Ak Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı...(2)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, memur zammı konusunda enflasyon artsa bile aradaki farkı ödeyeceklerini belirterek, MHP-DSP-ANAP koalisyonu dönemindeki şartlara dikkat çekti. Erdoğan, memura verilen kredi faizini hatırlatarak, "Bakınız Halk Bankası'nın esnafa verdiği kredinin faizi neydi biliyor musunuz? MHP-DSP-ANAP iktidarı döneminde yüzde 47. MHP’nin konuşacak bir şeyi yok aslında. Solun konuşacak bir şeyi yok. Siz yüzde 47 faizle bizim esnafımızı inim inim inlettiniz. Şu anda Halk Bankası esnafıma yüzde 5, yüzde 6 faizle kredi veriyor" dedi.

Başbakan Erdoğan, parti genel merkezinde gerçekleşen 75'nci defa düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı. Toplantıda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, kadın kolları ve gençlik kollarının tamamlandığını söyleyerek, il kongrelerinin ise 73 tanesinin gerçekleştirildiğini kaydetti. Büyük kongreyi de gerçekleştirerek 2014 yerel seçimlerine odaklanacaklarını belirten Başbakan Erdoğan, 12 Haziran seçimlerinin üzerinden bir yılı geride bıraktıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, "12 Haziran'ın yıl dönümünde şu hususun altını çizmek istiyorum; 12 Haziran seçimlerinde bir ilki gerçekleştirdik ve bu tarihimizde bir ilktir. İki dönemdir iktidarda olan bir parti olarak oylarımızı artırarak bir ilkin altına imza attık" diye konuştu.

İktidarda olanın yıprandığını ve hedef haline getirildiği için oy kaybı yaşadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Fakat biz bunun tam tersi olabileceğini ispat ettik" diyerek, hizmet noktasında çok farklı bir siyaset ortaya koyduklarını ifade etti. Ortak aklı her zaman önemsediklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, istişareler noktasında alınan kararları her zaman uyguladıklarını dile getirdi. "Çok şükür Türkiye'yi her alanda geliştirdik, her alanda genişlettik, her alanda büyüttük, büyütüyoruz" diyen Başbakan Erdoğan, yurt dışından gelen konukların artık çok daha farklı bir Türkiye, İstanbul, Ankara gördüklerini, bunu sık sık dile getirdiklerini belirtti.

Eserlerinin olmadığı il kalmadığını belirten Başbakan Erdoğan, "Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" atasözünü de hatırlatarak, 780 bin kilometrenin her yerine hizmet götürmeye çalıştıklarına vurgu yaptı. Başbakan Erdoğan ayrıca 9.5 yılı özetleyen bir kitapçığı Genişletilmiş İl Başkanları toplantısına katılanları dağıtacaklarını belirterek, "Bu kitapçığın içerisinde 9.5 yıla neler sığdırılmış özet olarak anlatılıyor" şeklinde konuştu.

Teşkilat mensuplarının gittikleri her yerde 9.5 yılda neler yapıldığını her eve anlatacaklarını ifade eden Erdoğan, "Bunları anlatalım ki, nelerin yapıldığını bilsinler" diye konuştu.

Erdoğan, yapılan hizmetlere rağmen CHP’nin bunları beğenmediğini belirterek, “Ama bizde öyle bir muhalefet var ki hiçbir zaman yapılanı takdir etmez. Üzerinden geçtikleri köprülerden, viyadüklerden hiçbir zaman. Ülkenin, finans noktasında nereden nereye geldiğini saptırmaya yeltenecek kadar faklı yolların insanlardır onlar” dedi.

Başbakan Erdoğan ayrıca, hazırlanan kitaba yerel yönetimlerin yaptığı çalışmaları değil, sadece teşkilatın neler yaptığını koyduklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, yapılan eserlerle tarih yaptıklarını belirterek, “Elbette biz geride bıraktıklarımızla onların sayım ve dökümüne takılıp kalmayacağız. Biz tarih yapıyoruz değerli arkadaşlarım. Ama onun yazımını biz yapmayacağız, onun yazımını tarihçilere bırakacağız” şeklinde konuştu.

GERİDE KALAN 1 YILIN MUHASEBESİNİ YAPTI

"2014 seçimine bir kez daha yaptıklarımızı anlatarak, yapacaklarımızı anlatarak gireceğiz" diyen Başbakan Erdoğan, 2002 yılında Türkiye’nin milli gelirinin 230 milyar dolar olduğunu hatırlattı. Bu rakamın şimdi ise 772 milyar dolara çıktığını belirten Erdoğan, “Bu tabii çok güzel bir şey. Yani 3 kattan fazla ne yapmışız, milli gelirimizi artırmışız. Bakın Cumhuriyet tarihinde, 79 senede 230 milyar dolar, biz şurada 9 yıla işte 230’dan almışız işi nereye getirmişiz. Yani 542 milyar dolar artırmışız. Hesap burada, Halep ordaysa, arşın burada. Bu kadar açık net” şeklinde konuştu.

Başbakan Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi Yunanistan’la kıyasladığını belirterek, “Yunanistan kişi başına milli geliri hep nüfusu azaltarak ortaya koyuyor” dedi.

2011 sonunda Türkiye’nin milli gelirinin ise 10 bin 444 dolar olduğunu kaydeden Erdoğan, ayrıca bu rakamın nüfusun her yıl 1 milyon artmasına rağmen bu seviyeye ulaştığına dikkat çekti. Muhalefetin “Fakirleşiyoruz” dediğini belirten Başbakan Erdoğan, “Bu nasıl fakirleşmek? 2002 yılında Türkiye’de toplam 91 bin adet otomobil satılmıştır. 2011 yılında ise satılan otomobil sayısı 594 bin adet otomobil satışı gerçekleşti. Bu tüm zamanların rekorudur. Fakirleşen bir ülkede otomobil satışı bu denli artar mı?” diye sordu.

Türkiye ihracatının 135 milyar dolara çıktığını da anlatan Başbakan Erdoğan, “Her şeyde hamdolsun bir artış var” diyerek, Kamu borç net stokunun 61,5’den 22,4’e gerilediğini söyledi. Erdoğan, “Şimdi asıl borçlanmada kendimizi ifade tarzı budur. Şu kadar milyar dolar borcumuz var, bununla yapılmaz. Söylesene milli hasıla ne, bunu niye söylemiyorsun? Milli hasıla nereden nereye gelmiş bunu niye söylemiyorsun. Bunu söylemiyorlar sadece borcu açıklıyorlar. Atalarımız onun için ‘borç yiğidin kamçısıdır’ diyorlar zafiyet içinde olanın değil. Ona bakarsan Amerika'da borç gani, Japonya'da borç gani. Umrunda mı, niye? Çünkü milli gelirine bakıyor” diye konuştu.

BAZI MEMUR KARDEŞLERİMİZİN EVİNDE İKİ ARABA VAR

Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında toplu sözleşme görüşmelerine ve memurun taleplerine de değinerek memuru enflasyona ezdirmediklerini, ezdirmeyeceklerini söyledi. Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:

