Afete Hazırlık ve Deprem Eğitimi Derneği (AHDER) Onursal Başkanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Türkiye'de 15 bin kilometre diri fay bulunduğunu belirterek, "Türkiye'de nereye gidersen git, deprem üreten bir odakla baş başasın" dedi.
Işıkara, Şehit Jandarma Er Selim Koçdemir Lisesi'nce düzenlenen "Afete Hazırlık ve Deprem Eğitimi" konulu konferansa katılmak üzere geldiği Yeniceabat Mesleki Eğitim Kampüsü'nde, gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Kentsel Dönüşüm Yasası'nın çıkmasından dolayı çok memnun olduğunu ifade eden Işıkara, "Çünkü 1999 depreminden sonra Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğundan yola çıkarak depremlerin bize verdiği zararı en az hasarla atlatmanın en önemli yollarından biri ve vazgeçilmezi güvenli yapılara kavuşmamızdı" dedi.
Türkiye'de çarpık yapılaşmanın ciddi boyutlarda olduğunu belirten Işıkara, şöyle devam etti:
"Bu yapılaşmanın bedelini de çok ağır ödedik. 1999'daki iki depremde, Bingöl, Van ve Elazığ depremlerinde ödedik. Bunun bizim kaderimiz olmaması gerekir. Kentsel Dönüşüm Yasası'nı herkesin kucaklaması lazım. Türkiye'nin kurtuluşu budur. Türkiye hem güvenli yaşama hem de binalara kavuşacak. Bu yasanın hem sosyal, hem de ekonomik boyutu var. Sosyal boyutu, güvenli bir yaşam ortamına kavuşacağız. Okullarımız, hastanelerimiz ve normal yapılarda depremden korkmadan, depremle birlikte yaşayacağız. Ekonomik olarak da Türkiye'ye önemli katkı sağlayacak. Çünkü bir yenileşme olacak. Ekonomiye müthiş bir girdi olacak. İnşaat sektörü inanılmaz harekete geçecek. Güvenli yaşama kavuşmamızın yanı sıra ülke ekonomisine büyük bir katkı sağlayacak."
-"Bu sessizlik çok iyi bir şey değil"-
Prof. Dr. Işıkara, Marmara'da iki potansiyel deprem olasılığının bulunduğunu vurgulayarak, bunlardan birinin Adalar'ın güney batısı olarak dikkati çektiğini bildirdi.
Diğer potansiyel yerin ise Kuzey Anadolu fay zonu olduğunu ifade eden Işıkara, şunları kaydetti:
"Kuzey Anadolu fay zonu Geyve'de ikiye ayrılır. Bir kol Gölcük'ten Marmara'ya girer. Diğer kol Geyve, İznik Gölü'nün güneyinden Gemlik'e girer. Bu kol, 1700'lü yıllardan bu yana deprem üretmemiş. 1750'li yıllarından geriye giderseniz özellikle İznik ve çevresini ve Bursa'yı etkileyen depremler bu kolda söz konusu olmuş. Ama o tarihten bu yana bu kolda bir deprem yok. Bu çok iyi bir şey değil, bu sessizlik çok iyi bir şey değil. Dolayısıyla bu kolda olacak bir deprem Bursa'yı çok etkileyecek. Çünkü bir depremin yaptığı hasar, depremin odak noktasıyla yerleşim yeri arasındaki mesafeye de çok bağlı olduğundan ve bu güney kol çok yakın olmasından dolayı Bursa, bu depremden etkilenecek. Bursa ayrıca, Adalar'ın güney batısında olacak ve İstanbul'u daha çok etkileyecek depremden de etkilenecek. Bursa'nın da mutlak suretle depreme hazırlanması gerekiyor. Ne kadar bilgili, ne kadar bilinçli bir toplum olursak deprem zararlarının azaltılmasında o kadar mesafe almış oluruz."
-"Marmara'da 2014'te deprem olasılığı"-
Işıkara, bir süre önce Marmara'da deprem olasılığı üzerine açıklama yaptığını anımsatarak, "Hemen ardından 'Işıkara hoca tarih verdi' dediler. Ben tarih vermedim. Bir olasılık modeliyle, bir depremin olabilme olasılığının tarihini açıkladım. Depremlerin önceden belirlenmesinden farklı bir durum bu" diye konuştu.
Açıklamasının tamamen bir olasılığa dayandığını dile getiren Işıkara, şöyle devam etti:
"Weiibl Olasılık Fonksiyonu'nun tepe noktası 2014'ü işaret ediyor. Yani 2014, Marmara'da bir depremin olma olasılığının en yüksek olduğu tarih. Olma olasılığı olduğu kadar, olmama olasılığı da var. Dolayısıyla toplumun da bunu böyle algılaması lazım. 'Hocam bizi korkuttun'. Bu korkutmak değil. Deprem Türkiye'nin bir gerçeği mi- 15 bin kilometre diri fay var. Bu ne demektir- Türkiye'de nereye gidersen git, deprem üreten bir odakla baş başasın. İşte Gemlik, Körfez'den Marmara'ya giren güney kol, Bursa'nın güneydoğu kısmında da aktif faylar söz konusu. Dolayısıyla korkmak yerine, hazır ol, önlemini al. Er veya geç, bu yalnız Marmara için değil, Türkiye'nin her yerinde her an yıkıcı bir deprem olabilir uyarısıydı."
Işıkara, amacının toplumu korkutmak olmadığına işaret ederek, "Tam tersine benim bilim adamı olarak üstüme düşen görev, toplumu uyarmak. Uyarırken de bilgilendirmek ve depremden korunmanın yollarını anlatmak. Benim fay tartışması yaptığımı gördünüz mü- Yapmam. Fay tartışmasının kime faydası var- Bunlara da çok kızıyorum; fay oradan mı geçiyor, buradan mı geçiyor- Önemli olan buydu, onun için bu açıklamayı yaptım. Yine de yapıyorum" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz