Ağız kokusu dünya popülasyonunun çoğunu rahatsız eden ve karşı tarafın, kişinin kendisinin de hissettiği kötü nefes kokusudur. Kişi konuştuğu zaman öncelikle kendine gelen, daha sonra da karşı tarafı bazen çok yoğun şekilde rahatsız eden kötü koku insanları olumsuz yönde etkilemektedir.
Ağız kokusunu iki grup halinde sınıflamak doğru olacaktır. Fizyolojik ve patolojik başlıkları altında toplayabiliriz.
Fizyolojik ağız kokusu, yediğimiz gıdalar, tükettiğimiz içecekler ve bunların yarattığı yaklaşık 72 saat süren ve özellikle sabahları yoğun bir şekilde hissedilen kokudur. Bir gün önce yenilen soğan ve sarımsaklı gıdalar, alkol, sigara gibi etkenlerin yarattığı kokudur.
Patolojik ağız kokusu bir hastalığın bulgusunu gösteren ağız kokusudur. Öncelikle diş ve ağızdan kaynaklanan hastalıklardır. Bunu takiben bademcik, akciğer hastalıkları, mide gibi rahatsızlıkların da bulgusu ağız kokusu olarak yansımaktadır.
Sabah oluşan koku çoğu zaman normal olarak kabul edilir. Kişinin diş etlerinde bir sıkıntı ve çürükler yoksa, ağız içerisinde oluşan koku dil üzerinde biriken bakteriler ya da gıda kaynaklı olabilir. Hemen hemen her insanda görülebilir.
Sabah kalkınca yapılması gereken diş fırçalamaktır. Çünkü gece boyu diş yüzeyini kaplayan bakteri plağı orada bir koku salmaya başlamıştır. Kahvaltı etmeden önce dil ve dişler çok iyi fırçalanırsa bu koku ortadan kalkacaktır.
Eğer kişinin herhangi bir sistematik sorunu yoksa ve ara ara ağız kokusu yaşıyorsa bu büyük olasılıkla beslenmesiyle ilgili olabilir. Çok sık baharatlı ya da kokulu gıdaları tüketmek, alkol tüketimi ya da sigara kullanımı söz konusudur.
Toplumun büyük bir çoğunluğunda ağız kokusu sıkıntısı yaşanmaktadır. Bunun büyük bir çoğunluğu diş eti hastalığı ve diş çürükleri odaklıdır.
Özellikle bademcik enfeksiyonları, bademcik taşları, üst solunum yolu enfeksiyonları ve mide rahatsızlıkları da ağız kokusunun yaşandığı durumlardır.
Burun tıkanık olup solunumun tamamen ağızdan yapılması ağız kokusunu tetikleyebilir. Eğer kişinin diş bakımında sıkıntı varsa, diş üzerinde daimi bir plak mevcutsa tükürüğün ağızda olmaması ve diş etlerinin kuru olması kokuyu tetikler.
Sadece buna bağlı olarak koku oluşmaz. Bu büyük olasılıkla burunda da bir sıkıntı olduğunu gösterir ve ağız kokusunu tetikler.
Ağız kokusu sosyal hayatta çok ciddi sıkıntılara yol açabilir. İnsanlar konuşarak anlaştıklarına göre, yakın mesafede duran bir kişinin ağzının kokması son derece rahatsız edici olacaktır.
Ön bilgi oluşurken ağız kokusunun olması negatif bir etki yaratır. Özellikle kadın - erkek ilişkilerinde çok ciddi bir problemdir. Kişi karşısındakine ağzının koktuğunu söylemekten büyük bir çekince duyar ve bunu asla ifade edemez. Aşık bile olsa ağzı kokan biriyle ilişkiye girmek tedirginlik bir süre sonra da iğrenme hissine yol açabilir. Bu medeni kanunda da boşanma sebeplerinden biridir.
