YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Ak Parti Diyarbakır Skm Koordinatörü Sabri Balaman:

AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi Diyarbakır (SKM) İl Koordinatörü Sabri Balaman, gazetecilerle tanışma yemeğinde gündeme...

Ak Parti Diyarbakır Skm Koordinatörü Sabri Balaman:

AK Parti Seçim Koordinasyon Merkezi Diyarbakır (SKM) İl Koordinatörü Sabri Balaman, gazetecilerle tanışma yemeğinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AK Parti ile Cemaat arasında yaşanan tartışmalara değinen Balaman, “Osmanlı’da cemaatler hiçbir zaman haddini aşmamıştır. Osmanlı’da cemaatler sadece yetiştirilmesi gereken noktalara kadar halk yetiştirmişlerdi” dedi.Diyarbakır’da AK Parti’nin Seçim Koordinasyon Merkezi Koordinatörü olan Sabri Balaman, kentte görev yapan gazetecilerle düzenlediği yemekte bir araya geldi. Seçim çalışmalarını değerlendiren Balaman, Diyarbakır’ın AK Parti ile tanışmasının zamanı geldiğini ifade etti. Diyarbakır’da bir kuçaklaşma süreci yaşadıklarını anlatan Balaman, seçim çalışmalarının iyi yönde ilerlediğini kaydetti. Düzenlenen yemeğin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Balaman, 17 Aralık’ta düzenlenen rüşvet ve yolsuzluk operasyonu, AK Parti ile Cemaat arasında yaşanan tartışmaları yorumladı. Bir gazetecinin 17 Aralık sonrasında AK Parti ile Cemaat arasında yaşanan tartışmalarını sorması üzerine Sabri Balaman, 17 Aralık’tan önce 4 yıl öncesine dayanan hadiselerin olduğunu kaydetti. Balaman, “Bir Müslüman ülkede, dini İslam olan bir ülkede bu gibi durumlar çok tehlikeli noktalardır. Hasan Sabah’ın hayat hikayesini veya haşhaşileri okuduysanız, nasıl bir şer odağı olduğunu bilmeniz gerekiyor. 1997 günlerine geri gitmek gerekir. O günkü basın açıklamalarını okumak gerekir. Dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Şenkal Atasagun’un bazı sözleri olmuştu. Bu cemaatle ilgili 'bu böyledir, şöyledir, tehlikelidir' dediğinde hepimiz karşı çıkmıştık. Niye cemaat kanat önderlerini bu kadar hedef alıyor diye. Zannedersem o gün Şenkal Atasagun’u takdir etmek gerekiyormuş. Her siyasi partinin şöyle bir hizmeti vardır. Doğru bildiği, inandığı insanlara yatırım yapar. Ama emin olun ki hiç kimse bu şer odağını böyle tahmin edemezdi” dedi.Balaman, açıklamasında Fethullah Gülen ile Humeyni benzetmesi örneğini vererek, şöyle devam etti:"Yani meselenin özüne bakarsanız, karşılık bulmaktan çok, hocanın 'Türkiye beni karşılamaya, kucaklamaya hazır değildir' mesajının altında ben size Humeyni’nin bir örneğini vereyim. Humeyni, devrimi yaparken iç mevzuattaki gizli servisleri bitirmişti. Sonra ordunun içerisindeki subayları bitirdi. Sonra da halk devrimleri noktasındaki organizasyonun, o bölgedeki o dönemin şartlarında yine Kürt mollalar, alimler vardı. Fetvayı veren onlardı, onlara yaptırdı. Sistemi hazırladı 'İran beni karşılamaya hazır' dedi ve öyle geldi. Ortadoğu’daki yaratılmak istenen ABD’nin politikalarına veya İsrail’in politikalarına monarşi yasasıyla yeni bir halifelikmiş gibi kendini ilan etmeye çalışan bir hocanın bu halk yemeyeceğini düşünüyorum. Osmanlı’da cemaatler hiçbir zaman haddini aşmamıştır. Osmanlı’da cemaatler sadece yetiştirilmesi gereken noktalara kadar halk yetiştirmişlerdir. Devletin içişlerine hiçbir zaman girmemişlerdir. Ama herkes görev ve yerini bilir. Dolayısıyla bu manada hiçbir zaman ötesine gitmemiştir. Ancak Kadri tarikatı, Nakşibendi tarikatları içerisinde diğer cemaatler vesaire. Emin olun ki hiçbiri, bir arkadaşım farklı tarikat mensubu olabilir diğeri farklı olabilir. Herkes bizim için eşittir. Bu durumda kimseye ayrıcalıklı bir noktada bakılmaz. Siz o zaman bunu şöyle düşünmeniz gerekir; 'Şu an Türkiye’nin tamamını Nakşiler yönetmesi gerekiyordu.' Nakşiler hiçbir zaman bu ülkede devletin otoriter yapısı içerisinde bütün kurumlarıyla birlikte işgal etme olanağına sahip oldu mu veya böyle bir şeye niyeti oldu mu, olmadı. Olmadığını düşünürseniz, demek ki bugünkü şartlarda bir başka cemaat tek başına bütün kurumlarıyla birlikte bu ülkeyi almak istedi. Şimdi bölgeyle ilgili bölge bunu nasıl okuyor. Evet, bölge bu süreçte bence en iyi şekilde okuyor ve bu sürecin içerisinde AK Parti’ye en büyük desteğin bu bölgeden geleceğini açık ifade edebilirim. 17 Aralık’tan sonra bölge halkı ciddi oranda AK Parti’yi destekliyor.”Bir basın mensubunun CHP ile cemaatin ittifak içerisinde olup olmadığı sorusunu cevaplayan Balaman, CHP’nin bir dönem Gülen’in kurşuna dizilmesini istediğini söyledi. Balaman, “Bir defa biz yıllarca bu ülkede cemaatleri destekledik, onu açık ifade edelim. Ben de yerine göre kurban parası verdim, 8 tane öğrenci okuttum. Ama ben bu bağışları yaparken ve öğrencileri okuturken ülkeme, vatanıma, milletime hizmet edecek arkadaşlarımızın yetişmesi için destek veriyordum. Ben bir cemaatin benim devletimin iç dinamitleriyle oynayıp bunu temelinden sarsacak sistemde yardımcı olmak istemedim. Bir diğer noktaysa CHP düne kadar Fethullah Gülen’in idam edilmesini istiyordu. Kurşuna dizilmesini istiyordu. Hatta yerine göre çok ağır hakaretleri vurguluyordu. Bunu iyi okumamız gerekir. Cemaatin altyapı tabanına baktığınız zaman sonuçta ya sizsiniz, ya benim, ya Ahmet’tir, ya Mehmet’tir. Dolayısıyla bu sürecin içerisinde cemaatin içerisinde çok ciddi kırgınlıkların başladığını net söyleyebilirim. Ve bu süreci iyi okuyan arkadaşlarımızın tamamı kimlere hizmet ettiğini öğrendi. Bu noktada ciddi geriye dönüşümler başladı. Ve kesinlikle ittifak noktasına gelince CHP ile cemaatin entegrasyonu söz konusu olunca kesinlikle halkın mütedeyyin olduğu kısmı bu algıya karşıdır ve desteklemez” şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler