Sivas’ta, acemi eğitimlerini tamamlayan askerler için düzenlenen yemin töreninde annesi Libya asıllı olan siyahi Türkiye Vatandaşı Ercüment Özergin törende tüm dikkatleri üzerine çekti. Üç kuşaktır Türkiye’de yaşadıklarını söyleyen anne Serpil Özergin, uzun göç hikayesinin ayrıntılarını böyle anlattı:
EVLİLİĞE ‘ŞERİAT’ ENGELİ
“Büyüklerimiz Cumhuriyet’in ilanından sonra kendi ülkelerinden kaçarak Türkiye’ye yerleşmiş. Burada 5 yıl çalıştıktan sonra soyadı kanunuyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmuşlar. Büyükbabam Libya asıllı, büyükannem de Mısır. Aslında bu bir aşk göçü. Büyükannemin ailesi Mısır’da yaşanan iç çatışmadan dolayı topraklarını bırakıyorlar. Büyükannem o sırada dedemle tanışıyor. Ama şeriat evlenmelerine izin vermiyor. Hal böyle olunca iki aile de yola düşüyor.”
İZMİR’E YERLEŞTİLER
“İlk geldikleri zaman İzmir’e yerleşiyorlar. Bir süre orada kaldıktan sonra Söke ve Adana Ovası’nda yaşamaya başlıyorlar. Bize anlatılan hikayeye göre o topraklara yanlarında getirdikleri pamuk tohumlarını ekerek geçimlerini sağlıyorlar. O zamandan beri biz bu toprakların insanıyız. Anadilimiz Türkçe. Biz başka bir dil ya da kültür bilmiyoruz. Eğitimimiz de yaşamımız da Türklerden farklı değil.”
‘KİMSE GERİ DÖNMEDİ’
“Buraya göç ettikten sonra bir daha ne Mısır’a ne de Libya’ya giden olmamış. Ben de 2010 yılında gittim. 2 ay orada kaldım ve oraya ait olmadığımı gördüm. Biz burada doğduk, büyüdük. Vatan olarak bize burası öğretildi. Oğlum yemin töreninde siyahi olarak çok dikkat çekti ama konuştuğumuz zaman bizim farklı olmadığımız anlaşıldı.”
‘TEK FARK TEN RENGİMİZ’
Serpil Özergin, Türkiye’de sanat yönetmenliği yaptığını söylerken, yemin törenini şöyle anlattı: “Ercüment’in eğitiminden dolayı tecili vardı. Ama vatan görevini yaptıktan sonra hayatını planlamak istediğini söyleyerek tecilini bozdurdu. Yemin töreni benim için çok farklı bir duyguydu. Ben okula giderken farklı olduğum için çok zorluk yaşadım. Çocuklarım da yaşadı. Ama vatana hayırlı bireyler olarak yetiştirmeye çalıştım. Yemin töreninde de bunun boşa çıkmadığını gördüm. Onun da diğer ana kuzularından farkı yok. Biz bu vatana çok şey borçluyuz. Oğlum da borcunu vatanını koruyarak çalışıyor.”
(Vatan)