Açlıktan kırılan insanların fotoğrafları belleklerimize kazındı. Oysa şimdilerde, bu bölgedeki insanlar alışılanın tam tersi bir tehditle karşı karşıya: Obezite.
Dünyanın en eski ve güvenilir tıp dergilerinden The Lancet’ta yayımlanan bir araştırmanın sonuçlarına göre, nüfusu bir milyarı geçen Sahraaltı Afrikası'nda yer alan ülkelerde, gelişmiş ülkelerin hastalıkları görülmeye başlandı. Bunların başında da obezite geliyor. Beden kitle indeksindeki artış, bir sonraki neslin obezite tehdidi altında olduğuna işaret ediyor. Bölgede, annelerdeki obeziteye bağlı olarak yaşanan yenidoğan ölümlerinin çok yüksek olması da endişe verici.
Dünyanın en yoksul ülkelerinde obezite riskinin artması, tartışmaları da beraberinde getiriyor. Evrimsel mirasın rolünü vurgulayan bir teoriye göre, şehirleşmeyle gelen yeni yaşam ve beslenme şekli, yoksul ülkelerde fazla kiloya neden oluyor.
'TUTUMLU GEN" HİPOTEZİ Afrika, Asya ve Polinezya gibi yoklukla sınanmış ülkelerin halklarının yüzyıllarca maruz kaldığı kıtlığın, bu kişilerin genlerinin yağ birikimini teşvik etmesine neden olduğu düşünülüyor. Buna da, "tutumlu gen hipotezi" deniyor.
Tutumlu gen hipotezine göre, dönemsel olarak kıtlık ve bolluk yaşanan bu ülkelerde insan bedeni, birbirini izleyen açlık ve bolluk dönemlerine alışkın. Kıtlıkta hayatta kalmak için bolluk zamanında bol bol yağ depolayan hücrelerin bu davranışı genlerle sonraki nesillere de aktarılıyor. Bugün büyük şehirlerle fast food tipi yiyeceklerle beslenen bu insanlar, kıtlık dönemi olmayan bir bolluk yaşıyor ve bu sebeple de sürekli yağ depoluyor.
YÜSEK KALORİ AZ HAREKET Ancak bu hipotezi yanlışlayan araştırmalar da bulunuyor. Araştırmaların işaret ettiği ortak etkense söz konusu ülkelerdeki insanların yaşam ve beslenme şekillerinin radikal bir biçimde değişiyor olması.
Hürriyet'in haberine göre Lancet'teki araştırmanın başındaki isim Jenny Cresswell, şehre taşınan insanların hareketinin azalmasını ve yiyeceklerin kalorisinin artmasını, obeziteye neden olan başlıca etkenler arasında sayıyor.