YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

'Afrika Ile Ilişkimiz 1000 Yıl Öncesine Dayanıyor, Ilgilenmek Boynumuzun Borcu'

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi ve ÇAD fahri konsolosu Prof. Dr. Ahmet...

'Afrika Ile Ilişkimiz 1000 Yıl Öncesine Dayanıyor, Ilgilenmek Boynumuzun Borcu'

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi ve ÇAD fahri konsolosu Prof. Dr. Ahmet Kavas, Türklerin Afrika ile olan irtibatının 1000 yıl öncesine dayandığını ifade ederek, "30 milyon kilometrekarelik Afrika kıtasının 10 milyon metrekaresinde Osmanlı Devleti hükümrandı. Afrika ile ilgilenmek boynumuzun borcu.” dedi.

Prof. Dr. Ahmet Kavas, Merzifon Kent Konseyi tarafından organize edilen ‘Afrika İnsani ve İslami Yardımlaşmanın Yeni Adresi’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.

İlk Müslüman Türk devletinin Afrika’da kurulduğunu söyleyen Prof. Dr. Ahmet Kavas, Afrika tarihiyle gerçekten medeniyetlerin eşiği bir kıta olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi: " Roma, bugünkü Tunus’ta kurulan Fenike’yi kaybettiği zaman zayıfladı. Bizans Roma’yı değil, Afrika’yı kazandığı zaman güçlendi. İlk Müslüman Türk devleti de yine Afrika’da kuruldu. Osmanlı Devleti kıtadan ayrıldıktan sonra Avrupalılar ülkelerinde çalıştırmak amacı ile kıtadan 100 milyona yakın köle götürdü. Bu köleler vasıfsız insanlar değildi. Bu kölelerin hepsi Avrupa’da belli işlerde çalıştırıldı. Afrika’nın çöküşü de bu insanların kıtadan götürülmesine bağlı. 1960’tan sonra Avrupalılar Afrika’ya 'sen fakirsin' diyerek 1 trilyon dolar yardım yaptıklarını açıkladılar. Ama aslında bu yardımların çoğunluğu Afrika da asıl ihtiyaç sahibi insanlara gitmedi, belli kişilerin hesabına yattı.” dedi.

Türklerin Mısır’da Tolunoğulları Devleti’ni kurmasıyla birlikte Afrika ile olan ortak tarihin başladığını anlatan Prof. Dr. Ahmet Kavas konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bu ilişki İhşitler, Memlükler ve Osmanlılarla devam etti. En yoğun ilişkilerin olduğu dönem ise Osmanlı dönemi. Bugün bağımsız birer devlet olan birçok Afrika ülkesi tamamen ya da kısmen Osmanlı idaresinin Afrika’daki vilayetlerinin bir parçası olarak uzun yıllar varlıklarını sürdürdü. Afrika kıtası ile olan bu ortak tarih, sömürgeciliğin saldırganlığıyla zirve yaptığı dönemde her iki tarafın da aynı sömürgecilere karşı mücadelesine sahne oldu. Osmanlı’nın son döneminde ve Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu ve Anadolu dışındaki toprakları işgale gelen ülkelerle aynı ülkelere karşı mücadele verdik. Adana’yı, Suriye’yi işgal eden Fransa ile Madagaskar’ı Kongo’yu, Çibuti’yi Çad’ı, Cezayir’i işgal eden, soykırımlar yapan, sömüren Fransa aynıdır. İstanbul ve boğazları işgal eden İngiltere ile Zimbabve’yi, Zambiya’yı, Malavi’yi, Nijerya’yı, Güney Afrika Cumhuriyeti’ni, Kenya’yı, Somaliland’i, Gana’yı işgal eden aynı İngiltere’dir. Antalya ve Konya çevresini işgal eden İtalya ile Trablusgarp’ı, Somali’yi ve Habeşistan (Etiyopya)’ı işgal eden İtalya aynı İtalya’dır. Trablusgarp Afrika kıtasında kalan son toprak parçamızdı. Osmanlı, 400 yıl Afrika’yı sömürgecilerden korudu."

Uzun yıllar Afrika ile hiç ilgilenmeyen Türkiye'nin 1990’larda kara kıtaya açıldığını ifade ederek şu bilgileri verdi: "Afrika’daki 54 ülkede sadece 11 tane büyükelçiliği bulunan Türkiye’nin şu anda büyükelçiliklerinin sayısı 30’a ulaştı. Türkiye’de 10 bin Afrikalı öğrenci eğitim görüyor. Bugün Türkiye’den Afrika’nın 19 başkentine doğrudan uçuşlar yapılıyor. Kızılay her gün Afrika’daki 20 bin kişiyi doyuruyor. Afrikalılar artık Türkiye’yi bir umut olarak görüyorlar.”
Konferansa Merzifon Kaymakamı Mehmet Fatih Geyim, Belediye Başkanı Mehmet Kadri Aydınlı, İlçe Emniyet Müdürü İlyas Aktaş ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler