Ağız içerisinde bulunan yararlı bakteriler, hastalık üretmeye çalışan mikroorganizmalarla savaşır. Bu yararlı bakterilerin üretimi için ise tükürük, önemli bir yere sahiptir ve ağızda bir savunma mekanizması rolü üstlenir. Aynı zamanda sindirim sisteminin işlevlerini destekler ve birçok bakteriyi henüz yemek borusu üzerindeyken yok eder.
Ağız kuruluğu problemiyle karşılaşıldığında, bu durum hemen fark edilir. Uzmanlar tarafından ağız kuruluğu bir hastalık olarak nitelendirilmez. İlk etapta tüketilen bir besine ya da kullanılan bir ilaca bağlı olarak bu problemin meydana geldiği düşünülür. Ancak ağız kuruluğu uzun süre devam ederse tedavi süreci planlanır. Ağız kuruluğuna ne iyi gelir?
Ağız kuruluğu, tükürük bezlerinin yeterli miktarda çalışmamasına bağlı olarak ağız içinin nemsiz kalması sonucu oluşur. Önüne geçilemediği takdirde çeşitli sorunlara yol açan yaygın bir problemdir. Tıp dilinde, kserostomi olarak geçer. Yaşlanmaya bağlı olarak görülebileceği gibi bazı ilaçların yan etkilerine bağlı olarak da ortaya çıkabilir.
Ağız kuruluğu tükürük bezlerinin yeterli miktarda salgı üretemediğinin bir göstergesidir. Bu soruna yol açabilecek faktörler için yöneltilen ağız kuruması neyin belirtisi sorusu aşağıdaki şekillerde cevaplanabilir.
Dekonjestanlar, mukoza zarlarındaki iltihaplanmanın azaltılması, kan damarlarının küçültülmesi ve rahat nefes alınabilmesi için kullanılan ilaçlardır. Kullanılan ilacın etkisine bağlı olarak dolaşım yollarındaki sıvı burun boşluğuna doğru ilerler. Bu, kısa süreliğine hastanın rahatlamasını sağlasa da, uzun süre kullanıldığında ciddi ağız ve burun kuruluğuna neden olur ve rahatsızlık hissi verir.
Menopoz, kalıcı ağız kuruluğunun tetikleyicisi olarak bilinir. Çünkü hormonal dengedeki değişim, tüm mukoza hücrelerin zarlarında kurumaya neden olur.
Halk arasında mide ekşimesi olarak da bilinen reflü hastalığına bağlı olarak, sıklıkla ağız kuruluğu problemi görülür. Mide asidinin yemek borusundan boğaza doğru gelmesi tahrişe, ağzın ve boğazın kurumasına neden olur.
Şeker hastalığına bağlı olarak yükselen kan seviyesi, ağızda kurumaya yol açabilir. Hiperglisemi belirtilerinden olan çok sık idrara çıkma isteği, vücuttaki kuruluğa etki eder. Kandaki glikoz seviyesindeki yükseklik, böbreklerin sıvıyı geri emme potansiyelini kaybetmesine neden olduğundan idrarla vücuttan atılır. Ayrıca diyabet ilaçları da ağız kuruluğuna neden olabilir.
Tükürük bezleri, kafatasında bulunan temporal kemiklerin arasından geçen iki yüz siniriyle uyarılır. Saldırılar, trafik kazaları ve bisikletten düşme gibi durumlarda başa alınan darbeler temporal kemiklerde kırıklara yol açabilir. Temporal kemiklerdeki herhangi bir darbe nedeniyle yüz sinirine zarar gelirse, ağız kuruluğu ortaya çıkabilir.
Kafeinli içeceklerin çok fazla tüketimi, vücutta sıvı kaybına yol açar. Kafeinin az da olsa idrar söktürücü özelliği bulunur. Bu özelliğinden dolayı, çok sık idrara çıkmaya neden olur. Ayrıca içeriğindeki tanenler de, ağız kuruluğuna yol açabilir.
Sinirlenince ağız kuruması oluşabilir. Bu gayet normal bir durumdur. Çünkü yaşanılan stres ve kaygı nedeniyle ağızdan nefes alışlar artar. Bu da tükürüğün hızlı bir şekilde buharlaşmasına yol açar.
