Ak Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten:

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, cumhuriyetin kurulduğu ilk yıllarda bölge halkına büyük eziyetler yapıldığını belirterek, “1925'li yıllarda Diyarbakır Meydanı’nda Şeyh Sait ile birlikte bölgenin ileri gelen alimleri, büyüklerinden oluşan 46 kişiyi astılar. 1938 yılında Ankara’dan kalkan uçaklar Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bazı illerinde sivil halkı bombaladı. 10 binden fazla köylerimiz boşaltıldı. Kürtler Çorum’a, Yozgat’a Konya’ya, İstanbul’a, Edirne’ye göç etmek zorunda kaldı” dedi.

Sümer Park Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı 1 Nolu Salon'da yapılan Diyarbakır Küçük Millet Meclisi (DKMM) toplantısına, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, AK Parti Milletvekili Galip Ensarioğlu, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, İzmir Küçük Millet Meclisi’nden (İKMM) gelen konuklar katıldı. STK temsilcilerini dinleyen AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, bundan 15 yıl önce böyle bir toplantıya katıldıktan sonra dışarı çıktıklarında faili meçhul cinayetlere kurban gidilebileceğini belirterek, AK Parti iktidarında bunların son bulduğunun, buradaki herkesin de bunun farkında olduğunu söyledi. İçten, “1925'li yıllarda Diyarbakır Meydanı’nda bölgenin ileri gelen alimlerinden oluşan 46 kişi astılar ve bu insanlar burada bir gün boyunca asılı kaldı. 1938 yılında Ankara’dan kalkan uçaklar sivil halkı bombaladı. 10 binden fazla köylerimiz boşaltıldı. Kürtler Çorum’a, Yozgat’a Konya’ya, İstanbul’a, Edirne’ye göç etmek zorunda kaldı. Bundan 15 yıl önce biz böyle toplandığımızda, toplantıdan sonra dışarı çıktığımızda faili meçhul cinayetlere kurban giderdik. Ama AK Parti iktidarında bunların son bulduğunun buradaki herkes biliyor ve görüyor" dedi.

"AKAN KANIN DURMASI İÇİN SADECE ELİMİZİ DEĞİL, YÜREĞİMİZİ, BEDENİMİZİ ORTAYA KOYDUK"

AK Parti’nin iktidara gelmeden önce bu ülkede ciddi anlamda bir Kürt sorunu olduğunu kaydeden İçten, bir Diyarbakır milletvekili olarak, AK Parti iktidara geldiğinden beri olaya Kürt sorunu olarak değil, Kürt hakları olarak baktığını aktardı. İçten, “Bu anlamda bana göre Cumhuriyet kurulduğundan bu yana yapılan devrimler kadar hizmeti biz 10 yılda yaptık. Bunlar yeterli midir? Hayır değildir. Hala yapılması gerekenler şeyler var mıdır? Evet vardır. Hala kan akıyor mu? Evet akıyor. Akan kan kimin kanı? Bu ülkenin vatandaşlarının kanıdır. İzmir'in Edirne'nin Hakkari'nin kanı, ayrı bayrak altında aynı coğrafyada aynı toprağa gömülürken aynı dualarla defin işlemleri yaptığımız çocukların kanı. Bu kanın gerçekten durması gerekiyor. Biz bu kanın durması için sadece elimiz değil, yüreğimizi, bedenimizi ortaya koyduk” diye konuştu.

"AK PARTİ VESAYETÇİ SİSTEMLE CİDDİ ANLAMDA MÜCADELE EDİYOR"

AK Parti olarak vesayetçi sistemle ilgili ciddi manada mücadele ettiklerini ifade eden İçten, “Türkiye’de başörtüsü serbestliği için TBMM’de 411 el havaya kaldırıldı ancak bu karar, Yargıtay’dan, Anayasa Mahkemesi’nden geri döndü. Bu bize şunu gösterdi, bu ülkede vesayetçi sistem vardır. Dolayısıyla halkın aslında iktidar olmadığını biz o manzarada çok iyi anladık. Vesayetçi sistemlerle ilgili ciddi anlamda mücadele ediyoruz. Hala problemlerin altında, vesayetçi sistemin gücünün olduğunun bir kanıtı olarak düşünüyorum. Ama biz barış sürecine geldik. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, bedeli ölüm dahi olsa biz geri dönmeyeceğiz. Bu bir duruştur. Biz bedel ödemeye hazırız. Yeter ki vatandaşların kanı akmasın. Biz bu ülkeye bakarken sadece Diyarbakır’dan değil, Trabzon Of’tan, İzmir Ödemiş’ten de bakıyoruz bu memlekete. Bir bütün birlik ve kardeşlik içerisinde sorunu çözmek üzere bir duruş sergiliyoruz. Sorununun geldiği noktayı, barış sürecini, herkes katkı sağlayarak, siz değerli sivil toplum kuruluşları ile birlikte çözeceğiz" şeklinde konuştu.