Yeni Zelanda’daki bu yıl düzenlenen Miss Intercontinental adlı güzellik yarışmasında tacı giyen Filipinli Arielle Keil’in oldukça sıra dışı bir hayat hikayesi var.
2017’de cinsiyet geçişi yapmaya karar veren Arielle, bunu öğrenen ailesi tarafından reddedilerek evden atıldı.
2020 yılında cinsiyet değiştirme ameliyatı geçiren Arielle, artık hiç olmadığı kadar kendine güvenen bir insan, çünkü güzelliği bir çokları tarafından tescillenmiş durumda. Arielle, Miss Intercontinental yarışında Yeni Zelanda’yı temsil edecek.
Bored Panda’ya konuşan Arielle “Tacı kazandığımı duyduğum ilk an gerçek üstü bir histi. Saçlarım dağınık ve üzerimde ev giysilerim varken aynaya baktığımda hep bunu düşünüyorum. Küçük Ari artık bir güzellik kraliçesi. Hiçliğin ortasından geliyorum. Bu çok tuhaf” dedi.
Arielle hem ailesiyle olan ilişkisini anlattı, hem de LGBTQ bireylere bazı tavsiyelerde bulundu.
Arielle, babasıyla ilişkisinin yalnızca geçiş döneminde değil, tüm hayatı boyunca gelişerek süreceğini söyledi ve “Başta babam benimle bağ kurmakta zorlandı. Çünkü birbirimizden çok farklıyız ve pek ortak noktamız yok. Geçiş döneminden beri durumlar biraz değişti. Evden atıldıktan sonra bir yetişkin gibi ayaklarımın üzerinde durabildiğim için babamın saygısını kazandım. Ona bunun bir heves olmadığını, geçişim konusunda ciddi olduğumu ve gösteri dünyasında bir yer elde etmek hayalimi kanıtladım. Artık tamamen kendim gibi hissediyorum ve babam da bana kızı gibi davranıyor. Artık ebeveyn çocuk ilişkimiz çok daha sağlıklı ve mantıklı” dedi.
Arielle, yaşadıklarıyla yalnız başına mücadele etmek zorunda kalanlara hayatta iki tür aile olduğunu hatırlatarak “İçine doğdunuz ve kan bağıyla birbirinize bağlı olduğunu bir aile vardır, bir de sonradan sizin yarattığınız bir aile vardır. Eğer öz ailenizle aranızda bir bağ kalmadıysa, bölgenizdeki yerel queer alanlara gidin, arkadaş edinin ve kendinize bir aile oluşturun” dedi.
Seçilmiş ailenin, kan bağı bulunan aile kadar önemli olduğunu söyleyen Arielle, “Diğer pek çok queer insan gibi, seçtiğim ailem de beni karanlık yerlerden kurtardı ve kalacak bir yerim yokken bana bir çatı buldu. Kendi kabilenizi bulun, onlara bağlanın, sevin. Ne olursa olsun kendinizi yalnız hissetmeyeceksiniz” dedi.
Arielle, Filipinler’in Davao City adlı şehrinde Andrew ismiyle bir erkek olarak dünyaya geldi ve Yeni Zelanda’da Auckland’da büyüdü. Arielle, Yeni Zelanda’nın yalnızca ilk trans güzellik kraliçesi değil, aynı zamanda Miss Intercontinental’de yarışacak ilk trans kadın.
Yarışmanın harika bir deneyim olduğunu söyleyen Arielle “Bu hep hayalini kurduğum bir şeydi. Hayalimi yaşamak inanılmaz” dedi.
Trans bir kadın olarak ortaya çıkmanın, eşcinsel bir erkek olarak ortaya çıkmaktan çok daha zor ve korkutucu olduğunu söyleyen Arielle’e göre bu açılım hayatınız boyunca ailenizin, arkadaşlarınızın sizi nasıl gördüğünü değiştirecek bir adım.
Ancak kararından pişmanlık duymayan Arielle, yirmili yaşlarını yanlış bir beden içinde yaşamak istemedi ve bu yüzden açılmayı seçti. Ailesi ona karşı çıktığında, sahip olduğu her şeyi bir torbaya koydu ve evden ayrıldı.
Neyse ki işler o günden bu yana çok değişti. Şimdi babası Arielle’i kızı olarak kabul ediyor ve onunla gurur duyuyor. Bir babanın sevgisi, parlak bir taç ve moda tasarımı diploması kazanan Arielle için görünen o ki 2020 iyi geçti.
Arielle’in zaferine insanlar ne dedi;
“Onun adına mutluyum. Çok güzel. Bir aile nasıl olur da kendi çocuğunu reddeder? Neyse, onu daha parlak bir gelecek bekliyor”
Yeni Zelanda değişim için tüm büyük adımları atıyor. Dünyanın geri kalanının, Yeni Zelanda’dan öğrenecek çok şeyi var.”