Kişilerin bu konuda dikkatli olması, birbirlerine samimi olarak bunu söylemesi ilişki açısından çok faydalı olacaktır. Aynı zamanda iş hayatında da birlikte çalışılan kişinin ağzının kokması iş başarısını etkileyecektir.
Ağız kokusunun nedeni bulunduktan sonra tedavi kısmı çoğunlukla başarılı olmaktadır.
Ağızda var olan gingivitis denilen kanamalı tabloda diş etleri şiş ve kırmızıysa buna bağlı olan koku ortadan kalkmaktadır.
Çürük dişler ve kötü protezler temizlendikten sonra koku tekrar ortadan kalkmaktadır. Ağız muayenesinde hiç bir sorun çıkmazsa, kulak burun boğazı tedavisine yöneltilen hasta büyük olasılıkla orada bir problemle karşılaşacaktır.
Günümüzde strese bağlı asit salınımları arttığı için belki de bir mide problemi ortaya çıkacaktır ve ona yönelik tedaviyle nefesten gelen bu kötü koku engellenecektir.
Dünyada ağız kokusunun giderilmesi için çok ciddi bir endüstri oluşturulmuştur. Çeşitli gargaralar, macunlar, şekerler, spreyler marketlerde satılmaktadır ve kişiler bu tip metotlarla kokuyu gidermeye çalışmaktadır.
Asıl olan kokunun sebebini bulmaktır. Diş eti hastalığıysa ona yönelik bir tedavi, değilse diş hekiminin yapacağı kapsamlı bir muayenede hangi organdan kaynaklandığı tespit edilmelidir.
Eğer sadece gıdalar ve beslenmeyle ilgiliyse bazı gıdalar ağızda çok sülfür gazı yaydığı için buna yönelik ürünler kullanmak etkili olabilir. Bu ürünler, gazı bağlayacak içinde çinko içeren macun ve gargaralardır.
Özellikle alkol içeren gargaralar ağız kokusunun artmasına sebep olmaktadır. Sakız gibi o anlık çözümler kişinin ağız kokusunu sadece bir kaç dakika bastıracaktır.
Ağız kokusu sorunuyla karşılaşmamak için yapılacak olan sağlıklı yaşamak ve iyi gıdalarla beslenmektir.
Tabii ki soğan ve sarımsak iyi gıdalardır, onları yedikten sonra toplum içerisinde çok yer almayacağımız hafta sonlarını tercih etmek, alkol ve sigara tüketiminde dikkatli olmak en başta yapılması gerekenler.
Diş bakımı olmazsa olmaz bir faktördür, dişini fırçalamayan ve dişinde çürükle gezen bir kişinin ağız kokusu şikayetinin farkında olması da beklenemez. Çünkü diş kanamasını ciddiye almıyorsa ağız kokusunu da ciddiye almaz. Dolayısıyla sağlığımızı, dişlerimizi ve bütün organlarımızı ciddiye almak bu konuda atacağımız en önemli adımdır.
Ağız kokusuna sebep olan en önemli olaylardan biri diş fırçalamasının yanlış yapılmasıdır. Yanlış dendiğinde kişiler bu yanlışın ne olduğunu pek algılamamaktadır.
Birinci yanlış sürenin çok kısa tutulmasıdır. 20 saniyede ve konsantre olmadan yapılan fırçalama etkili olmamaktadır. Diş fırçalıyorsak o süre zarfında sadece dişlerimizi düşünmeliyiz.
En az 1 dakika, her dişin iç ve dış yüzeyinden fırça geçecek şekilde detaylı fırçalandıktan sonra, fırçanın temizlemediği ara yüzeyler için muhakkak diş ipi, ara yüz fırçası, ağız duşu gibi aparatları kullanmak zorundayız.
Çünkü dişler bizim için çok önemli organlardır. Hayatımızı hem sosyal hem de sağlık yönünden etkilemektedir. Günde en az 2 dakika ayırmak dişlerin hak ettiği bir zamandır.