EĞİTİM

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ne demek? Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) TDK sözlük anlamı nedir?

Deyimler, cümle veya söz öbeği olarak bulunabilirler. Deyimler, tıpkı atasözleri ve birleşik fiiller gibi kalıplaşmış ifadelerdir. Eski zamanlardan günümüze kadar gelmişlerdir ve söyleyeni belli değildir. Atasözlerinin ve birleşik fiillerin de oluşma zamanı bilinmez. TDK; deyimler, atasözleri ve birleşik fiilleri sözlükler yardımıyla listeler. Böylelikle bilinmeyen sözleri bulmak kolaylaşır. Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ifadesi de yaygın olarak kullanılan ve anlamı araştırılan sözlerden biridir. TDK sözlüğe göre Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ne anlama gelir?

Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ne demek? Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) TDK sözlük anlamı nedir? Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ne demek?

Atasözleri, deyimler ve birleşik fiiller, günlük hayatta çok sık kullandığımız kalıplaşmış sözlerdir. Ancak hepsinin anlamını bilmek zordur. Bu nedenle bilinmeyen ifadeler için sözlüklere başvurulur. Atasözleri, deyimler ve birleşik fiillerin anlamları TDK tarafından belirlenip çeşitli kaynaklarda paylaşılmaktadır. TDK’ye göre Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ifadesinin anlamı nedir? Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ne demektir?

Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) Ne Demek? Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) TDK sözlük anlamı nedir?

  • Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.

Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. aşırı bir biçimde döverek perişan duruma getirmek

Ağzını burnunu dağıtmak (veya kırmak veya parçalamak) ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

ağzından kapmak ağzından lakırtı (veya laf) almak (veya çekmek) ağzından lokmasını almak
ağzından söz (veya laf veya lakırtı) eksik etmemek ağzından yel alsın! ağzını açacağına gözünü aç
ağzını açıp gözünü yummak ağzını aramak (veya yoklamak) ağzını bağlamak
ağzını bıçak açmamak ağzını bozmak ağzını burnunu çarşamba pazarına (veya çanağına) çevirmek
ağzını dilini bağlamak ağzını havaya (veya poyraza) açmak ağzını hayra aç!
ağzını kapamak (veya kilitlemek) ağzını kapamak ağzını kiraya vermek
ağzını koklamak ağzını kullanmak (veya satmak) ağzını mühürlemek
ağzını öpeyim (veya seveyim) ağzını sıkı (veya pek) tutmak ağzını tıkamak
ağzını toplamak ağzını tutmak ağzının içine bakmak
ağzının içine baktırmak ağzının içine girmek ağzının içi yangın yerine dönmek
ağzının kâhyası olmak ağzının kaşığı (veya kalıbı veya lokması) olmamak ağzının kokusunu çekmek
ağzının mührü ile ağzının payını (veya ölçüsünü) almak ağzının payını (veya ölçüsünü veya kayarını) vermek
ağzının perhizi yok ağzının tadını bilmek ağzının suyu akmak
ağzıyla içmesini bilmek ağzıyla kuş tutsa... ağız (veya ağzını) açmak
ağız açtırmamak ağız aramak (veya yoklamak) ağız burun birbirine karışmak
ağız (veya ağzını) büzmek ağız değiştirmek ağız dil vermemek
ağız eğmemek ağız etmek ağız kullanmak
ağız satmak ağız tamburası çalmak ağız yapmak
ağız yaymak ağız yer, yüz utanır ağızda dağılmak
ağızda sakız gibi çiğnemek ağızdan burun yakın, kardeşten karın yakın ağza alınmaz (veya alınmayacak)
ağza almamak ağza (veya ağızlara) düşmek ağza tat, boğaza feryat
ağzı burnu yerinde ağzı çirişçi çanağı ağzı çirişçi çanağına dönmek
ağzı dili bağlanmak ağzı dili tutulmak ağzı dolu dolu konuşmak
ağzı eğri, gözü şaşı ensesinden belli olur ağzı kilitlenmek ağzı köpürmek
ağzı kulaklarına varmak ağzı (veya ağzı dili) kurumak ağzı kurusun
ağzı laf (veya lakırtı) yapmak ağzı olan konuşuyor ağzı oynamak
ağzı sulanmak ağzı süt kokmak ağzı teneke kaplı
ağzı torba değil ki büzesin ağzı var dili yok ağzı varmamak
ağzı yanmak ağzına almak ağzına atmak
ağzına bakakalmak ağzına baktırmak ağzına biber sürerim (veya çalarım)
ağzına bir kemik atmak ağzına bir lokma koymamak ağzına bir parmak bal çalmak
ağzına bir zeytin verir, altına (veya ardına) tulum tutar ağzına burnuna bulaştırmak ağzına düşmek
ağzına etmek ağzına geldiği gibi ağzına geleni söylemek
ağzına gem vurmak ağzına kadar ağzına kilit takmak (veya vurmak)
ağzına kira istemek ağzına ... koymamak ağzına layık
ağzına sağlık ağzına sakız olmak ağzına sürmemek
ağzına takılmak ağzına taş almak ağzına tıkmak
ağzına tükürmek ağzına verilmesini beklemek (veya istemek) ağzına volta almak
ağzına vur, lokmasını al ağzına yakışmamak ağzına yüzüne bulaştırmak
ağzında bakla ıslanmamak ağzında büyümek ağzında çalkalanmak
ağzında gevelemek ağzında yaş kalmamak ağzından
ağzından baklayı çıkarmak ağzından bal damlamak (veya akmak) ağzından burnundan getirmek
ağzından çıkanı (veya çıkan sözü) kulağı duymamak (veya işitmemek) ağzından çıkmak ağzından çıt çıkmamak
ağzından (söz veya lakırtı) dirhemle çıkmak ağzından dökülmek ağzından düşmemek (veya düşürmemek)
ağzından girip burnundan çıkmak ağzından hayır çıkmazsa bari şer söyleme ağzından inci saçmak
ağzından kaçırmak

En Çok Aranan Haberler