HABER

AK Parti İstanbul İl Başkanlığı Teşkilat Toplantısı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (3) - "Dünya değişirken, Türkiye değişirken, İstanbul değişirken bizim yerimizde saymamız işin tabiatına aykırıdır. Özellikle 18-35 yaş arasındaki kuşağa kendimizi daha iyi anlatabilecek yöntemler geliştirmek birinci önceliğimiz olmalıdır" - "Bu davanın sonunda mal, mülk, şan, şöhret bekleyen veya bunların peşine düşen yanılır hem de nasıl yanılır. Siyaseti millete hizmet aracı olmaktan çıkartıp şahsi çıkarlarının vasıtası haline dönüştüren, hem bu dünyasını hem öteki dünyasını bedbaht eder" - "Hizmet yarışında bayrağı devredecek arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Burada gönül kayması, gönül kırıklığı diye bir şeyi asla düşünmüyorum. Çünkü siz değerli arkadaşlarım görevi ilk devraldığınız gün hangi heyecandaysanız bugün de yine görevi devrederken aynı heyecanda ve bundan sonraki süreç içerisinde de aynı şekilde koşmaya devam edeceğinize, desteğinizi vermeye devam edeceğinize inanıyorum"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dünya değişirken, Türkiye değişirken, İstanbul değişirken bizim yerimizde saymamız işin tabiatına aykırıdır. Özellikle 18-35 yaş arasındaki kuşağa kendimizi daha iyi anlatabilecek yöntemler geliştirmek birinci önceliğimiz olmalıdır" dedi.

AK Parti İstanbul İl Teşkilatı Toplantısında, Türkiye'de gençlere en çok değer veren partinin AK Parti olduğunu vurgulayan Erdoğan, daha önce 30 yaşından küçük gençlerin seçilme hakkının bulunmadığını hatırlattı.

Erdoğan, "Biz ne yaptık? 30'dan aldık gençlerin seçilme hakkını 18'e indirdik. Bunu yapan biz olduğumuza göre onlara şimdi biz adeta yerel parlamentoların içinde de yerini vermemiz lazım. Verelim ki gelecekte inşallah Türkiye Büyük Millet Meclisine de bu tecrübeyle hazırlanmış olsunlar." diye konuştu.

Seçim gecesi zaferlerini milletle paylaşarak, üstlendikleri misyonu daha ileriye taşımak için yeni bir heyecanla, yeni bir şevkle daha çok çalışmaya devam edeceklerini kaydeden Erdoğan, "Şunu unutmayın, demokrasi tabanda, yani yerelde başlar. Yerelde eğer demokrasiyi güçlü tutarsak Ankara'yı da güçlü tutarız. Buna çok dikkat edeceğiz. Bu hassasiyetimizi asla unutmayacağız." ifadelerini kullandı.

- "Merkel, tebrik bildirdi"

İstanbul'un sadece ekonomisiyle, ticaretiyle, kültürüyle, sanatıyla, sporuyla değil insanıyla ve onunla mana bulan siyasetiyle de Türkiye'nin en renkli, en zengin, en kapsayıcı ve en büyük şehri olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu şehrin mahalli idareler yönetimine sahip olmak demek sadece sıradan bir belediye başkanlığına sahip olmak demek değildir. Hepimiz de biliyoruz ki İstanbul bunun çok ötesinde bir anlama sahiptir. Bugün Sayın Merkel ile bir görüşmem vardı. Tabii Sayın Binali Bey'i ilan ettiğimizi o da duymuş ve 'İstanbul'a da Binali Yıldırım Bey'i aday olarak koymuşsunuz' dedi. Tebriğini bildirdi. Evet, yani olay, burası İstanbul. İstanbul'a seçilecek olan ismin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için bunu ifade ediyorum. İstanbul, sıradan bir şehir değil. Şimdi inşallah biz bu seçimde 39 ilçemizde gümbür gümbür gelmemiz lazım."

- "Bu şehirde belediyeyi devraldığımızda ilkokula başlayan çocuklar şimdi 30 yaşında"

İstanbul'da belediye yönetimini devraldıkları dönemi hatırlatan Erdoğan, "İstanbul'u öylesine harap, öylesine perişan, öylesine ihmal edilmiş şekilde devralmıştık ki yaptığımız her hizmeti gösterme, her yatırımı anlatma imkanı bulduk ama az önce söylediği gibi Beylikdüzü adayımız o zaman 10 yaşındaydı. Nereden nereye?" diye konuştu.

"Bu şehirde bizim belediyeyi devraldığımızda ilkokula başlayan çocuklar şimdi 30 yaşına bastılar. Dolayısıyla eski İstanbul'u ve o dönemin sıkıntılarını hatırlayan insanların sayısı giderek azalıyor." ifadelerini kullanan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Sayın Sözen gibi görüyorsunuz işte nasıl hatırlıyor. Bu durum bize siyasetimizi ve İstanbul halkıyla kurduğumuz diyaloğun parametrelerini değiştirmemiz gerektiğini söylüyor. Dünya değişirken, Türkiye değişirken, İstanbul değişirken bizim yerimizde saymamız işin tabiatına aykırıdır. Özellikle 18-35 yaş arasındaki kuşağa kendimizi daha iyi anlatabilecek yöntemler geliştirmek birinci önceliğimiz olmalıdır."

- "O çöp yığınlarını anlatmamız lazım"

Bu konuda gençlere sorumluluk düştüğünü aktaran Erdoğan, "Genç arkadaşlara bütün bunları anlatmanız lazım. O çöp yığınlarını anlatmanız lazım. O havayı soluyamadığımız günleri anlatmamız lazım. Gazeteler maske dağıtıyordu, maske. Bunları anlatmanız lazım. Susuzluğu anlatmanız lazım. Herhalde ekranlarda da bunları zaman zaman izliyorsunuz. Eski Türkiye'yi bizzat yaşamamış olanlara anlatmayı bunları devam edeceğiz ama biz öyle bir Türkiye'den geldik ki yaşamadan bilinmesi mümkün değildi. Biz onu yaşadık. Bunun için yeni nesillere eski Türkiye'yi anlatmak yanında asıl onlara nasıl bir gelecek inşa ettiğimizi de göstermeliyiz." değerlendirmesini yaptı.

Bilginin, birikimin, tecrübenin, ekip ruhunun önemini asla unutmadan yeni nesillerin beklentilerine cevap verebilecek yeni bir siyaset dili ve tarzı geliştirmeleri gerektiğini, İstanbul'un siyasetlerinin yeni açılımı için ideal olduğunu aktaran Erdoğan, "Burada başarırsak her yerde başarırız." dedi.

Büyükşehir ve ilçe adaylarının kampanyalarının odağında bu kesimin olması gerektiğini aktaran Erdoğan, "31 Mart seçimleri bu bakımdan önemli bir fırsattır. Ben sizlere güveniyorum. İnşallah ülkemizin geçmişi gibi geleceğine de damga vuracağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.

- "Şan, şöhret bekleyen yanılır"

Her AK Partili'nin aynı zamanda büyük ve güçlü Türkiye davasının, hesapsız, kitapsız, kayıtsız, şartsız bir neferi olduğunu kaydeden Erdoğan, "Bu öyle bir davalıdır ki onu anlatmak için tarih boyunca nice fikir adamı, nice şair, nice devlet adamı kafa yormuş, çile çekmiş, eser ortaya koymuştur. Üstad Necip Fazıl'in o güzel Sakarya şiirini hepimiz ezbere biliriz değil mi? İnşallah gençlerimiz de merhum Necip Fazıl'ın, Mehmet Akif'in, Arif Nihat Asya'nın, Abdurrahim Karakoç'un, halen yaşayan büyük fikir ve sanat insanlarımızın şiirlerini, yazılarını ezbere biliyorlardır. Şayet onlara bu ruhu, bu heyecanı veremezsek geleceğimize güvenle bakamayız." diye konuştu.

Necip Fazıl Kısakürek'in, "İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal./Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,/Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;/Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan." dizelerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Allah'a, ülkeye ve millete hizmet davası işte böyle bir davadır. Bu davanın sonunda mal, mülk, şan, şöhret bekleyen veya bunların peşine düşen yanılır hem de nasıl yanılır. Siyaseti millete hizmet aracı olmaktan çıkartıp şahsi çıkarlarının vasıtası haline dönüştüren hem bu dünyasını hem öteki dünyasını bedbaht eder. Genel Başkanlıktan, belde başkanlığına, milletvekilliğinden belediye başkanlığına kadar tüm makamlara bu anlayışla talip olan ve hizmet veren her arkadaşım inanıyorum ki milletin takdirini, Rabbimizin de rızasını kazanma şerefine nail olmuştur."

Milletin "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz" diye tarif ettiği tiplerin var olduğunu hatırlatan Erdoğan, her yerde olduğu gibi siyasette de en tehlikeli kişilerin bunlar olduğunu, kendilerinin bir görevlerinin de ülkeyi ve milleti "Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz" diye tarif edilen zihniyetin mensuplarından korumak olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu beklentiye cevap verebilmek için kendimize her alanda en ideal ölçülerle donatmalı, sürekli geliştirmeliyiz. Bizim gözümüzde her AK Partili işte böyledir. Seçim sürecinde milletimizi, birikimimiz, çalışkanlığımız, müktesebatımız ve diğer vasıflarımızın yanı sıra değerlerimizle de etkilemeliyiz. Kendi değerlerini yaşamayan insan mutlaka bir başka değer silsilesini hayatına aktarıyor demektir. Sadece sözle değil özde yerli ve milli olduğumuzda milletimizin bizi daha büyük bir hüsnükabulle kucakladığını göreceğiz. İnşallah bu tür vesileler bizlere böyle bir fayda da sağlayacaktır."

Seçimlerde AK Parti'yi ve Cumhur İttifakı'nı temsil edeceklere başarılar dileyen Erdoğan, konuşmasını, "Hizmet yarışında bayrağı devredecek arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Burada gönül kayması, gönül kırıklığı diye birşeyi asla düşünmüyorum. Çünkü siz değerli arkadaşlarım görevi ilk devraldığınız gün hangi heyecandaysanız bugün de yine görevi devrederken aynı heyecanda ve bundan sonraki süreç içerisinde de aynı şekilde koşmaya devam edeceğinize, desteğinizi vermeye devam edeceğinize inanıyorum. Sizlere sevgilerimi saygılarımı sunuyorum." diye tamamladı.

(Son)

En Çok Aranan Haberler