Ahmet Davutoğlu: Malezya'da şok yaşadım

Davutoğlu, Malezya'dan hocalık yaptığı dönemde yaşadığı bir anıyı paylaşarak "Olumlu bir şok yaşadım çünkü ders verdiğim sınıfta bir çok etnik köken bulunuyordu" dedi.

Davutoğlu'nun konuşmalarından satır başları: Ekonomik büyümeyle ilgili olarak kriz söz konusu oldu ama sonrasında hedefler koyduk önümüze. 12 yıllık hükümetimiz çerçevesinde planlar oluşturduk. Avustralya'daydım dün, G20 zirvesi gerçekleşti ve Türkiye yeni dönem başkanı oldu. Uluslararası anlamda ekonomik durgunluk söz konusu. Türkiye jeopolitik açıdan bakarsak hemAvrupa ülkesi hem Asya ülkesi, biz bir çok coğrafyanın parçasıyız ve bu coğrafyaların sorunlarını da ele alıyoruz. Bu çok boyutlu bir coğrafya ve dezavantajlar ortaya koymakta.

"PRENSİPLER BELİRLEDİK"
Türkiye ekonomisi Avrupa ekonomisi çerçevesinde önemli stratejik ilişkilere sahip. Avrupa'da daralma söz konusu olduğunda biz yeni yolların arayışı içerisinde olduk. Balkanlara döndük, Kafkaslara döndük ve ihracatımız yüzde 57 oranında idi ve bu yüzde 37'ye düştü. Etrafımızdaki ülkelere olan ihracatımız ise yüzde 8'den yüzde 33'e yükseldi. Dinamik bir dış politikaya ihtiyaç söz konusu. Bazı prensipler ortaya koymak istedik.

Arap baharından bu yana daha fazla gelişen iç riskler söz konusu oldu. Mülteciler konusu gibi, 2 milyon mülteci aldık ülkemize. IŞİD'ten kaçanları misafir etmekteyiz. Irak'ta da bunun benzeri durum söz konusu. Komşu ülkelerdeki sorunlar karşısında aktif politikaya devam edeceğiz. Bugünde TİKA'nın gerçekleştirdiği, açtığı okulu ziyaret ettik. Çok faal bir çalışma içerisinde TİKA'da. Afrika'da 3-4 kat arttı.

"HOCALIĞIM DÖNEMİNDE ŞOK YAŞADIM"

Doğu Asya sadece dış ekonomi açısından değil, küresel anlamda da bir çekim merkezi. Asya'yı anlama açısından burada yaşıdığım 5 yıl çok önemliydi. Bu bölge çok kültürlülük açısından çok çok önemli. Bu bölgedeki akademisyenlik hayatım, buradaki gelişmeleri görme açısından çok önemli oldu. İlk Körfez savaşı sürecinde buradaki hocalığım döneminde siyaset tarihi dersiyle ilgili olumlu bir şok yaşadım. Çünkü ders verdiğim sınıfta bir çok etnik köken bulunuyordu.

Asyalı gençlere Çin medeniyetiyle başlayan ve İsa öncesi süreç, Budizm ve İslam medeniyetini bir araya getiren dersler oluşturdum. Tek taraftan bakılmaması gerektiğini vurguladım. Tarihi kültürel akımlar içerisinde anlatımlar gerçekleştirmeliyiz. Buradaki kültürel miras beni çok etkilemişti.