"2002’ye göre en düşük memur maaşını şu 9 yıllık süre içinde yüzde 279... Bazı şeyler söylüyorlar ya, toplu görüşmelerde şimdi toplu sözleşmeye geçildi. Diyorlar ki, 'işte bizi şöyle ezdi, böyle ezdi.' Ben size oranlarla konuşuyorum ortalama memur maşını yüze 204 artırdık. Net asgari ücreti yüzde 280 artırdık. SSK en düşük emekli aylığını yüzde 226, Bağkur en düşük emekli aylığını yüzde 660 oranında artırdık. Herkes bunları görmemezlikten geliyor ve biz bir ülke yönetiyoruz. Eğer bu ülke bu devlet bizden öncekilerin yönetildiği gibi yönetilecek olursa bunun altında kim ezilecek. Benim memleketimin evladı ezilecek. Neyle ezilecek? Enflasyonla ezilecek. Bu sıfırlar birin yanına boşuna konulmadı geçişte. 1 sıfır yetmedi 2 sıfır koydular, yetmeni, 3-4-5 6 sıfır koydular. Yoksa benim memur kardeşim bu sıfırlarla kendini milyoner mi zannediyordu. Tam tersine o modern hırsızlar o sıfırlarla cebindeki parayı çaldılar. Tuvalete 1 TL’ye giderken 1 milyon TL’ye gitmeye başladı. Şu anda artık karşılıklı olarak paramızla mal alımı yapabildiğimiz ülkeler var. Bakınız Halk Bankası'nın esnafa verdiği kredinin faizi neydi biliyor musunuz? MHP-DSP-ANAP iktidarı döneminde yüzde 47. MHP’nin konuşacak bir şeyi yok aslında. Solun konuşacak bir şeyi yok. Siz yüzde 47 faizle bizim esnafımızı inim inim inlettiniz. Şu anda Halk Bankası esnafıma yüzde 5, yüzde 6 faizle kredi veriyor. Bunlar çok önemli. Bunu esnafımıza anlatalım. Ama herkese vermiyor ki. Tabii ki herkese veremez. Banka olarak da geçmişte bankaların düştüğü duruma da düşmemesi lazım. O da o parayı iyi yönetmesi lazım. Opara da milletin parası. Dolayısıyla güvenilir olana kredi vermek durumunda. Neyle veriyor yüzde 5, yüzde 6. Ziraat Bankası çiftçiye verdiği kredide faiz 2002’de yüzde 59. Şimdi yüzde sıfır ile 8 arasında. Bakın nereden nereye. Neydi 2002’de yüzde 59. Yüzde 59 faizle kredi veren Ziraat Bankası şimdi yüzde sıfır ile yüzde 8 arasında kredi veriyor. Kime veriyor, çiftçiye. Hani bunlar köylünün yanındaydı, hani çiftçinin yanındaydı. Köylünün yanında, çiftçinin yanında kimin olduğu ortaya çıktı. Biziz biz. Biz ayağa kaldırdık. Görev yazan bir Ziraat Bankası yok artık. Bunun bedelini de millete ödettiler. Artık aynı zamanda para kazanan Ziraat Bankası var. Şimdi bunlara sorarsanız hani Korsanlar diye parti çıkmış Batı'da. Onlar 'her şeyi bedava vereceksin' diyor, elektrik bedava su bedava. Bunlar da oy alıyor biliyor musunuz? Sormuyorlar Alman halkı sormuyor. Sen bunları bedava vereceksin de parayı nereden bulacaksın. Para gökten zembille inmiyor ki ya. Sadece yağmur olsa onun bile işletme bedeli var. Bunu sormazsanız, bu seçimi kazandığınızı zannedersiniz. Arkasından öyle bir an gelir ki, o ülke iflas eder. Yunanistan'ın iflas ettiği gibi. İspanya sıkıntılar içinde İtalya sıkıntılar içinde. Niye böyle sıkıntılar yaşandığı için. Ama biz popülizmi hiçbir zaman tercih etmedik. Biz gerçek neyse onu söyledik, olması geren neyse onu yaptık.”

“Son görüşmelerde memur kardeşimize biz sizi enflasyona ezdirdik mi kardeşim. Ezdirmedik. Yine ezdirmedik” diyen Erdoğan, “Şu anda 4+4'mü verdik. Enflasyon yüzde 10 mu, aradaki fark ne yüzde 2. Biz o 2’yi yine ödeyeceğiz. Bunu niye konuşmuyorsun. Bunu konuşmuyor. Biz burada bütün bu hesapları yaparken, biz sendikalara şunu söylüyoruz. Kardeşlerimiz biz bu paranın sahibi değiliz. Biz bu paranın da emanetçisiyiz. Biz bunu sizinle danışarak, anlaşarak iyi yönetemezsek, bizden öncekilerde olduğu gibi yine maaşını ödeyemeyen devletle karşı karşıya kalırsınız. Biz öyle olmak istemiyoruz. Biz güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti'nin bireyleri olarak, biz yönetimdeyiz, sizde memurlarımızsınız, işçilerimizsiniz. El ele vereceğiz ve hem ülkemizi büyüteceğiz. Daha iyi noktaya geleceğiz. Büyüdükçe, geliştikçe bu görüşmelerde alınacak olan zamlar da verilecek zamanlar da daha fazla olacaktır. Ama şu an gösterge bu. Öyle memur kardeşlerimiz var ki, evinde bakıyorum hanımının altında bir araba kendi altında araba. İki araba var. Daha önce böyle bir şey var mıydı, yoktu. Tavsiye ediyorum kendilerine önce araba alacağına ev al, önce başını sokacağın evin olsun. Atalarımız diyor ya 'dünyada iman, ahirette mekan' diye… Biz israf ekonomisini bir kenara koymalıyız, verim ekonomisini öne çıkarmalıyız. Bu israf ekonomisidir aslında bazılarını farklı bir yaklaşıma götüren" şeklinde konuştu.