AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendisini şantaj siyasetine kaptırdığını söyledi.Hüseyin Çelik, partisinin il başkanlığı tarafından düzenlenen toplantıya katılmak üzere Muş’a geldi. Ankara’dan tarifeli uçakla Muş’a gelen Hüseyin Çelik, AK Parti Muş Milletvekilleri Faruk Işık ve Muzaffer Çakar, Belediye Başkanı Necmettin Dede, Belediye Başkan Adayı Feyat Asya ile partililer karşıladı. İlk olarak havalimanından valiliğe geçen Çelik, burada gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Twitter yasağına değinen Çelik, Türkiye’de AK Parti iktidarı öncesi 20 bin internet abonesi olduğunu, şu anda ise bu sayının 32,5 milyona ulaştığını belirtti. AK Parti döneminde döşenen fiber optik kablo uzunluğunun ülkedeki karayolu ağının 4-5 katı olduğunu ifade eden Hüseyin Çelik, gerçek manada Türkiye’de dijital devrim yaşandığını vurguladı. Vatandaşların bilişim teknolojisinin son nimetlerinden faydalanması için 125 kurumda 900 dolayında hizmetin internet üzerinden yapıldığını ifade eden Çelik, AK Parti’nin internete ve sanal ortamdaki iletişim araçlarına karşı herhangi bir tavrının olmasının söz konusu olmadığını söyledi.“TWİTTER MAHKEME KARARLARIMIZI BUGÜNE KADAR MAALESEF TINMADI”Twitter, Facebook, Youtube'nin birer iletişim aracı olduğunu ver bunların yerli yerinde kullanıldığı zaman nimet olduğunu dile getiren Çelik; “Bıçağı neşter olarak doktorun eline verdiğiniz zaman hayat kurtarıyor ama bir serserinin eline verdiğiniz zaman Ahmet’in, Mehmet’in bağırsaklarını yere döküp onun ölümüne sebep oluyor. Silah eğer güvenlik görevlisinin belinde olursa gece rahat uyumanızı sağlar, asayişi temin eder ama bir teröristin elinde kan kusan bir makine haline gelir, ölüm aracı haline gelir. Dolayısıyla araçların kendisi iyi veya kötü olamaz. Onları iyi veya kötü kullanmak diye bir şey vardır. Görsel medyada suç olan şey, yazılı medyada suç olan şey, itibar cellatlığı, insanların şeref ve haysiyetlerinin ayak altına alma, çamur atma, iftira atma, bunlar sanal medya tarafından yapılırsa niçin suç olmasın ki. Bir televizyon böyle bir yayın yaparsa RTÜK derhal müeyyide uygular, yazılı basında olduğu zaman basın kanununun ilkeleri vardır, bununla ilgili gerekli olan şey yapılır. Peki Türkiye ne yapıyor? Twitter üzerinden birisi ağız dolusu hakaret ediyor, ağız dolusu iftira ediyor, akla hayale gelmez görüntüler yayınlıyor. Bütün illegalitenin adeta merkezi haline gelen bit Twitter’dan söz ediyorsunuz. Bununla ilgili olarak mahkemelerimiz karar veriyor, California’daki twitter merkezine gönderiliyor, bugüne kadar maalesef tınmadılar. Biz müstemleke bir ülke değiliz ki. Benim hukuk sistemimi tanımayan, benim mahkemelerimin kararını tanımayan bir firmayı bizim bir şekilde ilkeler bazında masaya oturtmamız gerekiyor. Bir ev hanımı adına hesap açılmış ve orada pornografi görüntüler yayınlanıyor. Bu kadıncağız, çoluk çocuk sahibi, aile sahibi olan bir hanımefendi. Onun düştüğü hali düşünebiliyor musunuz? Siyasetçilerle, devlet adamlarıyla, firmalarla ilgili olarak yapılan bu rezillikleri görmemezlikten gelmek söz konusu olabilir mi?” dedi.“MAHKEME KARARLARI UYGULANSIN TWİTTER HEMEN AÇILIR”Kendisinin bir twitter kullanıcısı olduğunu ve 600 binin üzerinde takipçisi olduğunu dile getiren Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben mesajlarımı twitter üzerinden veriyorum. Bu yönüyle twitteri bir nimet olarak kabul ediyorum ama bu nimeti kimsenin nikbete dönüştürmeye hakkı yoktur. Hindistan müracaat ediyor, onunla ilgili talepler yerine getiriliyor,California’daki merkez İngiltere’nin, Fransa’nın sesini duyuyor. Twittere yapılan müracaatların bugüne kadar yüzde 80’i Amerika Birleşik Devletleri tarafından yapılmış. Onların sesine, onların müracaatına, onların hukuk sisteminin verdiği kararlara uyuyorlar, gerekeni yapıyorlar ama Türkiye’den bugüne kadar gitmiş olan yüzlerce mahkeme kararını görmemezlikten geliyorlar. Altını çizerek söylüyorum, burası bir Muz cumhuriyeti değil, bir müstemleke ülke değiliz. Burada da gerekli tavır konur. Twitter temsilciler gelip burada bir temsilcilik kurar veya birilerine vekalet verirler, hukukçularını gönderirler, onlarla anlaşma yapılır, twitterin bir itirazı olduğu zaman uluslararası mahkemelere gider, o zaman tahkime taraf olan bir ülke ve bir firma olarak uluslararası düzeyde de twitter kendi hakkını arayabilir. Türkiye’de yapılan şey, büsbütün twitterin yasaklanması değil. Herhangi bölgesel olarak veya kısmi olarak şu anda Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın twittere müdahale etme şansı yoktur. Mahkeme hepsini kapatın dememiştir ama buradaki merkez bu görüntüleri ortadan kaldırmadığı için twittere böyle bir müeyyide uygulandı. Bu görüntüler ortadan kalktıktan sonra, yani o mahkeme kararları uygulandıktan hemen sonra derhal twitter açılabilir. Seçim bekleme diye bir şey yok. Bugün bile twitter bunların gereğini yaptığı andan itibaren twitter açılır. Kendi ülkemize haksızlık yapmayalım. Bunlar vergi vermiyorlar, reklamlarla ilgili olarak Türkiye’ye herhangi bir pay vermiyorlar, bizim iç hukukumuzu tanımıyorlar, mahkemelerimizi tanımıyorlar. Youtube, bir ara Atatürk’e hakaretten kapalı kaldı. Facebbokla ilgili yapılan işlemlerle çok daha seri yürüyor. Çünkü İrlanda’da merkezi var, Türkiye’de temsilcileri var, TİB herhangi bir şey facebooka iletiyor ve çok kısa bir sürede bu arızalar gideriliyor. Buradan hareketle Türkiye sansür uyguluyor, Türkiye internete yasak koyuyor gibi propagandayı bizim kendi insanımızın yapmış olmasını esefle karşılıyorum. Ana muhalefet partisinin lideri kendi ülkesini dünyaya şikayet ediyor, kendi ülkesini sansürcü olarak dünyaya takdim ediyor ve bunu da kendince küçük siyasi hesap olarak görüyor. Bu mesele istismar edilecek bir mesele değil. Bu mesele bir hukuk meselesidir. Mahkeme kararlarının gereği yapılsın, twitter derhal açılır.”“CHP KENDİNİ TAMAMEN ŞANTAJ SİYASETİNE KAPTIRDI”Çelik, gazetecilerin Kılıçdaroğlu’nun 2009 yılında facebookun kapatılması için dava açtığını hatırlatması üzerin; “Kılıçdaroğlu sabah başka bir şey söyler, akşam başka bir şey söyler. Bugün bozkurt selamı yapar, yarın enternasyonal selamı yapar. Kılıçdaroğlu’nu bu yönüyle ciddiye almak mümkün değil. Onun için CHP kendini tamamen şantaj siyasetine kaptırdı” dedi.“BARIŞ İÇİNDE YARIŞ DEDİK”CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran'ın Başbakan Erdoğan'ın 30 Mart'ı görmeden siyasetten çekilebileceği iddialarının siyasi bir şantaj olduğunu belirten Çelik şöyle konuştu; “Bugün bir yazılı açıklama yaptım. Dün bir CHP Genel Başkan Yardımcısı, Antalya’da ‘Başbakan 30 Marta ulaşamaz’ demiştir. Bunlar kendi saadetini başkasının felaketinde arayan hastalıklı bir zihniyetin mensuplarıdır. Neticede biz birbirimizin rakipleriyiz. AK Parti, CHP, MHP, BDP rakip partilerdir. Yola çıkarken dedik ki barış içinde yarış olsun. Ama siz rekabeti husumet olarak ele alıyorsanız söyleyecek söz kalmamış demektir. AK Parti, hiçbir siyasi partinin hasmı ve düşmanı değildir. Biz birbirimizin rakibiyiz. Dolayısıyla şantajlardan medet ummak, şantajcıların ekmeğine yağ sürmek siyaset değildir. Burada çok vahim bir durum söz konusudur. Ana muhalefet partisinin bir yöneticisi böyle bir zavallılığa düşmez.”Hüseyin Çelik, valilik ziyaretinin ardından toplantının yapılacağı Esnaf ve Sanatkarlar Odası konferans salonuna geçti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz