Türkiye bir kez daha erken seçimi konuşuyor. AK Parti erken seçime kapıyı kapatırken CHP Genel Başkanı Özgür Özel "Geçim olmazsa seçim olur" mesajıyla vatandaşın erken seçim talebi olduğunu savunarak gündem yarattı. CHP'li belediyelerde skandallar yaşandığını, nepotizm olduğunu öne süren AK Partili Hamza Dağ, "Süreçte resmen kayırmacılık rekoru kırdılar. Belediyelerini, eş, dost, akraba atamalarıyla tıka basa doldurdular" deyip erken seçim konusunda rest çekti.
Dağ, AK Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, partinin, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimlerinin ardından Kızılcahamam'da düzenlediği kamplara değindi. Partisinin kendi değerlendirmelerini yaparken, muhalefet partilerinin yaptıklarını da izlediğini belirten Dağ, şöyle konuştu:
"AK Parti'nin hizmet siyasetine gölge düşürmeye çalışanlar, bugün icraat ve hizmet adına bir arpa boyu kadar yol katedememişlerdir. 31 Mart seçimlerinin ardından, yaklaşık 4 aylık süre zarfında yerel yönetimlerde tam anlamıyla fiyasko olan bir CHP tablosuyla karşı karşıyayız. CHP'li belediyeler ve belediye başkanları, skandallar, nepotizm, usulsüzlükler ve vizyonsuzluklarla kamuoyu gündemine gelmektedir. Süreçte resmen kayırmacılık rekoru kırdılar. Belediyelerini, eş, dost, akraba atamalarıyla tıka basa doldurdular."
İstanbul, İzmir, Çanakkale, Kırıkkale, Bursa başta olmak üzere, birçok büyükşehir, il ve ilçe belediyelerinde liyakate önem vermeden atamalar yapıldığını savunan Dağ, şunları söyledi:
"CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, bu konuda biraz da kişisel PR yapmak adına, akraba atamalarına karşı olduğunu belirten çıkış yapmışsa da kendisini dinleyen ve ciddiye alan olmadı. Akraba dostu belediye başkanları, Özgür Özel'in bu açıklamalarına gülüp geçiyorlar. CHP'li belediyeler, eş, dost, akraba atamalarının merkezi olmuş durumdadır. Özgür Özel, havanda su dövdüğü gibi havaya konuşuyor. Şu an neredeyse tamamı göreve devam ediyor. Esenyurt Belediye Başkanı kayınbiraderini mali işler müdürü, kardeşini koruma, kuzenini özel kalem, yeğenini ve oğullarını ise danışman yaptı."
İstanbul'da "para kulelerinin ayyuka çıkmış durumda olduğunu" kaydeden Dağ, bu paraların kaynağını anlatabilen ve kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama görmediklerini söyledi.
AK Parti'li Dağ, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun kendisine yakın gazetecileri Roma'ya götürerek milyonlarca harcama yaptığını ifade ederek, "'İsrafı bitireceğiz' diye bağıranlar, savurganlıkta sınır tanımadı. Bu konuda bizi eleştiren gazetecilerin bu pozisyon karşısında tamamen bu geziye katılmış olmalarını da not etmek gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Dağ, seçimden önce CHP'li belediyelerin neredeyse tamamının emeklilerle ilgili popülist söylemde bulunduğunu ve aylık destek vereceğini söylediğini, buna karşın 3 aydır 3 maymunu oynadıklarını ifade etti.
Dağ, "3 aylık süre zarfında İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlarının 'Her ay emekliye 5 bin lira, 10 bin lira vereceğiz' sözünü tamamen havada bıraktıklarını görüyoruz." diye konuştu. CHP'li belediye başkanlarının emekliler ve asgari ücretli çalışanlar üzerinden prim yapmaya çalıştığını söyleyen Dağ, İstanbul, Ankara, İzmir, Uşak, Kütahya ve diğer şehirlerde ekmeğe, suya ve ulaşıma yüksek oranda zamlar yapıldığına dikkati çekti.
CHP'li belediyelerin enflasyonun çok üzerinde zamlar yaptığını öne süren Dağ, şunları kaydetti:
"CHP belediye başkanlarının 'engelleniyoruz' yalanı artık karşılık bulmayınca, borç yalanına sarıldıklarına şahitlik ediyoruz. Beceriksizliklerine, daha ilk günden kılıf uydurmak için büyük borç aldıklarını belirterek, AK Partili belediyeleri zan altında bırakmışlardır. Rakamları incelediğimizde tam tersi bir tabloyla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Ana muhalefet partisi sözcüsü Deniz Yücel, devraldıkları belediyelerin borç yükünün 100 milyar olduğunu ifade etmişti. Oysa ki sadece, 2019-2024 yılları arasında CHP'nin İzmir'de yönettiği belediyelerin toplam borcu 100 milyar liradır. Bunu da kendi belediye başkanları bizzat ifade etmişlerdir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde bu rakam 2 katına çıkmakta, Ankara'yı da hesaba katarsak, CHP'li belediyelerin borcu uçsuz bucaksız bir hal almış durumdadır."
Dağ, 25 yıldır CHP'nin yönettiği İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin mevcut başkanının "2,5 ayda 1,5 milyar borç ödediğini" açıklayarak yeni nesil belediyeciliğin ne olduğunu herkese gösterdiğini ifade etti. Hamza Dağ, "Etimesgut Belediyesini borçsuz devraldığını söyleyen Erdal Beşikçioğlu'nun 1 milyar lira borç yetkisi aldığına ilişkin haberlere ne diyeceksiniz?" diye sordu.
Önceki dönem CHP belediye başkanlarınca kıymetli taşınmazların elden çıkartıldığını öne süren Dağ, bu konudaki son örneğin Üsküdar Belediyesinde yaşandığını iddia etti. Dağ, internet sitesi üzerinde apar topar çok sayıda taşınmazın satışa çıkarıldığını söyleyerek, şöyle konuştu:
"Gerek yönetimleri gerekse de devraldıkları belediyelerde deyim yerindeyse işçi kıyımı yapan CHP'li belediye başkanları, borç batağından dolayı işçi maaşını ya ödeyememektedirler ya da taksit taksit ödemektedirler. Her fırsatta 'Asgari ücrete zam, emekli maaşı asgari ücrete eşit olmalı, emekli maaşına zam' diyen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kendi belediyelerinde işçi ve memur maaşlarından kesinti yapılmasını göz ardı etmektedir."
Bunun en somut örneklerinin İzmir'deki belediyelerde görüldüğünü savunan Dağ, şunları kaydetti:
"İzmir Büyükşehir Belediyesi, çalışan memurların sosyal denge tazminatında indirime giderek, memurların her birinin yaklaşık her ay 15 bin lirasına göz dikmiştir. Üsküdar Belediyesi, 24 saat açık olan ve özellikle öğrenciler tarafından rağbet gören kütüphanelerden faydalanma süresini düşürmüştür ve kapatma noktasında adım adım ilerlemektedir. CHP Kula Belediye Başkanı, makamında adam dövmüş, hatta resmen işkence yapmış. Olay yaşandıktan sonra CHP Genel Merkez yönetimi adliyeye baskın yapmasına rağmen, olayın ayrıntıları ortaya çıkınca sus pus oldular. CHP Bulancak Belediye Başkanının ilçe teşkilatından husumetli olduğu bazı isimleri darbettiği de geçen günlerde basına düştü."
CHP Genel Başkanı Özel'in son haftalarda "erken seçim çığırtkanlığı yaptığını" söyleyen Dağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Özgür Özel, '31 Mart seçimlerinden sonra erken seçim taleplerinin olmadığını, vatandaşa hizmet noktasında çalışacaklarını' ifade etmiştir. Bu açıklamaların üzerinden çok geçmeden '1,5 sene içerisinde erken seçim olur', ve 'erken seçim istiyorum' gibi söylemlerle karşımıza çıkmıştır. Bu söylem değişikliğinin temeli ise yönettikleri belediyelerdeki beceriksizliklerin henüz 6 ay olmadan gün yüzüne çıkmış olmasıdır. CHP belediyelerindeki bu yönetimsel zaafiyetler, usulsüzlükler, rantsal ilişkiler, zaman içerisinde bir çığ gibi büyüyecek, kamuoyunda bugünkünden çok daha fazla bir tepkiye sebebiyet verecektir. Erken seçim isteklerinin arkasında yatan temel sebep budur. CHP yönetimi, bu sorunları yönetemeyeceğinin ve toplumsal anlamda büyük bir tepkiyle karşılaşacağının farkındadır. CHP Genel Başkanı 'Cambaza bak cambaza' yöntemiyle, yerel yönetimlerdeki kriz ve skandalların üzerini örtmeyi hedeflemektedir. Parti içi mücadele ve ayak oyunlarını zaman içinde yönetmesi zorlaşacaktır. Bunların farkında olduğu için 'karşıyım' dediği erken seçimi istemeye başlamıştır. Sözün özü, çark etmiştir. CHP'de genel başkanlar değişse de çark etmek kültürü değişmemektedir."
(AA)