Trabzonspor Kulübü'nün 46’ncı Olağan Divan Genel Kurulu, Kovid-19 tedbirleri kapsamında daraltılmış şekliyle Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde gerçekleştirildi. Kulübün sosyal medya hesaplarından da canlı olarak yayınlanan genel kurulda kulüp başkanı Ahmet Ağaoğlu ve yöneticilerin yanı sıra, divan kurulu üyeleri hazır bulundu.
Genel kurul saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen, ilk defa internet üzerinden bir yayın yapma zorunluluğu doğduğunu belirterek, "Covid-19 salgını nedeniyle maalesef divan üyeleri sayımızın fazla olması, risk almaktansa böyle bir yayın yapmanın ve hem de bu yayını ilk defa tüm taraftarların izlemesini yönetimin verdiği imkanla sağlamış bulunmaktayız. Divanın faaliyetlerinden çok, bu toplantıdan son günlerdeki gelişmelerden dolayı elbette ki çok şey bekleniyor" dedi.
Zor günler yaşadıklarını ancak Trabzonspor olarak ilk kez böyle bir durumda olmadıklarını kaydeden Ali Sürmen, "1995-96’da da, 2010-11’de de, ondan önce de Trabzonspor her şampiyonluğa oynadığı dönemlerde birtakım ayak ve hakem oyunlarıyla karşı karşıya kalmıştır. Ama hep bizi başarısız kılmak isteyenlerin arzu ettiği sonuçla sonuçlanmıştır. Geçmişte bazı sezonlara bakıldığında şampiyon olamamışız ama kaosa girmişiz. İşte bu defa hem şampiyon olmak için elimizden geleni yapmalıyız ama adil bir yarışın sonucunda şampiyonluk gelmiyorsa da kaosa girmemeliyiz.
Bunun ön tedbirlerini taraftarlar, eski başkanlar ve yöneticiler olarak mutlaka hazırlamalıyız. Biz bu noktalara nasıl geldik? Bunu düşünmek zorundayız. Bugün hem şampiyonluğa oynayan hem de kupa finalini oynayacak bir takımımız var. Nasıl bu noktalara gelindiğini değerlendirirsek, sezon sonundaki finalimizin sonucunun ne olması gerektiğini daha iyi değerlendirirsiniz. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş yeniden yapılanmanın hazırlıkları içindeler. Bu en az iki sene şampiyonluğa oynamamak demektir.
Oysa Trabzonspor Ahmet Ağaoğlu’nun yönetime seçilmesiyle birlikte tüm yönetimiyle proje geliştirdi. Yeniden yapılanmayı gerçekleştirdi ve tüzüğü değiştirdi. Bu hem futbol yapısı yönünden hem de kulübün sağlam temellere oturması yönünden çok önemliydi. Bugün UEFA’nın ve federasyonların taahhüt istediğini biz tüzükle gerçekleştirmiştik. Kulübün daha sonra tanıtım çalışması oldu. Bu sağlıklı yapı hem futbolda başarıyı hem de öz kaynaklara büyük oranda yönelilmesi nedeniyle de borçlanmanın azalmasına neden olmuştur. Bu rekabet ortamında üstelik Trabzonspor yönetimi yeniden Anadolu’da saygınlığı kazanmak adına rakibe saygıyı ön planda tutmuştur.
Trabzonspor olarak başaralı bir maç çıkarmadığımız zamanda hiçbir zaman rakip takım eleştirilmemiştir. Ancak hakkımız yendiğinde de yönetim olarak haklı tepki ortaya konmuştur. Bu nedenlerle yönetimin doğru yolda gittiğini, insanların bu stresli ortamlarda bazen hata yapma ihtimalinin de olduğunu düşünmek zorundayız. Hedef şampiyonluk, kupayı almaksa, hedef Trabzonspor’un başarıysa teferruatlara takılmadan yola devam etmek zorundayız. Trabzonspor’un başarısı için yönetimi desteklemeye devam ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Divan Kurulu Başkanı Ali Sürmen'in ardından söz alan Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, misyon ve sorumluluklarının bilincinde olduklarını vurguladı. Ağaoğlu, “Trabzonspor’un yönetim hakkını genel kurulun bize vermiş olması görev süremiz boyunca kendi tasarruflarımız, kendi doğrularımız doğrultusunda bu kulübü yöneteceğimiz anlamına gelmez. Bu geçmişte de böyle olmalıydı, böyle olmuştur, gelecekte de böyle olacaktır.
Biz büyük bir camiayız. 60 kişiden kurulu bir taraftar grubuna sahip değiliz. 10 milyon taraftarı olan bir kulübüz. 110 yıla yakın Türk futboluna çeşitli kademelerinde çeşitli kulüplerle hizmet etmiş, bu ülkede fikstür dahilinde ilk maçların oynandığı coğrafyanın takımıdır Trabzonspor. Birileri ister kabul etsin ister etmesin. Trabzonspor sadece 70’li yıllarda üst üste kazandığı şampiyonluklarla ve devam eden yıllarda da kazanmış olduğu şampiyonluklarla ülke futboluna hizmet etmiş veya adından söz ettiren bir kulüp değil.
Bu ülkede futbol adına ilk yazılı neşriyatın çıktığı, Süleyman Rıza Kuğu tarafından yazılmış olan futbol kitabı, Anadolu futboluna öncülük etmesi amacıyla Kazım Karabekir’in 100 kuruş karşılığında 100 adet satın alınarak futbolun Anadolu’da yayılmasına öncülük etmiştir. Bizim böyle bir misyonumuz var. Biz misyonumuzu, görevimizi biliyoruz ve sorumluluğumuzun da bilincindeyiz. Şartlar ne olursa olsun.
Özellikle son birkaç ay içerisinde vermiş olduğumuz mücadele bizlere büyüklerimizin ve bu şehrin futboluna hizmet etmiş Trabzon futbol büyüklerinin bizlere bırakmış olduğu emanete olan saygı ve sadakatten kaynaklanmaktadır” dedi.
Trabzonspor’un elde ettiği başarıların hiçbir zaman altın tepside sunulmadığını kaydeden Ağaoğlu, şöyle devam etti:
"Trabzonspor her zaman kendi rotasını kendisi çizip o doğrultuda başarıya, adalete, haksızlığa karşı dik duruşun sembolü olmuş bir takımdır. Trabzonspor’un elde etmiş olduğu hiçbir başarı altın tepsi içerisinde sunulmadı. Kısıtlı imkanlar içerisinde haksızlığa, adaletsizliğe ve adaletsiz olan güce karşı direnişin sembolü olarak verilen mücadelenin neticesinde bu başarılar elde edildi. Ancak son 20 yıl içerisinde futbolda adalet kavramının farklı şekilde algılanması sonrası kavram kargaşası yaşanmaya başlandı.
Şükürler olsun ki bu süreç içerisinde Trabzonspor zorlanmasına rağmen bu çizgisinden ödün vermedi. Bugün verdiğimiz mücadelede de bunun devamıdır. Trabzonspor Kulübü süreç içerisinde 96’da kaybedilen şampiyonluk, 2010-11’de yaşamış olduğumuz türbülans ve bunun neticesinde devam eden yıllar içerisinde birtakım sıkıntılar yaşadığımız malumunuzdur. Biz bunların hepsinden ders aldık. Öyle bir yapılanmanın içerisine girdik ki, bu ve buna benzer süreçler bir daha bu takıma ve camiaya zarar veremeyecektir. Süreç Trabzonspor açısından başlamıştır.
Trabzonspor futbol takımı bu sene de dahil olmak üzere hem kupa, hem ligde, hem de önümüzdeki yıllarda aynı şekilde bu zirve mücadelesini ve bu zirve savaşını sürekli hale getirebilecek yapıya dört dörtlük olmasa dahi yüzde 80-90 oranında oturmuş durumdadır. İleriye dönük baktığınızda bir daha o 96’ları, 2010-11’lerden sonraki sıkıntıları yaşamamız asla söz konusu olmayacak."
77-78 sezonundan sonra ilk defa 3 kupada hedefe yürüdüklerini hatırlatan Ağaoğlu, "Aradan geçen 40 yıllık süreç içerisinde 3 kupada hedefe yürüyoruz. Heyecanlıyız. Bu kadar büyük sorumluluğu yüklendiğinizde ve hedefe de yaklaştığınızda azami gayret ve dikkatle en az hatayı yapmaya çalışıyoruz. Geceler uykusuz geçiyor.
Bazen saatler geçmiyor bazen de geçmesi gereken saatlerin günler, aylar gibi bir sürece yayıldığını da hissediyoruz. Allah’a şükrediyorum ki böyle bir süreçte böyle bir görevin içinde bulunuyorum. Sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz. Herkesin gözü üzerimizde. Çok erken ayağımızın takılması bekleniyordu. Bunu futbolcularımızın, teknik heyetimizin üzerinden yapmaya çalıştılar. Farklı unsurları devreye sokarak yapmaya çalıştılar. Elde etmiş olduğumu başarıyı, gelmiş olduğumuz noktayı farklı bölümlerle iliştirmeye çalıştılar ama güneş balçıkla sıvanmaz.
Netice itibariyle bugün öyle bir noktaya geldik ki bunların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığı, Trabzonspor’un bileğinin gücüyle, kendi doğrularıyla, ahlaki değerleriyle başarıya yürümekte olduğu gerçeği bir takım kesimleri doğal olarak rahatsız etti. Onların yerinde olsam ben de rahatsız olurdum. Bir kulüp düşünün şampiyonluğun en büyük adayı, kupanın finalisti. 16.5 milyon Euro bütçesiyle kendisinden 3, 4, 5, 6 kat fazla bütçelerle oluşan takımlarla mücadele ediyor ve onlardan daha başarılı konumda. ‘Neden ben yapamıyorum’ diye ben de olsam rahatsızlık duyardım. Trabzonspor işin doğrusunu yapmaya çalışıyor.
Bizim yönetim olarak yapmaya çalıştığımız şey bu bayrağı bu noktaya kadar getiren, geçmişte bu kulübe hizmet etmiş olan kulübümüz kurucu üyeleri, rahmetli başkanlarımızın hatıra, emanetlerine ve bu coğrafya ile bu takıma gönül vermiş insanlara olan saygımızdan, o saygının omuzumuza yüklediği sorumluluktan kaynaklanmaktadır" şeklinde konuştu.
"Son dönemde camiamızla alakalı olarak öne çıkan birtakım hususlar var" diyen Ahmet Ağaoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Alanya maçıyla birlikte oluşmuş olan puan kaybı ve bunun oyuncularımızın üzerinde yaratacağı psikolojik baskının takip eden maçlara yansıyacağı yönünde bir düşünce vardı. 36 gündür tesislerdeyim.
24 saat oyuncu ve hocalarımızlayım. ‘İyi ki 2 puanı kaybettik’ demiyorum ama şu anda takımı, oyuncuları, teknik heyetimizin olduğundan daha fazla baskıdan daha çok motive olduğunu söyleyebilirim. Olumsuz baskı olarak nitelendirilebilecek bir şey söz konusu değil. Oyuncularımızın morali yerinde. Yaşanmış olaylardan dolayı da önümüzdeki maçlara çok farklı gözle ve motivasyonla baktıklarını söyleyebilirim.
Kupada finalistiz. Ligde de önümüzde oynayacağımız 6 maç var. Rakiplerimiz de 3-4 maç oynamayacak. Alanya maçının bu bağlamda zor geçeceğini bekliyorduk. Ancak birtakım farklı unsurların devreye gireceğinden açıkçası beklentimiz vardı ama bu kadar aşırı olacağını bilmiyorduk. Önümüzde engel gördüğümüz en önemli maçtı. Başakşehir açısından baktığımızda bizim rakiplerimizle oynayacaklar. 6 maç sonunda takımımızın ligi zirvede şampiyon olarak bitireceğinden en ufak bir kuşkumuz yok. Kupada 23 sene üzerine Kadıköy’de Fenerbahçe’yi 3-1 yenerek ki ben buna takılmıyorum, önemli olan yarı finaldeki rakibimizi geçerek adımızı finale yazdırmaktı. Finali kazandığınızda size o kupayı verecekler.
23 sene üzerine Fenerbahçe’yi yendiniz diye size kimse kupa vermez. Bu tür istatistiklere fazla takılmamak gerektiğini düşünenlerdenim. Beraberliğin bize yettiği maçtı ve adımızı finale yazdırdık. Finalde de o kupayı inşallah kaptanımızın, hocamızın ellerinde kaldırmayı Allah bize nasip eder. Hiç kimsenin şüphesi olması. Bu sezonu sadece iki kupayla değil 2+1 yani Süper Kupa ile taçlandırmak en büyük hedefimiz."
Tek hayallerinin Kayserispor maçının ardından şampiyonluk kupasının takım kaptanı ve teknik direktörün ellerinde yükselmesi olduğunu belirten Ağaoğlu, şunları söyledi:
"Başakşehir maçından sonra 16 Mart itibariyle süresiz olarak liglere ara verildi. Daha sonra yapılan birtakım görüşmeler oldu ve ardından bir dünya spekülasyon yapıldı. Lig iptal edilsin, tescil edilmesin, play-off oynatılsın, sıralamaya göre Avrupa kupalarına gidilsin ama şampiyon ilan edilmesin, Avrupa kupalarından gelen gelir 18 takım arasında bölüştürülsün, kimse küme düşmesin, takım sayısı 21 olsun. Bunlar sürekli konuşuldu. Lig lideri Trabzonspor. ‘Kardeşim şu lig artık iptal edilsin de bize de kupamızı verin. Biz de bu ligin şampiyonuyuz” diye ağzımızdan tek kelime çıkmadı.
Her zaman şunu dedik: ‘Olağanüstü bir süreçten geçiyoruz, Bu sürecin sorumluluğu devlette. Devletin vereceği her türlü karara Trabzonspor saygılı olur.' Ama onun haricinde herkes konuştu. Bana göre saygı kelimesini ağzından düşürmeyen tek kulüp Trabzonspor’du. Biz bu ligin oynanacağını biliyorduk. İtalya, İngiltere, İspanya, Almanya dahil olmak üzere bütün liglerin de oynanacağını biliyorduk. İleri görüşlü olduğumuzdan kaynaklanmıyor bu. Bu bir endüstri. 22 kişinin sahada oynadığı basit bir oyun değil artık. Milyarlarca doların döndüğü devasa bir endüstri.
Sadece işin bahis tarafına baktığınızda ne demek istediğimi çok iyi anlarsınız. Oynanacaktı, oynatacaklardı. Oynanması gerekiyordu. Çarkların birinin durması o endüstrinin çökmesi anlamına gelir. Biz işin hep sportif tarafıyla ilgilendik. Bütün dikkatimizi de o noktaya yoğunlaştırmıştık.
Oynanacağını da çok iyi bildiğimiz için biz 4 Mayıs itibariyle hazırlıklarımıza başladık. Sıkıntılı bir süreç olacağını biliyorduk. Sağlık ekibimizle, hocalarımızla anatomik ve fizyolojik olarak sporcuların ciddi sakatlık sorunları yaşayacağını da çok iyi biliyorduk. Bu diğer liglerde de cereyan ediyor. Bir sezon içerisinde 3’üncü yükleme oldu. 60 gün sonra tekrar yapılan yükleme, burada çok dikkatli olmaya gayret ettik. Alabileceğimiz her türlü önemli aldık ama sakatlık anlamında çok hassas bir süreç.
İnşallah Allah şu ana kadar yaşadığımız sakatlıklarla ligin bu periyodunu tamamlamayı nasip eder. Bu takip eden 2020-21 sezonunun başlangıcı için de sporcu sağlığı anlamında sıkıntı yaratacak. Çünkü bir yıl içerisinde oyunculara dördüncü kez yükleme yapılacak. 60-65 günlük spordan uzaklaşmanın bedeli ağır olacak gibi görülüyor.
Alabileceğimiz her türlü tedbiri önceden alıyoruz ve daha fazlasını yapmak için gayret sarf ediyoruz. Kalan hiçbir maçın seyircili oynayacağı düşüncesine sahip değilim. Görüntü bize onu göstermiyor. İnşallah Kayserispor maçından sonra Süper Lig kupası kaptanımızın ve hocamızın ellerinde bu uğurda canlarını feda eden insanların ve bu kulübe hizmet ederek hayatını kaybeden insanların hatıralarına, anısına ellerinde ve omuzlarında gökyüzüne yükselir. Şu anda tek düşüncemiz, tek hayalimiz bu.”
Ağaoğlu’nun konuşmasının ardından divan genel kurulunun kalan kısmı yayına kapatılarak devam etti.