Kozmik Bilim ve Stratejik Araştırmalar Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Maranki, Bitlis’in Ahlat ilçesinde baston atölyesini ziyaret ederek, Ahlat bastonu hakkında bilgi aldı.İlçenin tarihi ve doğal güzelliklerini oldukça beğenen Maranki, daha sonra sosyal medya hesabı üzerinden de Ahlat ile ilgili izlenimlerini on binlerce takipçisiyle paylaştı. Ardından Ahlat’ın el sanatlarından olan baston atölyesini ziyaret eden Prof. Dr. Ahmet Maranki, baston ustası Refa Gökbulak’a önerilerde de bulunarak, Selçuklu kartalını bastonlarına işleyip tanıtırken, Osmanlı’nın çınarını da bastonlarına işlemesini önerdi. Maranki, “Burası tarihin harmanlandığı bir yer. Tabi ki baston bizim Türk töremizde, İslam kültüründe, daha sonraki yıllarda da çok önemli yeri var. Hem camilerimizde hem mihraplarımızda bunlar çok kullanılmış. Entelektüel hayatımızda da bastonun çok önemli yeri var. Kültürde çok önemli yeri var. Bunlar kullanılmış. Asilzade insanlar bastonu kullanmışlar. Selçuklu bastonunu da hem sultanların hayatında hem de medrese hayatında kullanıldığını görüyoruz. Bu bir simgedir, tarihtir, kültürdür. Mutlaka bu baston kültürünün de yaşatılmasından yanayım. Böyle bir mirası günümüze taşıdığı için değerli kardeşime teşekkür ediyorum. Tabi ki bunu yaparken aslına sadık kalmak lazım. Gelecek nesillere asıllarını göstermek lazım. İşte Selçuklunun kartalını tanıtırken Osmanlının çınarını da tanıtmak lazım. Üç hilalimizi de tanıtmak lazım. Selçuklu döneminden gelen içe bakan üç hilallerle hem de farklı fonlarıyla yine gelecek nesillere baston kültürünün içinde taşınacağını düşünüyorum” dedi.“KÜLTÜRÜMÜZDE OLAN MOTİFLER BASTONLARA İŞLENSİN”Maranki, yöredeki ceviz ağaçlarının varlığına da dikkat çekerek, eski camilerde ve kültürümüzde olan motiflerin de bastonlara işlenerek yaşatılması ve gelecek nesillere bırakılacak büyük bir miras olduğunu söyleyerek, “Eskiden bastonlar sedirden yapılırdı. En uzun ömürlü ağaç sedirdir. Beş bin yıllık ağaç olduğu söylenmektedir. Türklerin gizemli ağacıdır. Büyük camilerde, Endülüs de bile. Bugün saraylarda El Hamra’da kalan bir takım yerler varsa, bunlar sedir ağacından olan yerler. Yine Kastamonu’da Selçuklu döneminden kalan bin yıllık Alpaslan’dan önce kalan camiler var. Bu camilerin hepsinde sedir ağacı ve ceviz kullanılmıştır. Oyma sanatında, baston sanatında ceviz ağacı kadim ağaçlardandır. İki bin yıllık tamamen bozulmayan, deforme olmayan ağaçlar baston kültüründe kullanılarak ve bunun üzerine de mutlaka eski camilerde ve kültürümüzde olan motiflerin işlenerek yaşatılması, gelecek nesillere büyük bir mirastır diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz