AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şentop:-"Türkiye, 1960 Darbesiyle Uluslararası Siyasetalanında 2. Dünya Savaşı'nın Mağlupları Statüsünegeçirilmiştir"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şentop, "Türkiye, 1960 darbesiyle uluslararası siyaset alanında 2. Dünya Savaşı'nın mağlupları statüsüne geçirilmiştir" dedi.

Düzce Belediyesi'nce müftülük salonunda düzenlenen "Türkiye'de Anayasa ve Siyaset" konulu konferansta konuşan Şentop, anayasanın bireyin devlete bakışını, devletin de bireye bakışını düzenleyen temel bir metin olduğunu anlattı.

Bir ülkenin anayasasında devletin mahiyetinin, vatandaşla ilişkisinin ve siyasi hayatının yer aldığına dikkati çeken Şentop, anayasaların bu nedenle önemli olduğunu vurguladı.

Şentop, AK Parti'nin 2008 yılında kapatılma süreciyle karşı karşıya kaldığını anımsatarak, "Anayasa Mahkemesi, AK Parti'yi kapatamadı. Çünkü AK Parti Türkiye'de 22 Temmuz 2007 seçimlerinde yaklaşık yüzde 50'ye yakın bir oy aldı" diye konuştu.

Türkiye'de 1967 yılından bu yana 25'in üzerinde partinin kapatıldığını ifade eden Şentop, ülkenin temelinde anayasa sorunu bulunduğunu kaydetti.

-"1960 darbesiyle yeni bir hukuk düzeni inşa edildi"-

27 Mayıs 1960 darbesiyle Türkiye'de bambaşka bir hukuk düzeninin inşa edildiğini ileri süren Şentop, "Türkiye, 1960 darbesiyle uluslararası siyaset alanında 2. Dünya Savaşı'nın mağlupları statüsüne geçirilmiştir. Yeni bir devlet ideolojisi ortaya çıkmıştır" ifadelerini kullandı.

Şentop, Türkiye'nin 1945 yılında uluslararası şartların zorlamasıyla çok partili hayata geçtiğini belirterek, şunları söyledi:

"Nitekim Türkiye Birleşmiş Milletler'e ve NATO'ya üye olmak istiyor. Bunun için de çok partili demokratik hayatı şart koşuyorlar. Tabii bu CHP'nin çok partili hayata geçişinin isteyerek olup olmadığını gösteren açık bir ölçüdür. Milletimiz 1950 seçimleriyle DP'yi seçiyor ve CHP'ye kırmızı kartı gösteriyor."

Hakim ve savcıların seçilmiş iktidarın kontrol alanı dışına çıkarıldığını anlatan Şentop, Anayasa Mahkemesi ve Danıştay üyelerinin verdiği kararlarla ciddi ekonomik krizler yaşandığını savunarak, "Eğer hakikaten hakimiyet milletin elindeyse yargı yetkisini kullananların da bir şekilde millete dayandırılması, milletten meşruiyetlerini almaları gerekir" şeklinde konuştu.

Muhabir: Onur Orhan