AİHM'nin "türban" kararı siyasi
İSTANBUL (İHA) - Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Leyla Şahin'in temyiz başvurusunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Büyük Dairesi tarafından reddedilmesiyle ilgili olarak, "AİHM'in aldığı karar, hukuki olmaktan ziyade siyasi bir nitelik taşımaktadır, kadınlara karşı ayırımcılığı teşvik eden bir karardır" dedi.
Bağcılar Belediyesi'nin düzenlediği 2. Okuma-Yazma Seferberliği başlangıç törenine katılan Bakan Çelik, program öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin türban kararıyla ilgili sorular üzerine Çelik, "Karar bireysel bir karardır. Genele uygulanacak bir karar değildir. Nitekim Güneydoğu'da mağdur olan vatandaşlarla ilgili benzer kararlar çıkmıştır ama onlar da hiç bir şekilde genele uygulanmamıştır. Bu konuyla ilgili Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanımız Abdullah Gül gerekli açıklamaları yapmışlardır. Ben, Sayın Erdoğan ve Sayın Gül'e sonuna kadar katılıyorum. AİHM'nin aldığı karar hukuki olmaktan ziyade siyasi bir nitelik taşımaktadır.
Kararda yüksek öğrenimden çok ortaöğretim dikkate alınmıştır. Raporda Leyla Şahin'den 'çocuk' diye bahsedilmektedir. Bu karar genele uygulandığı zaman içinden çıkılamaz bir hal alır" şeklinde konuştu.
Bakan Çelik, iktidar olarak türban meselesini siyasi söylemlerin ve sosyal gerginlik konusu yapmadıklarını belirterek, "Sayın Leyla Şahin'in eşi de kendisiyle aynı düşünceleri paylaşmaktadır. Ama üniversiteye gittiği zaman kendisine herhangi bir engel çıkarılmayacaktır. Bu karar kadınlara karşı ayırımcılığı teşvik eden bir karardır. Erkek aynı düşünceye sahip olmasına rağmen, örtü problemi olmadığı için okula rahatlıkla gidebiliyor. Ben bu kararın sağduyuyla tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Mahkeme Leyla Şahin davasında son noktayı koymuş olabilir, ama hak, hukuk son nokta tanımaz" açıklamasında bulundu.
Basın mensuplarının, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitaplarında Alevilik'in yer alması konusundaki sorularını da yanıtlayan Çelik, "Din kitaplarında tüm mezheplerle ilgili bilgiler var. Biz Budizm'le ilgili din kültürü kitabına bu bölümü sokarken, bir Budiste 'Sen gel bu bölümü bize yaz' demiyoruz. Böyle bir şey olamaz. Hıristiyanlık nedir, Yahudilik nedir, aradaki farklar nelerdir, bunun üzerinde duruyoruz. Onlara bunu yapmadığımıza göre, Alevilik bölümü yazılacaksa 'Gelin Aleviler yazın' demek olur mu? Aleviler bu ülkenin saygı değer 1. sınıf vatandaşlarıdır, başımızın üzerinde yerleri var. Bizim kardeşlerimiz. Din kitaplarında elbette Aleviler'le ilgili bilgi geçecek. Bu konuda kimse bizi zorlamadı, biz kendimiz kitaplara koyduk. Biz, böyle olması gerektiği için Alevilik konusunda yanlış bilgilerin önüne geçmek istedik. Neyse aynadaki görüntüsü o olsun istedik. Biz Aleviliği eleştirmek, yüceltmek, küçültmek gibi bir tavır sergilemedik" ifadelerini kullandı.
