu soran Yıldız, Bakan Ergin’e şu soruları yöneltti:
“Adli Tıp Kurumu bilimsel kriterlere göre karar vermesi gerekirken bu açıklama ile bunun tam tersi hareket ettiğini mi kanıtlamıştır? ATK hazırladığı tüm raporlarını toplumun hassasiyetine göre mi hazırlamaktadır? Adli Tıp Kurumu toplumun düşüncelerini nasıl ölçmekte ve belirlemektedir? Konuyla ilgili kamuoyu yoklaması mı yaptırmaktadır? Yoksa Adli Tıp Kurumu raporlarının hazırlanmasında AKP hükümetinin hassasiyeti mi göz önünde bulundurulmaktadır? Toplumun hassasiyeti göz önünde bulundurularak başka hangi raporlar hazırlanmıştır? Bu açıklamalar ATK’nun siyaseten de karar alabileceğinin bir göstergesi midir? Bu açıklamalardan sonra ATK’nun vereceği kararların bilimsel ve tarafsız olduğunu düşünmek mümkün müdür?”