Böbrek taşları idrardaki kristallerin üstüste birikmesi nedeniyle oluşur. Ülkemizdeki en yaygın sağlık problemlerinin başında gelmektedir.
Kesin olarak nedeni bilinmemekle beraber sıklıkla sebep beslenme alışkanlıkları, az sıvı alımı, genetik faktörler, bazı ilaçlar ve hastalıklar olarak sıralanabilir. Farklı taşlarda farklı sebepler olabileceğinden taşın laboratuvar analizi önemlidir.
Burada amaç, laboratuvar analizlerinin sonucuna göre ileride taşların yeniden oluşmasını engellemek veya geciktirmektir. Üriner sistem taşlarının çoğu spontan olarak kendiliğinden düşme eğilimindedir. Taşlar yıllar boyu hiçbir belirti vermeden gizlice böbrekte kalabileceği gibi böbrekten mesaneye geçişinde şiddetli ağrı verebilir. Bazen taşlar idrarda gözle görülebilen yada bazen sadece idrar analizinde gösterilebilen kanamalara yol açabilir. Bazı hastalarda hayatın ilerleyen yıllarında tekrarlayıcı böbrek taşları olabilir. Gelecekte ortaya çıkabilecek durum hakkında detaylı bilgi ve tavsiyeler için mutlaka işin uzmanı ürolog ile irtibata geçilmelidir.
Böbrek taşlarının safra kesesi taşlarıyla herhangi bir ilişkisi yoktur. İkisi ayrı sistemden kaynaklı taşlardır ve yapıları farklıdır. Safra kesesi taşı olan bir hastada böbrek taşı görülme olasılığı artmaz.
**Böbrek taşı nedir?
**
Yaşamsal faaliyetlerimizin devamı için gerekli olan bio kimyasal işlemlerin sonunda oluşan atık maddelerin vücuttan atılma yerlerinden biri de böbreklerdir. Ayrıca vücut için gerekli bazı maddelerin seviyesinin ayarlanması da böbrekler tarafından yürütülür. Böbrek taşları idrarda çözülemeyen ve atılamayan kristallerin biraraya gelmesiyle oluşur. Normalde idrarda kristal ve taş oluşumunu engelleyecek bazı kimyasal maddeler vardır. Fakat bazı insanlarda bu engelleyici mekanizma tam olarak çalışamayabilir ve bu kişilerde tekrar edici idrar yolları taşları görülür. Taşların ölçüleri oldukça değişken olabilir ve böbrekten mesaneye doğru ilerleme eğilimindedirler. Taşın idrar akışını tıkaması ve hareket etmesi durumunda ağrı kanama ve enfeksiyon gelişebilir.
**Böbrek taşları kimlerde oluşur?
**
Her insanda taş oluşma riski vardır. Sıklıkla 20 – 50 yaşlarında görülürken 30’lu yaşlar hastalığın en sık görüldüğü yaş grubudur. Erkekler kadınlara göre 3 kere daha fazla risk altındadır.
**Taşı oluşturan sebepler nelerdir?
**
Taşı oluşturan kesin neden bilinmemekle beraber risk faktörleri şunlardır:
-idrar yolu enfeksiyonu
-böbrekteki yapısal bozukluklar
-böbrek hastalığı olanlar (renal tübüler asidoz, kistik böbrek hastalığı...)
-beslenme alışkanlıkları
-yetersiz sıvı alımı
-sıcak iklim kuşağında yaşamak
-hiperkalsiüri, sistinüri, hiperokzalüri, hiperürikozüri
-bazı ilaçlar (asetazolamide, anti viral ilaçlar....)
-bazı bağırsak hastalıkları (inflamatuar bağırsak hastalığı...)
-genetik faktörler
-geçirilmiş bağırsak ameliyatları ( jejono ileal by-pass )
-metabolik hastalıklar (örn. Hiperparatiroidizm, gut hastalığı...)
**Taşlı hastalarda belirtiler nelerdir?
**
İdrar yolu taşları hiçbir bulgu vermeden gelişebileceği gibi bazen ciddi bulgularda vermektedir.
En sık görülen yakınma ağrıdır. Bu ağrı bazen çok şiddetli olabileceği gibi bazen rahatsızlık vermeyen ağrılar şeklinde de olabilir. Karakteristik ağrı, kolik diye adlandırılan ve böğür bölgesinden başlayıp öne doğru ilerleyen, kasık ve testislere de yayılabilen ağrılardır. Ağrı taşın hareket etmesine veya üriner sistemin tıkanmasına bağlı olarak gelişir.
Kan: Bazen gözle görülebilecek kadar olurken bazen de sadece mikroskopik incelemede görülür.
Bulantı ve kusma: Taş’ın yaptığı ağrıya bağlı gelişen mide-bağırsak sistemindeki hareket azalmasına bağlı olarak gelişir.
İdrar yapma da zorluk görülebilir.
**Teşhis yöntemleri nelerdir?
**
Hastanın şikayetleri belli bir ölçüde tanı koymaya yardımcı olur. Ayrıca taşın görüntülenmesi yapılmalıdır. Bu amaçla;
-DÜSG grafisi: Yatarak çekilen karın ve pelvik bölge grafisi
-Ultrason
-İ.V.P (İlaçlı böbrek filmi)
-Spiral üriner sistem komputer tomografilerinden faydalanır. Bazen kan analizlerine de ihtiyaç duyulur.
**En sık görülen taşlar hangileridir?
**
Böbrek taşları çeşitli kimyasal kombinasyonda olabilirler. En sık görülen kalsiyum taşlarıdır. Kalsiyum taşları sıklıkla okzalat veya fosfat ile kombinasyon halinde bulunurlar. Daha az sıklıkla enfeksiyon taşları (magnezyum amonyum fosfat taşları) ve daha da az oranlarda ürik asit ve sistin taşları görülür.
**Böbrek taşlarında tedavi nelerdir?
**
Böbrek taşların çoğu kendiliğinden düşme eğilimindedir. Tüm idrar yolu taşlarının yaklaşık %80’i ilaç tedavisi ile düşer. Taşın düşmesini etkileyen en önemli faktör taşın büyüklüğüdür. 4 mm’nin altında taşın düşmesi beklenirken 6 mm’nin üzerindeki taşlar‘a müdahale gereklidir. Ayrıca taşların şekli ve idrar yolundaki yerleşimi de düşmeyi etkileyen önemli faktörlerdir.
**1.Kendiliğinden yada ilaç yardımıyla taşın düşürülmesi
**
2.ESWL ( şok dalgası ile taşları kırmak)
Bir odaktan çıkan şok dalgaları taşın üzerine yönlendirilerek taş kırılır. X-ray ve ultrason ile odaklama yapan ESWL cihazları mevcuttur. Kırılan taş parçaları idrar yoluyla vücuttan atılır. ESWL bütün taşlarda başarı sağlayamaz. Başarı taşın cinsine, sertliğine, büyüklüğüne ve idrar yolunda yerleştiği yere göre değişir. Tek bir seansta kırılabilen taşlar olabileceği gibi tekrarlayıcı seanslara da ihtiyaç duyulabilir. ESWL seansı sırasında rahatsızlık hissi ve ağrı duyulabilir. Bu nedenle tedavi öncesi ağrı kesiciler kullanılır. İşlem sonrasında çoğunlukla hastanede kalmaya ihtiyaç olmaz.
3.Minimal invaziv girişimler ( Perkütan Nefrolitotomi, Üreterolitotripsi):
Bu girişimlerde amaç üriner sistemi tehdit eden taştan kurtulmayı sağlamak ve hastanın en kısa zamanda günlük hayata dönmesini sağlamaktır.
Perkütan nefrolitotomi ve Üreterolitotripsi bu grupta yer alan girişimlerdir.
Taş, uygulanan tedaviye rağmen düşmüyorsa, düşmeyecek boyutlarda ise, idrar yolunda idrarın akmasını engelleyecek tam bir blok oluşturuyorsa, tekrarlayıcı idrar yolu enfeksiyonuna yol açıyorsa, böbreklerde hasara yol açmışsa girişim gereklidir.
Önceleri, taş için açık cerrahi yapılırken artık günümüzde minimal invaziv girişimler diye adlandırılan yeni yaklaşım mevcuttur. Bu girişimlerde amaç, en kısa zamanda hastalığın ortadan kaldırılması ve hastanın en erken dönemde günlük hayatına dönmesini sağlamaktır. Minimal invaziv girişimlerde hasta erken dönemde normal yaşamına döner. Endoskopik böbrek taşı ameliyatında sırt bölgesinde böbrek hizasına 0,5 - 1 cm boyutunda bir kesi yapılır. Röntgen kontrolü altında böbreğe iki ucu açık ince bir tüp yerleştirilir. Bu tüpten yerleştirilen optik cihaz yardımıyla taş video sistemi ile monitörde görülür ve özel aletler yardımıyla çıkartılır. Perkütan ameliyatının en önemli üstünlüğü vücut dokularının normal yapısının korunmasıdır. Bunun sonucunda iyileşme süreci hızlıdır. Hastalar ameliyat sonrası dönemi açık ameliyata göre çok daha rahat geçirmektedir. Hastalarımız genellikle 2 - 3 günde taburcu edilerek günlük aktivitelerine hızla kavuşurlar. Bu, açık böbrek taş ameliyatı ile karşılaştırıldığında oldukça kısa bir süredir.
**4.Klasik açık ameliyat yöntemi
**
Bu yaklaşımlardan hangisinin uygulanılacağı taşın yerine, büyüklüğüne, idrar yollarına verdiği veya verebileceği zararına ve taşın cinsine bağlıdır. Günümüzde minimal invaziv tekniklerin gelişmesi sonucu klasik açık cerrahi, enaz başvurulan ve enaz tercih edilen metod olarak kalmıştır
ÖNERİLERİMİZ:
-Taş hastalığı olanlar varsa sizde de taş hastalığı olabilir.
-•Taş oluşumunu engellemek için bol miktarda sıvı, özellikle su alınız.
-Birden fazla taş düşürdüyseniz ya da taş tedavisi gördüyseniz düzenli kontrol çok önemlidir.
**Taşların oluşumu önlemek mümkün olabilir mi?
**
Tekrarlayıcı böbrek taşı olanlarda bazı tavsiyelere dikkat edilerek taşın yeniden oluşumu engellenebilir yada yeniden oluşması geciktirilebilir. Bu nedenle 24 saatlik idrar analizi ve kan analizini içeren bir değerlendirme yapılır. Ayrıca daha önceki taşların kimyasal yapısı araştırılarak taşların kimyasal yapısı anlaşılır. Metabolik değerlendirme denilen bu işlemlerle idrarda taş oluşumuna yol açabilecek maddelerin düzeyleri ölçülüp sonuca göre diyet yada ilaç verilebilir.
**Prof. Dr. Halim Hattat
**
Hattat Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı
Cerrahpaşa Tıp Fak. Androloji Bilim Dalı Başkanı