ANKARA (ANKA) - Sağlık Bakanlığı Türkiye'de ilk AIDS vakasının görüldüğü 1985 yılından bu yana toplam vaka sayısının, Haziran 2008 itibarıyla 682 AIDS ve 2 bin 493 taşıyıcı olarak 3 bin 175'e ulaştığını bildirdi.
İstatistiklere göre, enfekte olanların yüzde 58'i hastalığı korunmasız cinsel ilişki başlıca heteroseksüel ilişki yoluyla aldı. Toplam sayının yüzde 8'ini Homo /Biseksüel Cinsel İlişki yüzde 4'ünü ise damar içi madde kullanıcıları oluşturuyor.
Sağlık Bakanlığı'ndan 1 Aralık Dünya AIDS Günü nedeniyle yapılan açıklamada, 1 Aralık Dünya AIDS Günü'nün 1988'den bu yana HIV/AIDS hakkında farkındalığın artırılmasıyla ilgili önemli bir süreç olduğunun ifade edildi. Açıklamada, "AIDS'i durdurmak için küresel, ulusal ve yerel çabaların canlandırılmasına bir fırsat tanımaktadır. 2007 ve 2008 Dünya AIDS Günü teması liderliktir" denildi.
Türkiye'de ilk vakanın görüldüğü 1985 yılından bu yana toplam vaka sayısının, Haziran 2008 itibarıyla 682 AIDS ve 2 bin 493 taşıyıcı olarak 3 bin 175'e ulaştığının bildirildiği açıklamada şunlar söylendi:
"İstatistiklere göre, enfekte olanların yarısından çoğu, yüzde 58'i hastalığı korunmasız cinsel ilişki yoluyla, başlıca heteroseksüel ilişkiden almıştır. Bu yolla eşlerinden HIV enfeksiyonunu kapan kadın sayısı artmaktadır. Homo /Biseksüel Cinsel İlişki, toplam sayının yüzde 8'ini ve damar içi madde kullanıcıları da toplam sayının yüzde 4'ünü oluşturmaktadır. Henüz etkin bir aşısı olmayan HIV'e karşı alınan koruyucu önlemlerin, Gönüllü Danışmanlık ve Test Merkezlerinin ve halk eğitimlerinin büyük rolü olduğu bilinmektedir.
AIDS mücadelesinde tedavideki yenilikler önem taşımaktadır. Ümit vadeden yeni çok ilaçlı tedavi şemaları ile hastalık belirtilerinin ortaya çıkışı geciktirilerek ve HIV(+)'lerin daha uzun yaşamaları ile HIV/AIDS artık kronik bir hastalık halini almıştır."
-"AIDS'Lİ KİŞİLERİ DIŞLAMAYIN, YARGILAMAYIN"-
açıklamada, sağlıklı bir Türkiye için toplumsal bir duyarlılığın oluşturulması, halkın HIV/AIDS'in bulaşma yolları hakkında bilgilendirilmesi, güvenli ve sağlıklı cinsel hayat konusunda bilinçlendirilmesi, kondom/prezervatif kullanımının yaygınlaştırılması, HIV ile enfekte olmuş kişilere ayrımcılık yapılmaması ve bu kişilerin hiçbir şekilde suçlanmaması, yargılanmaması ve toplumdan dışlanmaması konularında basına da önemli görevler düştüğünü belirterek şu mesajları verdi:
"-AIDS'in, ailelerimizi ve toplumumuzu parçalamasına izin vermemeliyiz.
-Hastalık taşıyorsak kan bağışında bulunmamalıyız.
-Tek eşliliği önemsemeliyiz.
-AIDS'lilere ve ailelerine yardımcı olmalıyız.
-Kondom kullanımını önemsemeliyiz.
-Çocuklarımızı ve gençleri hayatın bir gerçeği olan cinsellik konusunda aydınlatmalı ve korunma yollarını anlatmalıyız.
-HIV/AIDS taşıdığını öğrendiğimiz kişileri suçlamamalı, yargılamamalı ve dışlamamalıyız.
-HIV/AIDS günlük yaşamdaki sosyal ilişkilerle (yanaktan yanağa öpüşmek ile, aynı tabaktan yemek yemek ile, aynı bardak, kaşık, çatalı kullanmak ile, aynı kıyafetleri kullanmak ya da aynı tuvalet/banyoyu kullanmakla) bulaşmaz."(ANKA)