Gece uyurken ağız içinde kuruma meydana gelebilir. Bu duruma, akşam yemeğinde tüketilen turşu, soğan, sarımsak ve limon gibi besinlerin yol açma ihtimali yüksektir. Bu besinler, tükürük bezlerini ciddi derecede etkilediğinden ağzın kurumasına ve susuzluk hissine neden olurlar. Akşamları bu tür besinlerden uzak durmak geceleri meydana gelen ağız kuruluğunu önlemeye yardımcı olur.
Yapılan araştırmalara göre bazı hastalıklar tükürük bezlerinin çalışmasını olumsuz yönde etkiler. Diyabet, parkinson, HIV, anemi ve alzheimer gibi hastalıkların tükürük salgısının azalmasına yol açtığı düşünülüyor. Vücudun su kaybetmesine yol açan ishal ve böbrek rahatsızlıkları da ağız kuruluğuna neden olabilir.
Yapılan araştırmalara göre eczanelerde reçeteli ve reçetesiz olarak satılan 400'den fazla ilacın yan etkisinin ağız kuruluğuna yol açtığı belirlenmiştir. Bu ilaçlar, tükürük bezlerinde salgılama işlevini yavaşlatır. Ağız kuruluğuna yol açan ilaçlardan bazıları;
İlk etapta ağız kuruluğunun belirtisi kuruma olarak kendini belli etse de daha pek çok belirtisinin ortaya çıkması muhtemeldir.
Ağız kuruluğunun tanısı için öncelikle hastaya şu sorular yöneltilir:
Bu soruların ardından hastanın tükürük akış oranı hesaplanır.
Oral hijyenist ya da diş hekimi tarafından gerçekleştirilir. Tükürük akış oranının ölçümü için en yaygın ve kolay yöntem, bir parça parafinle yapılır. Bir parça parafin alınarak 5 dakika kadar çiğnenir. Bunun sonucunda oluşan tükürük miktarı ölçülür.
Tükürüğün normal değeri 5 ml'yi aşar. Tükürüğün uyarılmış akış hızının 5 dakikada 2,5 ml'den az olması ağız kuruluğunu tanımlar. Temel tükürük akış oranının 5 dakikada en az 0,5 ml olması gerekir.
Dinlenme esnasındaki tükürüğün akış oranı aynı şekilde çiğneme yapılmadan önce ölçülmesi gerekir.
Ağız kuruluğu geçer mi sorusunu evet olarak cevaplamak mümkündür. Ağız kuruluğu tedavisinde öncelikle ağız kuruluğuna yol açan nedenler tespit edilir ve buna göre bir tedavi programı planlanır.
Tükürük, yiyecekleri çiğneyip sindirme görevine katkıda bulunma görevinin yanı sıra doğal ağız temizleyicisi olarak da bilinir. Tükürük bezi az salgılandığında diş eti hastalıkları ve dişlerde çürüme daha çok olur. Ağız kuruluğu problemi yaşıyorsanız ağız temizliğiniz için şunlara dikkat etmeniz gerekir:
Ağız kuruluğunun nedeni, sağlıkla ilgili bir problemden kaynaklanıyorsa, doktorunuz ya da diş hekiminiz kullandığınız ilaçlarda değişiklik yapabilir. Örneğin ağız kuruluğu; diyare, inkontinans, alerji, hipertansiyon, ankisiyete, depresyon, parkinson ve üriner hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların ortak yan etkisine bağlı olarak oluşabilir. Doktorunuz, bu hastalıklar için kullandığınız ilaçların dozajını yeniden ayarlayabilir ya da ilacınızı değiştirebilir.
Ağız kuruluğuna yol açan tıbbi durumun tedavisinin gerçekleştirilmediği durumlarda ise tükürük akışını doğal yollarla artırmaya odaklanılır. Örneğin kemoterapi ve radyasyon tedavileri tükürük bezlerini etkiler. Yani buna bağlı olarak oluşan ağız kuruluğu tedavinin kendisinden kaynaklıdır. Alzheimer, sjögren sendromu ve inme gibi hastalıklarda ise ağız kuruluğu bu hastalıkların bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.
Damak kuruması nasıl geçer şikayetiyle doktora başvuranlara ağız kuruluğunu önleyen suni tükürük ürünleri kullanmaları tavsiye edilebilir. Bu ürünler ağız gargaraları, özel olarak formüle edilmiş olan nemlendirme jöleleri ve diş macunları şeklindedir. D
Ağız kuruluğundan kurtulabilmek için alınabilecek bazı önlemler sayesinde ağız kuruluğunun geçmesi ve ağız kuruluğunun oluşumunun önlenmesi mümkündür. Ağız kuruluğuna ne iyi gelir?