"Ağız, sindirim kanalının girişidir. Ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, sindirimin olumsuz etkilenmesine yol açar" diyen Karakuzulu, "Ağızla aldığımız yiyecekler çiğnenip, tükürükle karıştırılarak yutulmaya ve sindirime hazır hale getirilirler. Ağız aynı zamanda konuşmaya yardım eder. Tat alma organı olan dilin; çiğneme, yutma, konuşma gibi çok önemli yan görevleri de bulunmaktadır. Dişlerin besinlerin parçalanması, öğütülmesi görevlerinin yanı sıra konuşmada ve görünümümüzde önemli etkileri vardır. Dişleri eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşır, çiğnemede veya ısırmada da zorluk olur. Ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmalarıdır. Diş eti hastalıkları kimi zaman diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir etki yapabilir. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkileyebilir" dedi.
Dişlerin bütün sistemleri olumsuz yönde etkileyen sürekli enfeksiyon odağı haline gelme, kalp ve böbrek yapılarında önemli sağlık sorunlarına yol açabilen enfeksiyonlara kaynaklık edebileceğini dile getiren Karakuzulu, "Ağızda ve dişlerde yapısal ve işlevsel herhangi bir bozukluğun olmaması, ağız ve dişlerin görevlerini tam olarak yapabilmeleri durumu ağız ve diş sağlığının varlığını gösterir. Diş hastalıkları ve diş sağlığının korunması açısından erken tanı çok önemlidir. Bu nedenle yılda en az 2 defa diş hekimine muayene olunması önerilir. Diş çürümelerinin önlenmesinde sularda yeterli flor olması, düzenli olarak dişlerin fırçalanması, diş ipi kullanılması, aşırı tatlı ve şekerli yiyeceklerden olabildiğince kaçınma, bunlar yendiğinde mutlaka dişlerin fırçalanması ve özellikle diş hekimi kontrollerine gidilmesi temel uygulamalardır. Diş eti hastalıklarının önlenmesinde de diş fırçalama ve düzenli diş hekimi kontrolleri önemlidir." diye konuştu.
Karakuzulu, aşırı asitli ve şekerli yiyeceklerin mikroorganizmaların etkisini artırdığını da belirterek, dişlerin sert cisimlerle karıştırılmaması, fındık, ceviz gibi kabuklu yiyeceklerin dişle kırılmaması gerektiğini ifade etti. Bu tür davranışların diş minesinin çatlamasına ve bakterilerin etkisinin artmasına neden olduğunu kaydeden Karakuzulu, diş minesinin koruyucu etkisi ortadan kaldırdığına da dikkat çekti.
(İH)