Eskiden ünü yetiştiği yöre ile sınırlı olan ya da yerini bile bilmediğimiz ülkelerde yetişen pek çok sebze, meyve, ot ya da faydalı olduğu söylenen herhangi bir ürün bugün, iletişim kanalları ve ticaret yöntemlerindeki gelişime paralel olarak dünyanın her yerine ulaşabiliyor.
Ülkemizde frambuaz adıyla da bilinen ahududu, gülgiller familyasından, üzümsü, sulu ve lezzetli meyveleri olan bir bitkidir. Dilimize "ahu dutu" tamlamasından değişerek yerleştiği düşünülen ve ormanlık alanlarda yabani olarak kendiliğinden yetişen ahududu yıllar içinde yapılan ıslah çalışmaları sonunda dünyanın hemen her yerinde yetiştirilebilen bir endüstri bitkisi haline gelmiştir. Meyvesi kadar aroması ile de gıda ve ilaç sektörü başta olmak üzere pek çok sektörde rağbet görür.
Pasta, kek, reçel, marmelat, alkollü-alkolsüz içecekler, meyveli yoğurt, meyveli süt gibi ürünlerin içeriğinde karşımıza çıkar. İçeriğindeki zengin C vitamini, organik asitler, pektin, uçucu ve sabit yağlar sayesinde tedavi edici özelliğiyle de dikkat çeker. Bu özelliğinden yararlanmak için meyveleri tazeyken yenebileceği gibi, dondurularak saklanabilir. Bitkinin çiçekleri ve yaprakları da geleneksel olarak şifalı kabul edilir ve çok uzun yıllardan beri taze ya da kurutulmuş olarak kaynatılarak içilir. Ahududu, meyvelerinin rengine göre; sarı, siyah ve kırmızı ahududu olarak gruplandırılır. Ahudududan elde edilen çaylar arasından ülkemizde en çok kırmızı ahududu yaprağı çayı tüketilir.
Ilıman iklim şartlarını seven ahududu ülkemizde en çok Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerinde yetiştirilir. Haziran, temmuz aylarında çiçeklenmeye başlar ve yaz mevsimi boyunca sürekli meyve verir.
İştah açmak, bağışıklığı artırmak, idrar söktürmek, ishali kesmek için hazırlanan ahududu yaprağı çayı aynı zamanda antiseptik özelliği sayesinde gargara olarak boğaz hastalıklarında ve pansuman solüsyonu olarak gözlerde de kullanılabilir.
Ahududu yaprakları, temiz bir örtü üzerinde, havadar, sıcak fakat direkt güneş ışığının altında kalmayan bir yerde kurutulur. Kuruyan yapraklar cam kavanozlarda ya da kapaklı karton kutularda 1 sene boyunca saklanabilir. Bu yapraklarla bitki çayı hazırlamak için;
1. 1 litre suya, 50 gram kadar kurutulmuş ahududu yaprağı atılarak kaynatılır. Eğer gargara yapmak için hazırlanıyorsa, su miktarı azaltılmalı ya da yaprak miktarı artırılmalıdır.
2. 10 dakika kadar kaynatılan ahududu yaprağı çayı, sıcakken ya da ılık olarak günde 3 bardağa kadar içilebilir.
Ahududu hoş kokusu ve tadıyla olduğu kadar, sahip olduğu besin ögeleri ve sağlığa kattıklarıyla da dikkat çekiyor. Fakat bu ahududunun her sağlık sorununda sınırsız bir şekilde tüketilebileceği anlamına gelmez. Herhangi bir bitkisel ürünün, bitkisel ilaç olarak kabul edilebilmesi için uzun soluklu araştırmalar, deneyler yapılması gerekir. Ahududu için yapılan bilimsel araştırmaların sayısı oldukça fazla ve elde edilen sonuçlar yüz güldürücü olsa da, bazı bünyelerde alerjik reaksiyonlara sebep olabileceği akılda tutulmalıdır. Özellikle kronik metabolizma hastalığı olanların kullanmadan önce doktorlarına danışmaları gerekir.
Sağlıklı bir şekilde zayıflamak esas alındığında diyet sırasında karşılaşılan enerji ve direnç kaybını ortadan kaldırmak adına, ahududu çayının faydası görülebilir. Fakat ahududunun zayıflatmak gibi bir etkisi yoktur, tersine iştah açıcı özelliğiyle kilo artışına sebep olabilir.