Yeni bir sponsorluk anlaşması imzalayan Trabzonspor'da, Kulüp Başkanı Ahmet Ağaoğlu, imza töreninde gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Ağaoğlu, her önlerine gelen kurumla değil, kendilerine değer katacak kurumlarla anlaşma imzaladıklarını söyledi.
Kulübün hedeflerinden de söz eden Başkan Ağaoğlu, ''Hocamız 40 yaşında ve Trabzonspor altyapısından. 40 yaşındaki hoca genç hocaysa, ben de 63 yaşında genç bir başkanım. Trabzonspor Kulübü'nün hem felsefesi hem planı hem de programı altyapıdan oyuncu yetiştirip, yararlanmak ve pazarlamaktır'' dedi.
Başkan Ağaoğlu, yönetim olarak altyapıya verdikleri öneme dikkat çekti ve göreve geldikleri zaman 3-5 sene sabır rica ettiklerini hatırlatarak şunları kaydetti:
''İçinde bulunduğumuz şartlar, bu programımızı tam anlamıyla uygulamamıza biraz engel oldu. Yarışın içindeyiz. Yarışın içinde olduğunuz zaman tamamen altyapı oyuncularından kurulu takımla hedefe yürümeniz pek mümkün olmayabiliyor. Ancak galiba şunu yıkmaya başladık; 20 yaşındaki oyuncunun genç olmadığını gördük. 17 yaşındaki Felix, Avrupa'nın üst düzey takımlarında ilk 11 oynuyorsa, genç oyuncu kavramı 16-17 yaşına çekildi. Genç Serkan'ı, Rahim'i, maçlar el verdiğinde diğer gençleri sahaya sürerek tecrübe kazanmaları ve ileride maddi anlamda gelir sağlamak en önemli hedefimiz. Bir futbol takımı, futbol dışı işlerle fazla uğraşmamalı. Gayrimenkul, enerji, denizcilik işlerine girmemeli. Futbol takımı futbolcu satarak para kazanır. Biz maalesef daha önce futbolcu alıp satarken para kaybetmişiz. Trabzonspor'un ekonomisi 4 bilinmeyenli denklem değil. Altyapıdan yetiştirdiğimiz futbolcularla para kazanan bir kulüp haline geldik. Yusuf Yazıcı 17 milyon Euro artı 3 milyon Euro'yla bu ülkenin altyapısından yetişen ve satılan bu ücretteki ilk oyuncu. Abdülkadir Ömür, 23 milyon Euro teklif gelen bir diğer oyuncumuz. Uğurcan Çakır, 20 milyon Euro teklif aldığımız bir diğer oyuncumuz. Altyapıdan yetişen oyuncuların piyasa değeri 70 milyon Euro'yu buluyor. Bunun içine Serkan, Rahim, Abdulkadir Parmak, Kerem, Sefa'yı dahil edersek daha da artıyor. Bir stopere 3 milyon Euro bonservis ödeyip, yıllık 2,5 milyon Euro maaş verdiğinizde eleştirilirsiniz. O stoper bugün Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde 150 bin Euro'ya oynuyor. Hocamız 40 yaşında ve Trabzonspor altyapısından. 40 yaşındaki hoca genç hocaysa, ben de 63 yaşında genç bir başkanım. Trabzonspor kulübünün hem felsefesi hem planı hem de programı altyapıdan oyuncu yetiştirip, yararlanmak ve pazarlamaktır."
Trabzonspor Teknik Direktörü Hüseyin Çimşir'in talebi doğrultusunda yardımcı antrenör alacaklarını belirten Ağaoğlu, yardımcılık yapacak hocanın da kariyerli olması gerektiğini vurgulayarak, ''Oraya boşluk doldurmak veya görüntü vermek için birisi getirilmiyor. Henüz imza atılmadığı için isim vermeyeyim, hocalar kendi belirleyecek formatı. Sayın Ünal Karaman'ın ayrılışının üstünden 24 saat geçmemişken takımın teknik direktörünün kim olacağı sorularına altyapıdan gelen Hüseyin Çimşir ile devam edeceğimizi söyledik. Nasıl formatta çalışacaklarını ben biliyorum ama bu formatı belirleyen onlardır. Formatın ne olduğu değil ne kadar verimli olduğu önemli, gelecek hocanın hem teknik hem de scouting anlamında verimli olması bizim tercihimiz. Bizde yerleşik bir sistem vardı; yabancı antrenör gelir ve altına Türk hoca verilirdi, bazen. Biz onu Trabzon olarak tersine çevirdik, kondisyonerleri çıkarırsak bir Türk hocaya yardımcı hoca olarak Süper Lig'de ilk. Transferler ilgili olarak doğrudur, görüşmelerimiz var ama Ermin Bicakcic onlardan biri değil, bitmeyen senfoni gibi her transfer döneminde o isim gündeme gelir ve biterdi, sonra ara transferde tekrar gelirdi ama o oyuncu gündemimizde değil. Görüştüğümüz 2-3 oyuncu var, bizim 450 milyonluk bir boşluğumuz vardı oyuncuların ayrılmasıyla yuvarlak 800 Euro'lara geldik. Israrla transfer var mı diyorsunuz, para bu kadar. Bu paranın içerisine gerekliyse ve verimli olacaksa yapılacak olan transfer içindedir, bunu herkes anlasın. Geçen kış döneminde ocakta yapılan transferin yüzde yirmisi, o da tam değil, limitten dolayı atılmamış imzalar var. Geçen sene 100 harcandıysa bu sene 20 harcamak planlanıyor tahminimce de 15 harcanacak. Futbol eski futbol değil, sistem de öyle. Ben bunun Türk futbol yararına olduğunu bunun da ekonomik bir milat olduğunu düşünüyorum. İflasın eşiğine gelmiş Türk futbolunun dönüş yılı olarak değerlendiriyorum'' şeklinde konuştu
Ağaoğlu, takım kaptanı Sosa'nın çok yetenekli, kapasiteli olduğunu da ifade ederek, ''Aynı zamanda profesyonel, spor etik ve ahlakına harfiyen uyan bir sporcu. Ahlaklı, yetenekli kapasiteli ve aynı zamanda zeki bir sporcu. Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi; zeki, çevik ve sahada da ahlaklı. Takımımızın kaptanı, kendisinden çok şey beklediğimiz ve zaman zaman sakat olduğunda da her şeyini takıma veren bir oyuncu. Çok güzel söylemiş, takımın başkanı değilim diye. Ben de Sosa'nın menajeri değilim. Ama sezon başında menajeri Trabzon'a vereceğini söylemişti, Sosa'nın da böyle bir beklentisi yok, anlaşmanın sezon sonuna kadar olduğunu biliyor ve hiç gitmeyecek gibi çalışan, takımı sahiplenen biri. Hüseyin'in kontratı bitmiyor henüz, Novak'la da. Verilen rakamlar sınırlı rakamlar, bunun üzerinde çıkma mümkün değil yoksa diğer oyunculardan kesmek zorundasınız. Kadro mühendisliği herhalde orada devreye girecek, bundan dolayı orada altyapıya önem vermek gerekiyor'' dedi.
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç'un katıldığı programı izleyip izlemediği sorulan Ağaoğlu, ''Ali Koç'un programını izledim ama hep beraber toplanıp konuşmamız gerekiyor, konuşuyorduk zaten. Bire bir konuşacağımız konuların basın ve toplum önünde konuşulması, tartışılması hoş değil. Kulüplerle alakalı kamuoyunda olumsuz gündem ve gerginlik yaratacak söylemlerin, konuşmaların içinde olmak hoş değil. Geldiğimizden beri ortamın yumuşaması, gerginliğin azalması, futbolun sahada oynanması ve bitmesi açısından çok çaba sarf ettik. Hiçbir kulübün, başkanının, hocasının, oyuncusunun ismini ağzımıza alarak tartışma ortamına çekmedik. Kulüpler arasında sıkıntı olabilir, bu yine arada halledilir bir mesele, bunu bu şekilde çözmek yerine farklı yöntemlere başvurduğumuzda ülke adına, ülke futbolu ve spor adına sıkıntılar yaşıyorsunuz. Biz her zaman, her yerde, her şekilde söz konusu ülke futboluysa hemen hemen herkesle de konuştuk, bugün de konuşuruz, yarın da konuşuruz. Başkanlık, camia adına yüklenilmiş sorumluluktur, toplumun doğrusu neyse onu yaptığınızda şüpheniz olmasın doğru yapmış olursunuz. Hiçbir şekilde kendi eksiklerini, yetersizliklerini gözden uzak tutmak için dikkati farklı noktaya çekmek adına gündem yaratmak gibi yanlışın içine düşmeyi asla istemeyiz. Geldiğimizden beri kendi işimizi yapıyoruz, rakiplerimize saygı duyuyoruz. Biz rakiplerimizi insanların önüne atmıyoruz. Sosyal medyada camialar, taraftarlar arası sıkıntılar çıkarmaya başladığınız anda belki günü kurtarıyorsunuz ama sporun barış, kardeşlik ruhuna ihanet etmiş olursunuz. Kurtardığınız gün sizin geleceğinizi kurtarmayabilir, dikkat etmek lazım. Camiamıza olduğu kadar ülke gençliğine de saygımız var, o yüzden popülariteden uzak söylediğim şartlarda, ölçülerde kulüp başkanlarıyla görüşüyoruz. Her türlüsünü de yaparız, anladığım kadarıyla yeniden yapılandırma ve limitler hakkında bazı takımların sıkıntısı var. Ama zamanında bundan şikayet eden kulüpler de var, olsun fikri değişmiştir. Ortaya konulan kriterlere uyan bir tek Trabzonspor Kulübü var diye düşünüyorum'' ifadelerini kullandı.
Trabzon'un çok farklı bir şehir olduğunu dile getiren Ahmet Ağaoğlu, ''81 ilimiz var, herhangi bir takım şampiyon olduğunda sadece Trabzon'da kutlama yapılmaz. Başka takım şampiyon olduğunda orada kutlama yapılmaz ki orada herkes Trabzonsporludur. Orada alınan her menü Trabzon'un kasasına gidecek ve orada başka menü de yenmez, mümkün değil. O açıdan bakıldığında kârlı bir iş. Trabzon'u ve Trabzonspor'u ayrı tutmak lazım, onu büyük yapan bugünkü konumuna getiren, milyonların sevgilisi haline getiren birtakım farklı özelliklerdir. Yoksa büyüklük ve popülarite açısında bakınca diğer büyük takımları göz ardı etmek mümkün değil. Biz, farklı olduğumuz için farklıyız. Orada da farklı özellikler var; biri Trabzonspor'un anlamı içinde başkaldırı olarak buluyor, biri zenginlere karşı başkaldırı buluyor, biri benim gibi biri için ise kulüpte kişilik buluyor. Beni bir laboratuvarda analiz ettirsek yüzde 98'i bana Trabzonspor'un katkısı. Eğer Trabzon'da o 8 restoranda bin liralık ürün satılacaksa onun yetmiş lirası bizim kasaya gidecek, başka yere gitmesi mümkün değil'' dedi.
(DHA)