ANKARA(ANKA)-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), otoyol ve köprülerde iş yavaşlatma eylemi nedeniyle Yapı-Yol Sen'e gider kaybını ödeten Türkiye'yi tazminata mahkum etti. AİHM, bazı özel alanlarda çalışanlara ayrı düzenleme hakkı saklı kalmak üzere memurların örgütlenme ve barışçıl protesto eylemi yapma olanağı sağlanması gerektiği kararına vardı.
Yapı-Yol Sen avukatı Gökhan Candoğan tarafından açılan davada, 1998 yılında yapılan köprü ve otoyollarda iş bırakma eylemi nedeniyle oluştuğu iddia edilen 70 milyar TL'lik maliyetin ceza olarak sendikadan alınması karara bağlandı. Sendika tarafından ödenen 33 bin 650 euronun Avrupa Bankası faiz oranı uygulanarak geri ödenmesine ve 12 bin 600 euro da manevi tazminat ödenmesine karar verildi.
MEMURA EYLEM İÇİN CEZA VERİLEMEYECEK
AİHM kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 11'inci maddesi gereği Türkiye Cumhuriyeti'nin hak ve özgürlükleri garanti ettiği, bunun da toplu pazarlık ve toplu eylem hakkını içerdiği ifade edildi.
Türkiye'nin iç düzenlemelerini bu hükme uygun yapmadığı sonucuna varan AİHM, memurlar arasında ayrım yapma hakkı saklı kalmak üzere, memurların geniş kesimi için örgütlenme özgürlüğünün gereğini yerine getirecek araçların kullanımına izin verilmesi gerektiğini kayıt altına aldı. AİHM'in bu kararı ile "asker-polis" gibi bazı özel alanlarda çalışanlara farklı uygulama getirme olanağı ile birlikte Türkiye'nin memurlar için genel olarak, örgütlenme, eylem yapma ve bunların sonucunda ceza almaması için gerekli düzenlemeleri yapmak zorunda olduğu ortaya konuldu.
YASA DEĞİŞMELİ
AİHM'in haklı bulduğu Yapı-Yol Sen'in avukatı Gökhan Candoğan, ANKA Ajansı'na yaptığı açıklamada, aynı sendika üyesiyken eyleme katılması nedeniyle ceza alan Erhan Karaçay'ın da AİHM'de haklı bulunduğunu anımsatarak, bu iki davanın sonucunda Türkiye'nin memurlara ilişkin yasal düzenlemeleri değiştirmek zorunda olduğunu söyledi.
AİHM kararının, Kamu Görevlileri Sendikaları Yasası'na ciddi bir eleştiri olduğunu ve mevcut düzenlemenin demokratik toplum gereğine uymadığının belirtildiğini vurgulayan Candoğan, "AİHM kamu görevlileri sendikalarına fiili etkinlikte bulunma hakkı sağlanmasını istiyor. Bu iki karar, hükümete, memurların örgütlenme hakkını tam olarak kullanabileceği bir düzenleme yapma yükümlülüğü getiriyor" dedi.
DEVLET İTİRAZ ETMEZSE ÜÇ AY İÇİNDE UYGULAYACAK
AİHM kararının ardından Türkiye Cumhuriyeti Devletinin üç aylık sürede kararı büyük daireye göndererek itiraz etme hakkı bulunuyor. İtiraz edilmediği takdirde karar kesinleşmiş olacak.
Kararı değerlendiren Yapı-Yol Sen Genel Başkanı Bedri Tekin, kararla grev hakkı önünde bir engel bulunmadığının açıkça gösterildiğini ifade ederek, 22 Temmuz seçimleri sonrası gelecek iktidarın bu kararı görmezden gelemeyeceğini dile getirdi.
KÖPRÜDEN ÜCRETSİZ GEÇİŞ
Tekin, KESK'in 15 Ağustos'ta başlayacak toplu görüşme döneminde de Toplu Sözleşme ve Grev Hakkı bulunduğunu bilerek davranacaklarını kaydetti.
Kamuda en düşüm maaşı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ile bakanlığa bağlı birimlerde çalışanların aldığını belirten Tekin, çalışma şartlarının da sağlıksız olduğunu dile getirdi. Tekin, koşulların düzeltilmesi için başlatılan mücadelenin seçimlerden sonrada süreceğini, yapılacak ilk eylemde köprülerin boşaltılacağını ve araçların ücretsiz geçiş yapacağını söyledi.