Ahmed-i Hani'nin Fikir Dünyası Ağrı'da

AKYAD tarafından yürütülen Ahmed-i Hani'yi Anlama ve Yaşatma Projesi kapsamında yapılan konferans Halk Eğitim Merkezi Konferans Salonu'nda gerçekleştirildi.

Konferansın açılış konuşmasını yapan AKYAD Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet İzci, böyle güzel bir etkinliğe ev sahipliği yapmanın kendilerini onurlandırdığını belirtti.

İnsanların uzun yürüyüşü boyunca arkasında bıraktığı eşsiz hazinelerin içinde yer aldığı önemli bir coğrafyanın insanları olduğunu anlatan Dernek Başkanı İzci, şunları söyledi:

''Maalesef bu kadar büyük değerler yaratmış, bu topraklarda yaşayan biz insanlar, Ahmed-i Hani'nin deyimiyle bilgiyi, hikmeti ve erdemi bir kenara itip kendimizi içinden çıkılmaz karanlıkların derinliklerine bırakmışız. Bugün yaşadığımız büyük acılar belkide bu yaptığımız ve karanlığımızın bir bedeli olarak karşımıza çıkmaktadır. Şimdi biran önce kendimizi bu karanlıktan kurtarmamız ve Hani'nin özlemi olan ilmi, bilimi ve hikmete salarak kendimizi aydınlık yarınlara taşımak lazımdır.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, akademisyenler olarak Ahmed-i Hani'yi akademik olarak değerlendireceklerini belirterek, Ahmed-i Hani'nin tassavufi yönünün son derece büyük olduğuna dikkat çekti.

Hani'nin, hem mecazi aşkın felsefesini yapabilen hem de hakiki aşkın ne olduğunu çok iyi bilen bir zat olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yıldırım, Hani'nin aynı zamanda kendini çok iyi yetiştirmiş bir İslam Alimi olduğuna belirtti.

Ahmed-i Hani'yi sadece bir boyutu ile değerlendirmenin yanlış olacağını dile getiren Prof.Dr. Yıldırım, şu bilgileri verdi:

''Ahmed-i Hani'yi bir bütün olarak incelediğimizde birçok Kürt alimi gibi, fıkıh mezhebi olarak Şafii, itikadi mezhebi olarak Sünni Eş'adi, tarikat olarak Nakşibendi ve tasavvuf zihniyeti olarak da ılımlı bir vahdet-i vücüt olduğu görülüyor. Ahmed-i Hani, aşk konusunda da bize son derece önemli perspektifler geliştirmiş ve bırakmış. Kendisi aşkı ikiye ayırıyor. Hakiki aşk ve mecazi aşk diye. Ancak onun ilginç bir yaklaşım var. Hakiki aşk demek bir ölçüde doğrudan doğruya Allah'a muhabbet beslemek demek. O'nun azametine ve güzelliğine aşık olmak demek. Ancak öyle aşılması güç bir basamaktır ki Allah doğrudan doğruya kendisine muhabbet veya aşkla beslenmenin sağlanmasından önce bir kadının veya bir erkeğin, kendi ilahi nurundan bir katreler damlatıyor. Ve bazı kullarını önce o katrelere aşık ettiriyor. Ondan sonra kendisine yavaş yavaş çağırıyor. Çünkü ilahi aşk o kadar zor ki birden bire bu aşkı elde etme imkanı yoktur. Hani, burada dikkat çekici bir noktada tespitte bulunuyor. Çünkü Ahmed-i Hani'ye göre, ilahi nurun tecelli etmesi cinsiyete göre değil. Hatta dine göre de değil. İlahi nur nasıl ki bir müslümanın yüzünde tecelli ediyorsa, bir kafirin yüzünde de tecelli ediyor. Yeter ki o nuru gören gözler olsun.''

Ayrıca konferansta Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan ile AK Parti Ağrı Milletvekili M. Hanifi Alır da birer konuşma yaptı.

Yapılan konuşmalardan sonra AKYAD Derneği tarafından Ağrı Valisi Ali Yerlikaya'ya, Milletvekili Hanifi Alır'a, İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İrfan Aslan'a, konuşmacı Prof. Dr. Kadri Yıldırım'a, Araştırmacı Yazar Abdullah Varlı'ya, Ağrı Kültür ve Turizm Müdürü Muhsin Bulut'a, Doğubayazıt Halkın Sesi Gazetesi Başyazarı Cevdet Baycan'a ve AKYAD Yönetim Kurulu Üyesi Selahattin Demirci'ye birer plaket takdim edildi.