Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kedilerine 'Nazi ve Hitler' benzetmesi yapan CHP'lilere cevap vermek için, 1932 ve 1941 tarihli Cumhuriyet gazetesi nüshalarındaki 'Milli Şefimiz ile Führer arasında samimi tebrikler' ve 'Kemalist Türkiye'den Faşist İtalya'ya selam' başlıklı haberleri gösterdi.
Başbakan Erdoğan, partisinin grup toplantısında, 4+4+4 eğitim sisteminin meclisten geçmesi nedeniyle milletvekillerine teşekkürünü yineledi. Erdoğan, "Bugün buradan, meclis çatısı altından siz değerli milletvekillerimize bu önemli düzenlemeyi gerçekleştirdiğiniz, tarih yazdığınız, tarihe not düştüğünüz için bir kez daha şahsım ve milletim adına şükranlarımı ifade ediyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, Adnan Menderes ve arkadaşlarının 1950 yılında Ezan-ı Şerif'i aslına dönüştürmeleri ne kadar muhteşem bir olaysa cuma günü yapılan düzenlemenin en az o kadar muhteşem ve anlamlı olduğunu söyledi. Erdoğan, "Ezanın aslına rücu etmesi, özüne kavuşması bu milletin hafızasında nasıl yer ettiyse emin olun bu düzenleme de aynı şekilde aziz milletimizin hafızasında hiç silinmeyecek bir yer edinmiştir. Bu tarihi olayı gerçekleştirdiğiniz, statükoya, CHP ve zihniyetine gereken cevabı bir kez daha verdiğiniz için hepinizi yürekten tebrik ediyorum" dedi.
Bundan 2 yıl önce CHP'nin Genel Başkanlığı'na Kemal Kılıçdaroğlu'nun getirildiğini belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun kendini ispat etmek ve oylarını arttırmak hırsıyla 2 yıl boyunca her yolu mubah, her yol ve yöntemi meşru gören bir politika izlediğini kaydetti. Erdoğan, şöyle devam etti:
"27 Mayıs'la yüzleşiyormuş gibi yaptı, 28 Şubat'ı eleştiriyormuş gibi yaptı, 27 Nisan bildirisiyle hesaplaşıyormuş gibi yaptı. 'Adnan Menderes, Sabahattin Ali, Nazım Hikmet, Mehmet Akif' dedi. Ama arada bir de çark etti. 'Kel Ali' dedi, 'CHP'nin geçmişiyle gurur duyuyorum' dedi. Dersim konusunda ağzını bıçak açmadı. Ama herkese mavi boncuk dağıtmak için 2 yıl boyunca gerçekten yoğun gayret içinde oldu. Kesintisiz eğitim konusunda CHP'nin ortaya koyduğu tavrın, bugüne kadar Kılıçdaroğlu'nun yaptığı en büyük manevradır, en büyük çark hareketidir. Kılıçdaroğlu'nun 27 Mayıs, 28 Şubat ve 27 Nisan'la ilgili ifadelerinin kendi tarihiyle yüzleşme çabalarının ne kadar boş, ne kadar yalan ve ne kadar samimiyetsiz olduğu ortaya çıkmıştır."
"CHP'NİN DEMOKRASİ MASKESİ DÜŞTÜ"
Kesintisiz eğitimi savunarak, 28 Şubat'ı savunduğunu belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun böylece özüne döndüğünü söyledi. Kılıçdaroğlu'nun böylece CHP'yi yeniden, o bildik statüko rayına yerleştirdiğini belirten Erdoğan, "Kesintisiz eğitimi şiddet kullanarak, hakaret ederek, dayatmaya başvurarak engellemeye çalışan CHP'nin yüzündeki demokrasi maskesi, yüzündeki o değişim maskesi yere düşmüş ve tuzla buz olmuştur. CHP, hiçbir değişim çabasının içinde olmadığını bu yasaya karşı çıkarak bir kez daha göstermiştir. CHP, statükoya sıkı sıkıya sarılan bir parti olduğunu, bu yasaya karşı çıkarak bir kez daha göstermiştir. CHP, başında her yolu mubah, her yolu meşru gören bir genel başkan olsa dahi, 1940'lardan bugünlere gelemediğini, gelemeyeceğini bir kez daha açık ve net olarak göstermiştir. Açıkçası CHP'de statüko, ilkesizliğe, çarkçılığa galip gelmiştir" diye konuştu.
"MİSLİYLE İADE EDİYORUM"
CHP'nin iki ay boyunca eğitim sistemiyle ilgili kayda değer ve ciddiye alınabilecek tek söz söylemediğini belirten Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve sözcülerinin kesintisiz eğitimi 'kafasının içinde beyin taşımayanlar, cahil adam, münafık, Genel Kurul'a silahla gireriz, parlamenter demokrasi fiilen sona erdi, bu iş bitti, sokak çözer' gibi ifadelerle savunduklarını söyledi. Erdoğan, CHP'lilerin daha da ileri giderek 'küstahlaştıklarını' ve 'Siz Müslüman olmayı önce Allah'a, sonra CHP'ye borçlusunuz' dediklerini vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Önce bu dili, bu üslubu, bu hakaretleri CHP Genel Başkanı ve arkadaşlarına misliyle iade ediyorum. Kendi ülkesinin Başbakanına 'cahil, münafık' diyen, öbür yandan çıkıp Fransa Cumhurbaşkanı'na methiye düzen, İsrail devletinin kirli çamaşırlarını yıkayan CHP Genel Başkanı'nı önce Allah'a, sonra da CHP seçmenine ve millete havale ediyorum. Bakın aynen şu ifadeleri kullanıyor; 'kafasının içinde beyin taşımayanlar kaba kuvvet uygularlar'. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bu sözü AK Parti'lilere değil, Komisyon Başkanı Prof. Dr. Nabi Avcı'ya seloteyp tankını fırlatan grup başkanvekiline söyle. Hem entelektüelliğini kabul edeceksin hem böyle bir insana da kalkacak senin grup başkanvekilin böyle bir fiili tecavüzde bulunacak."
HİTLER YANITI
Süreç içinde CHP Genel Başkanı'nın ve yanındakilerin kendilerine Nazi ve Hitler benzetmesini defalarca yaptığını belirten Erdoğan, 'Şimdi ben ona gurur duyduğu CHP tarihinden ibretlik bir vesika göstereceğim" dedi. Erdoğan, 11 Nisan 1939 tarihli bir kararnamede, 'Alman Devlet Reisi Hitler'in 50'nci sene-i devriyesi münasebetiyle yapılacak merasime, hükümetimiz namına Nafia Vekili General Ali Fuat Cebesoy'un reisliğinde, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Asım Gündüz ile Mebus General Pertev Demirhan, Falih Rıfkk bıçak açmadı. Ama herkesı Atay, Yunus Nadi, Necmettin Sadak ve Hüseyin Cahit Yalçın'dan oluşan bir heyet gönderilmesi icra vekilleri heyetince onanmıştır' ifadelerinin yer aldığını söyledi.
Erdoğan, belgenin altında 'Reisi Cumhur İsmet İnönü, Başvekil Refik Saydam, Dahiliye Vekili Faik Öztarak, Maarif Vekili yani Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, Muharebe ve Münakalat Vekili yani Ulaştırma Bakanı Ali Çetinkaya, namı değer Kel Ali'nin' imzalarının bulunduğunu belirtti.
Cumhuriyet Gazetesi'nin 1932 ve 1941 tarihli iki nüshasının birinci sayfalarını da gösteren Başbakan Erdoğan, bunlardan birinin, 'Milli Şefimiz ile Führer arasında samimi tebrikler' başlığı taşıdığını belirtti. "Bundan daha önemli belge, daha önemli delil olur mu? Buyurun. Gazete malum Cumhuriyet" diyen Erdoğan, ikinci nüshayı da gösterdi. Burada da 'Kemalist Türkiye'den Faşist İtalya'ya selam' başlığı altında İnönü'nün İtalya'ya gideceğinin yazdığını söyledi. Erdoğan, "Nasıl? İşte CHP budur. CHP Genel Başkanı eğer Hitler sevdalısı arıyorsa, gitsin o gurur duyacağı CHP tarihine baksın, orada bulur" dedi.
"KURAN-I KERİM SÜS DEĞİL, İLHAM KAYNAĞIDIR"
Kılıçdaroğlu'nun 'oyalı kılıfı içinde Kur'an-ı Kerim'den bahsettiğini' kaydeden Erdoğan, buna en güzel cevabı Mehmet Akif Ersoy'un 'Ya açar bakarız nazm-ı celilin yaprağına ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına. İnmemiştir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin, ne mezarda okunmak, ne de fal bakmak için' dizeleriyle verdiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, "Sayın Kılıçdaroğlu, Kur'an-ı Kerim bir süs eşyası değil, o bir ilham kaynağıdır. Öyle güzel kılıflarda süsleyerek püsleyerek vitrine konulacak bir obje değil, o bir ilham kaynağıdır. Sen şecaat arz ederken, sirkatin söylüyorsun. Sana bu akıl daneliği kimler yapıyorsa, bunları iyi seç. Yanlış yoldasın" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun Sıffin Savaşı'ndan söz ettiğini anımsatan Erdoğan, "Bir kere, bu sular sizin boyunuzu aşar. Siz hiç bu sulara girmeyin boğulursunuz. Belli ki birileri sizin kulağınıza politika malzemesi yapmak için Sıffin Savaşı'nı fısıldamış, ama Sıffin Savaşı'nda iki tarafta da sahabe-i kiram olduğunu söylememiş. Bu mesele sizin boyunuzu çok aşar. Siz daha Dersim katliamıyla yüzleşemediniz. Sıffin Savaşı meselesine isterseniz hiç girmeyin" diye konuştu.
"İMAM HATİPTE 'ÖLÜ MÜ YIKAYACAKSINIZ' DEDİLER, ORADAN ÇIKTIK BURAYA GELDİK"
CHP döneminde Kuran-ı Kerim'in yasaklandığını, Türkiye'de cenazeleri kaldıracak kişi bile bulunamadığını, cenazelerin namazsız kaldırıldığını anlatan Erdoğan, "Yani ne demek, ölü yıkayıcısı... İmam hatipler böyle kuruldu. Bize, imam hatipte öğretmenlerimizin çoğu 'ölü mü yıkayacaksın?' diyorlardı. Bu telkinlerde bulunuyorlardı. İşte oradan yola çıktık, buraya geldik" diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz