Seçimler yaklaştıkça siyasi parti liderlerinin açıklamaları yakından takip edilmeye devam ediyor. Millet İttifakı'nda yer alan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Halk TV'de soruları yanıtladı. Davutoğlu, Altılı Masa ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
17 Eylül 2022 tarihinde Hür Düşünce Derneği'nin etkinliğinde yapmış olduğum konuşmada belirtmiştim. O günlerde sayın Kılıçdaroğlu'nun Aleviliği üzerinden kazanıp kazanamayacağı spekülasyonları olduğu zaman şöyle demiştim. "Cumhuriyet'in 100. yılda etnik veya mezhebi kimliği dolayısıyla şu veya bu makama gelemeyeceğini söylemek Cumhuriyet'e ihanettir" demiştim. Sonra o konuşmayı bir yazıya dökmüştüm. Beni Altılı Masanın kuruluşundan itibaren heyecanlandıran temel şey bir iktidar değişimi değildi açık ifade edeyim. Daha önemlisi ve daha kalıcı olanı modernleşme dönemi bizi çok parçaladı. Bazı kimliklerin kendilerini ikincil konumda gördükleri oldu. Bu siyasal alanı kamu alanını kutuplaştırdı. Beni Altılı Masada heyecanlandıran şey bu alanın gerçek ve sahici sahipleri bir araya gelerek bütün medeniyetlerin kesiştiği bütün kimlikleri barıştırarak bir Cumhuriyet fikri etrafında herkesin eşit olduğu kimliklerin değil niteliklerin öne çıktığı bir yeni kültürü inşa edebilecek miyiz? Bunu yapabilirsek 14 Mayıs'ta seçimi kazanmamız bizim için gerçek bir devrim niteliği taşır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun son derece samimi şekilde ifade ettiği hususlara katılıyorum.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun SGK'daki Savaş Ay ile mülakatını tekrar tekrar gösteriyor. Ya ne olmuş 25 yıl önce olmuş. Bu bir propaganda taktiği olarak etkili olur ama bilinç oluşturmaz. Şu anda bizim Altılı Masada yapmak istediğimiz şey bilinç oluşturmak. 15 Mayıs'ta seçimi kaybetsin çok başarılı gördüğünüz Erdoğan'ın taktiklerinin ne kadar başarısız olduğuna dair bütün paradigma çöker. Biri size saldırdığında 'evet öyleyim' deyince bu iş bitiyor.
Ben çok krizin içinden geçtim. Hayatın doğasında var. Krizin olmadığı yerde ya bir mutlak despot vardır ya da siyaset yoktur. Güçlü kılan krizi çözebilme kabiliyetidir. Son olayda bunu gördük. Çok çarpıcı şekilde Erdoğan beni teyit etti. Bize dönük olarak 'Bakın bunlar bize ihanet etmişti şimdi de Kılıçdaroğlu'na ihanet edecekler' dedi. Dedim ki 'Doğru'. AK Parti'nin kuruluş ilkelerinde yer alan yoksullukla, yolsuzlukla, yasaklarla mücadeleyi terk ettiğin için, ilkelere uymadığın için seninle kriz yaşadık. Ben sana ihanet etmedim, sen AK Parti'nin kurucu ilkelerine ihanet ettin. Eğer sayın Kılıçdaroğlu ortak ürettiğimiz dökümanlara aykırı davranırsa senin kuruluş ilkelerine aykırı davrandığı gibi evet kriz yaşarız ama bunun adı ihanet olmaz.
Sayın Kılıçdaroğlu ile bir güven ilişkisi de var. Çıkmayacak mı çıkacak. Evde kriz çıkmıyor mu? Çıkacak. Bu ittifak o kadar mukaddes bir ittifak ki burada kriz çıkmayacak dersek kim inanır? Aksine burada kriz çıkabilir ama merak etmeyin biz çözeriz dediğiniz zaman insanlar inanır. Kriz çıktı ve çözdük. 3-6 Mart arasındaki krizi yaşamak istemezdik. Kimse istemezdi. Üç gün içinde İYİ Parti'nin çok seçkin siyasetçileri mesaj gönderdi. 'Sayın Akşener sizi sever, yardımcı olsanız' dediler. CHP'nin ileri gelenlerinden de öyle. Sayın Yavaş ve İmamoğlu'na da gittiğine eminim.
Eğer sayın Kılıçdaroğlu'na birisi itiraz edecek olursa benim itiraz etmem lazım. İki seçim karşılıklı mücadele ettim. O zaman kurulsaydı koalisyon ben başbakan, o yardımcı olacaktı. Şimdi ben onun yardımcısı olmayı kabul ediyorum, çünkü Türkiye'nin buna ihtiyacı var.