HABER

Ağız kokusu kâbusa dönüşmesin

Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ferda Pamuk, birçok sosyal ve psikolojik probleme yol açan ağız kokusunun (Halitozis) kendi başına bir hastalık olmadığını ama pek çok hastalığın belirtisi olabileceğini belirtti

Ağız kokusu kâbusa dönüşmesin

Birçok sosyal ve psikolojik probleme yol açan ağız kokusu (Halitozis) kendi başına bir hastalık değildir ancak pek çok hastalığın belirtisi olabilir diyen Yrd. Doç. Dr. Ferda Pamuk, beslenme sonrasında ve sabah uyandığımızda karşımıza çıkan ağız kokusunun fizyolojik ağız kokusu olarak tanımlandığını ve bir hastalık belirtisi olmadığını ifade etti. Bunun dışındaki tüm ağız kokuları hastalıkların belirtisi olarak karşımıza çıkabileceği için patolojik ağız kokusu olarak tanımlanır diyen Yrd. Doç. Dr. Pamuk, sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonların, şeker hastalığı (aseton kokusu gibi), böbrek yetmezliği (balık kokusu gibi) ve karaciğer yetmezliği gibi birçok sistemik hastalığın, ağız kuruluğunun, yetersiz ağız hijyeninin (dişleri düzgün fırçalamamak ve diş ipi kullanmamak), tütün ve alkol ürünlerinin, dişeti hastalıkları ve diş çürüklerinin ağız kokusunun sebepleri arasında yer alabileceğini sözlerine ekledi.

Yrd. Doç. Dr. Ferda Pamuk, ağız kokusu şikâyeti bulunan hastaların bir diş
hekimi muayenesinden geçerek, ağız kokusuna neden olabilecek bütün diş ve dişeti hastalıklarının tespiti sağlanmalı ardından tedavilerine başlanmalıdır dedi. Hasta ağız hijyenini yeterli derecede sağlayamıyor ise öncelikle diş taşı temizliği yapılmalı ve kişiye ağız bakımı için neler yapması gerektiği uygulamalı olarak gösterilmelidir. Günde en az iki kere doğru diş fırçalamak, diş ipi, ara yüz fırçası ve dil fırçası kullanmak ideal ağız bakımı için yeterlidir. Ağız içerisinde bulunan mikroorganizmaların çoğu dil yüzeyine özellikle dil köküne yerleşirler. Bu nedenle sadece dişlerin fırçalanması ve ara yüz temizliğinin sağlanması ağız kokusunun giderilmesi için yeterli olmayacaktır. Dil üzerinde ve olukların arasında biriken mikroorganizmaların bir dil fırçası yardımıyla temizlenmesi gerekmektedir.

Yrd. Doç. Dr. Pamuk, yeterli ağız hijyeni sağlandıktan sonra varsa kemik erimesiyle seyreden ileri dişeti hastalıkları ve dişeti büyümelerinin tedavileri sağlanmalı, dişeti hastalıklarının tedavisini takiben gömük, sorunlu dişlerin çekimi yapılarak, ağızda bulunabilecek olan enfeksiyon odakları çene kistleri gibi ağızdan uzaklaştırılmalı ve sonrasında diş çürükleri, eski dolgular, uygunsuz protez tedavileri yapılmalıdır dedi. Ağız kuruluğunun da diğer önemli ağız kokusu nedenlerinden biri olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Pamuk, ağız kuruluğu olan hastalarda öncelikle hastanın ağız kuruluğunun sebebi teşhis edilmeli ve hastanın tükürük salınımını arttıracak tedavi yaklaşımları uygulanmalıdır ancak ağızda bütün hastalık odakları uzaklaştırıldıktan sonra hasta hala ağız kokusunda şikâyetçi ise ağız boşluğu kaynaklı olmayan diğer faktörler düşünülerek hastanın ilgili uzmanlık alanlarına yönlendirilebileceğini ifade etti.

En Çok Aranan Haberler