HABER

AIDS: Nedenleri, belirtileri, tedavisi

HIV adı verilen bir virüs ile vücudu esir alan ve genelde anneden çocuğa doğum esnasında, cinsel ilişki aracılığıyla ya da kan yoluyla bulaşan bir hastalık olan AIDS dünyanın dört bir yanında yüz binlerce kişiyi mağdur eden bir rahatsızlık tipi olarak biliniyor.

AIDS: Nedenleri, belirtileri, tedavisi

Türkçe açılımı Edinsel Bağışıklık Yetmezliği Sendromu olan hastalık, zaman içerisinde vücudun neredeyse tüm direnç sistemini ortadan kaldırır ve en ufak bir virüs yüzünden bile ciddi hastalıklar ile karşı karşıya kalmanıza sebep olabilir. Diğer taraftan bedende HIV virüsüne rastlanması her durumda kişide AIDS hastalığı olduğu anlamına gelmez. Büyük problemlerin yaşanmasının sebeplerinden bir tanesi de bu hastalık ile ilgili temel bilgilere yeteri kadar hakim olunmamasından kaynaklanıyor.

AIDS NEDİR?

HIV virüsünün bünyede hasara sebep olan faaliyetler göstermesiyle beraber bedenin bağışıklık sistemini çökerterek problemlere karşı dirençsiz hale gelmesine sebep olan AIDS hastalığı vücutta başka hastalıkların daha kolay yayılmasını mümkün hale getirir ve sağlıklı yaşamı ciddi anlamda sekteye uğratır. Diğer taraftan AIDS, virüsün bedene girmesiyle birlikte aniden ortaya çıkan bir hastalık değil. Uzun süre bu virüs bedende yer alabilir ve vücutta bulunmasına rağmen herhangi bir semptoma ya da şikayete sebep olmayabilir. Kan testi ile ortaya çıkarılmadığı sürece bedeninizde AIDS hastalığının belirtilerini görmek hemen hemen 10-12 senenizi alabilir.

AIDS NEDENLERİ NELERDİR?

AIDS nasıl bulaşır konusunda yeterli bilgiye sahip değilseniz bilinçsiz bir davranış sonucunda bu hastalık ile karşı karşıya kalabilirsiniz. AIDS birden fazla yolla vücuda girebilir. Bunlardan bazılarında bedeni korumak mümkünken bazılarında ise korunmak adına yapabileceğiniz pek bir şey yoktur. Bu hastalığın sebeplerine geçmeden önce hatırlatmakta fayda var ki; toplumda konuşulanın aksine bu hastalık el sıkışma, dokunma, tükürük, sarılma, hapşırık, öksürük gibi yollarla kişiden kişiye geçmez. AIDS’e sebep olan HIV virüsü hassas bir tür olduğu için bedenden çıktıktan sonra havada uzun süre canlılığını koruyamaz ve etkisini kaybeder.

1. CİNSEL İLİŞKİ YOLUYLA BULAŞIR

iStock-1157104918

AIDS’in en sık bulaştığı yollardan birisi cinsel ilişkidir. Genelde her kültürde bu konuda yeterli bilgi birikimi var ama ilişki sırasında korunma ihtiyacı duyulmaması HIV virüsünün, virüslü partnerden sağlıklı partnere geçmesine sebep olabiliyor. Yapılan araştırmalar cinsel ilişkiye ara vermemek, partnerin hazzını azaltmamak için birçok kişinin prezervatif takmayı tercih etmediğini söylüyor. Partnerin sağlık durumu hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığı durumda da bu hastalık ile karşı karşıya kalma ihtimaliniz artıyor.

Korunmasız bir şekilde vajinal ilişkiye girerseniz, korunmasız bir şekilde anal ilişkiye girdiğinizde karşılaşacağınız hastalık riskinden daha fazla risk ile karşı karşıya kalırsınız. Bu da homoseksüel cinsel ilişkiler yüzünden AIDS'in daha kolay bulaşmadığına yönelik bir işaret olarak karşımıza çıkıyor.

2. ANNEDEN ÇOCUĞA BULAŞABİLİR

HIV'in bulaşma nedenlerinden birisi de anne ile bebeğin insan doğası gereği girdiği yakın ilişkiye dayanıyor. Doğum esnasında kanama yoluyla bulaşabildiği gibi emzirme sırasında süt aracılığıyla da anneden çocuğa AIDS virüsü bulaşabilir. Cinsel yolla bulaşan hastalığa kıyasla bu konuda kişinin kendini koruması için yapacağı pek bir şey yoktur. Burada annenin bilinçli olması ve hastalığa sahip olup olmadığı konusunda gerekli testleri yaptırması gerekiyor. Eğer anneye AIDS'e yönelik bir teşhis konulduysa hastalığın çocuğa bulaşmaması için gerekli tıbbi müdahale talep edilmeli ve uzmanlardan destek alınmalı.

3. KAN YOLUYLA BULAŞIR

iStock-1059131372

Bilinçsiz bir şekilde gerçekleştirilen kan transferleri AIDS'e sebep olabilir. Kan verecek kişinin AIDS başta olmak üzere ciddi hasarlara yol açabilecek hastalıklara ilişkin virüs taşıyor olup olmadığına dikkat edilmelidir.

Günümüzde pek popüler olmasa da bir zaman gençler arasında çok moda bir hareket olan “kan kardeş” akımı da bu hastalığın önemli ölçüde yayılmasına sebep oldu. İki kişinin kendi kanlarını akıtmak kaydıyla yaralarına birbirlerinin kanlarını bulaştırdığı “kan kardeşlik” vakalarında AIDS hastalığına sahip bireyin vücudundaki virüslerin sağlıklı kişiye geçtiği gözlemlendi. İleride sağlığınızı tehdit etmemesi adına bu tip davranışlardan uzak durmalısınız. Eğer bir ebeveynseniz çocuklarınıza da bu tip konularda gerekli uyarıyı yapmanız gerekiyor.

Tıraş bıçakları da kandaki virüsü kişiden kişiye aktaran araçlar olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle berberlerde kullanılan tıraş aletleri birden çok kişinin üzerinde kullanılması sebebiyle büyük bir risk teşkil eder. Bu yüzden başkasının tıraş bıçağını kullanmamaya ve dış ortamda tıraş olurken tıraş ürünlerinin sadece sizin için kullanıldığından emin olmaya özen gösterin.

AIDS BELİRTİELERİ NELERDİR?

AIDS’in birçok belirtisi olsa da hastalığa yönelik belirtiler virüsün bedene girmesiyle hızlı bir şekilde ortaya çıkmaz. Eğer yukarıda anlattığımız yollardan biriyle kanınıza HIV virüsü girdiyse, kısa bir süre içerisinde hastalığın belirtileri ile karşılaşmanız gibi bir durum ile karşılaşmazsınız. Bu konuda en çok sorulan sorulardan birisi de "AIDS ne zaman belli olur?" şeklinde. Ne yazık ki birçok vakada AIDS hastalığına yönelik belirtilerin ortaya çıkma süresi 10 seneyi aşabiliyor. Hafif belirtileri ise birkaç hafta içerisinde görmeniz mümkün. Bu konuda AIDS’in ilk belirtilerini soğuk algınlığı, yorgunluk ya da küçümsenecek başka bir sebebe bağlamak yerine bir uzmana danışarak hızlı müdahale ile kendinizi kurtarmaya çalışmanız gerekir. Bu hastalığın işaretçisi olan belirtiler genelde kadın erkek ayrımı olmaksızın benzerlik gösterir.

1. YÜKSEK ATEŞ

thermometer-3656065_1920

AIDS'in en yaygın belirtilerinden birisi de ateştir. Araştırmalar hastalığın bulaştığı bireylerin %96'sında erken dönemde ateş şikayeti başladığını gösteriyor. Şüpheli bir cinsel ilişkiyi takip eden haftalar içerisinde sebepsiz yere başka bir hastalığı temel almayan yüksek ateş ile karşılaşılması, AIDS konusunda tereddüt etmeye başlamanız konusunda yeterli bir sebep denilebilir. Anlık bir strese, heyecana ya da başka bir duruma bağlı olmayan ateşin bu belirtilerden herhangi biriyle görünüp görünmediğini analiz ederek, en kısa sürede doktora başvurmalısınız.

2. DERİ DÖKÜLMESİ

%70 oranında karşılaşılan bir AIDS belirtisi olan deri döküntüsü de ihmal etmemeniz gereken bir semptomdur. Daha önce cinsel deneyim yaşamadığınız biriyle ilişki yaşadıysanız ve bunu şüpheli bir ilişki olarak kodladıysanız bu birlikteliği takip eden süreç içerisinde en ufak bir deri döküntüsünü bile görmezden gelmeyin. Seneler sonra bedeni tamamen çökertip kişiyi çaresiz bırakan hastalığın ilk ve hafif belirtilerinden birisi deri dökülmesidir. Dökülmenin ne kadar ciddi olduğunu ve hangi bölgelerde görüldüğünü doktorunuza anlatarak AIDS ile ilişkili olup olmadığını öğrenebilirsiniz.

3. LENF BEZLERİNİN BÜYÜMESİ

iStock-186812098

Lenfoma olarak da bilinen lenf bezlerinin büyümesi, ilerleyen süreçte bağışıklık sistemine ilişkin ciddi sorunlar doğacağına yönelik bir işaret olarak kabul ediliyor. Bedenin genelinde yaygın olarak yer alan lenfatik sistem oldukça önemli görev görür. Lenfoma vakasında akyuvarların kontrolsüz bir biçimde çoğalması söz konusu olur ve bu akyuvarlar, lenf bezelerinizin içerisinde toplanıp bezelerin daha büyük hale gelmesine neden olur.

Lenf bezlerinizin büyüyüp büyümediğini anlamak için genelde koltuk altı, boyun ya da kasık bölgelerinizi kontrol edebilirsiniz. Çoğunlukla kontrol esnasında bu bölgelerde ceviz büyüklüğünde ya da biraz daha geniş bezeler ele gelebilir. Bezelerin fasulye tanesi boyutunda olması durumunda ise hastalık konusunda çok ciddi bir belirti yoktur denilebilir. Ama yine de şüpheli bir büyüme tespit ettiyseniz AIDS ihtimaline karşı doktorunuza başvurmanız gerekir.

4. FARENJİT

iStock-812491804

AIDS'in erken belirtilerinden birisi olan farenjit boğaz bölgesinde meydana gelen rahatsızlık hissi ile ortaya çıkar. Boğazda hissedilen kaşıntı, ağrı gibi şikayetler, yutkunmanız esnasında bedeninizde bir acının oluşmasına eşlik ediyorsa farenjit belirtileri olduğu düşünülebilir. Genelde soğuk algınlığı, grip gibi hastalıklar ile meydana gelen farenjit, şüpheli bir ilişki sonrasında ortaya çıktıysa gelecekte bağışıklık sisteminizin büyük bir çöküş yaşamasına sebep olabilir.

5. İSHAL

iStock-1124475540

İshal şikayeti de bu hastalığın belirtisi olarak kabul ediliyor. Vücudunuzda ciddi anlamda sıvı kaybına sebep olup gerekli müdahalenin doğru zamanda, erken sağlanamadığı koşullarda sizi oldukça zor duruma sokabilecek ishali hem en hızlı şekilde durdurmak hem de altında AIDS gibi bir problemin yatıp yatmadığı konusunda emin olmak için bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.

6. MİDE BULANTISI VE KUSMA

Ateş ile beraber meydana gelen mide bulantısı ile kusma genelde kadınlar tarafından yanlış yorumlanıyor. Her ne kadar şüpheli bir ilişkiye girildiği biliniyor olsa da bu tip durumlarla karşılaşıldığında AIDS'e yönelik şüpheye kapılmak yerine hamilelik konusuna yoğunlaşılıyor. Mide bulantısı ve kusmanın diğer AIDS belirtileri ile eşleşip eşleşmediğini kontrol etmeniz ve bu şikayeti, şüpheli bir ilişki yaşadığınızı vurgulayarak doktora söylemeniz gerekiyor.

7. BAŞ AĞRISI

AIDS hastalığına yakalananların %32’sinde görülen bir şikayet olan baş ağrısı virüsün bedene girmesinden yaklaşık 1-2 hafta sonra kendisini gösterir. Ortada uykusuzluk, yorgunluk gibi makul bir sebep yokken meydana gelen baş ağrısı şikayetinden kolay bir şekilde kurtulamıyorsanız uzmana danışmalısınız.

8. KAS YA DA EKLEM AĞRISI

Anlamsız bir şekilde bedende hissedilen eklem ya da kas ağrıları da AIDS’in işareti olabilir. Kendinizi yorgun hissediyorsanız ve kas ile eklem bölgelerinde bir ağrıdan muzdaripseniz yakın dönemde şüpheli bir ilişkiye girip girmediğinizi düşünmelisiniz.

AIDS'Lİ KADIN NASIL ANLAŞILIR?

Eğer erkekseniz ve AIDS konusunda tedbirli davranmak istiyorsanız büyük ihtimalle en merak ettiğiniz konulardan birisi de AIDS’li kadın nasıl anlaşılır meselesidir. HIV virüsü olan kişilerin neredeyse %70'inde ishal, kusma, kilo kaybı, zaman zaman meydana gelen yüksek ateş gibi problemler gözlenir. Kimi durumlarda bu hastalığa yönelik belirtiler uzun süreli olarak kendini gizleyebilir. Bu yüzden tek gecelik ilişkilerde sağlığınızı korumak için kesinlikle korunma yöntemlerine başvurmalısınız. Uzun dönemli ilişkiler için ise hem partneriniz hem de kendiniz için bir test yaptırarak durumdan emin olabilirsiniz.

AIDS TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

AIDS için dünya genelinde uzmanlar tarafından büyük tedavi çalışmaları yapılsa da ne yazık ki HIV virüsünü tümüyle yok eden herhangi bir tedavi henüz bulunamadı. Diğer taraftan belirli yöntemler ile HIV virüsünü kontrol altına almak ve virüsün etkisini artırıp bedene daha büyük zararlar vermesinin önüne geçmek amacıyla farklı tedaviler uygulanıyor.

1. ERKEN TEŞHİS İLE TEDAVİ

AIDS'in çok ciddi sorunlara yol açmaması için erken müdahale oldukça önemli. En ufak bir şikayette utanmadan, sıkılmadan doktora danışmalısınız ve gerekli testleri yaptırmalısınız. Vakit ilerledikçe müdahale zorlaşır ve tedavinin faydaları en az seviyeye iner. Erken teşhis sayesinde hem hastalığın başkalarına bulaşmasını engelleyebilirsiniz hem de tedavi planının daha makul bir şekilde belirlenmesinin önünü açmış olursunuz.

AIDS'in erken teşhisi için ELISA ve PCR adı verilen testlerden faydalanabilirsiniz. ELISA testi ile kayda değer bir sonuç elde etmek için üç aylık bir sürece ihtiyaç duyabilirsiniz. PCR metodunda ise bu süreç üç haftaya tekabül eder.

2. İLAÇ TEDAVİSİ

İlaç tedavisi ile her ne kadar bu hastalığın tüm etkilerini ortadan kaldırmak mümkün olmasa da vücudun bağışıklık sistemini güçlendirip dış etmenler karşısında bedeni daha güçlü kılmak mümkün oluyor. Antiretroviral adı verilen ilaçlar ile bedenin mekanizmalarına gereken destek sağlanır ve birkaç ilacın kombinasyonundan faydalanarak tedavi planı yapılır. Bu tedavinin maksadı ise kan bünyesindeki virüs seviyesini gösteren ve "viral yük" adıyla belirtilen değeri minimum seviyeye çekmeye çalışmaktır. Bu sayede hastalıklara karşı bünyeniz daha güçlü hale gelir ve yaşam kaliteniz bir nebze de olsa artmış olur.

AIDS hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar yaşam boyu kesintisiz bir şekilde alınmalı ve doktor kontrolü asla ihmal edilmemeli. En ufak bir ihmal ile bedenin bağışıklık gücü zayıflar ve fırsatçı virüsler bedende enfeksiyon yaratmak için fırsat kollar.

En Çok Aranan Haberler