Partisinin Karabük İl Danışma Kurulu Toplantısı'na katılan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, burada yaptığı konuşmada, 2013 yılında parti olarak iki önemli hedeflerinin olduğunu söyledi. Şahin, "Bunun bir tanesi terör örgütüne silah bıraktırmak, bir diğeri ise onları yurt dışına çıkarmak" dedi.
30 yıldır Türkiye'nin kaynaklarının bir bölümünün, terörle mücadeleye ayrılmak zorunda kalındığını anlatan Şahin, "400 milyar doların üzerinde bütçemizden terörle mücadeleye kaynak ayırdık. Parayı bir kenara bırakın, insan kaybı ve şehitlerimiz oldu. Bu imkanı biz Türkiye'nin kalkınması için kullanabilseydik, şu an Türkiye bulunduğu noktadan daha ileri bir noktada olurdu. Bu hep böyle mi devam etmeli? Sittin sene bu terörle mücadele devam mı etmeli? Kaynaklarımızın bir bölümünü teröre ayırmaya mecbur mu kalmalıyız? Ülkemizdeki asayişi ihlal eden unsurlarla mücadelemiz her zaman devam edecektir. 2013 yılına girerken, AK Parti olarak iki tane hedefimiz var. Bunun bir tanesi terör örgütüne silah bıraktırmak, bir diğeri ise onları yurt dışına çıkarmak. Böylece, Türkiye’de can kaybına, mal kaybına yol açan bu beladan bir an önce ülkemizi kurtarmak. Bu, 2013 yılında AK Parti iktidarı ve hükümeti olarak en önemli hedeflerimizin de biridir. Bir anda olacak bir şey değil. Bir çözüm umudu ortaya çıkmıştır. Bu çözüm umudunu işin güvenlik boyutunu da ihmal etmeden sürdürmek durumundayız. Terör örgütünün başı, terör örgütünün silah bıraktırılması konusunda elinden gelen inisiyatifi kullanacağı mesajı verince, bu konuda hükümetimiz, Adalet Bakanlığı, Başbakanımızın talimatlarıyla çözüm süreci başlamıştır. Bu süreç devam edecektir. İmralı'ya kimler gidecek basın bunlarla uğraşıyor. Bunun hiçbir önemi yok. Geldiğimiz noktada Türkiye ilk defa son derece önemli sorununu yabancıları aracı kılmadan kendi iradesiyle çözmeye karar vermiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun gerileme döneminde imzaladığı Karlofça Antlaşması'ndan beri Türkiye her önemli sorununu çözmede yabancıları hep aracı kılmıştır. Onların aracılığına ihtiyaç hissetmiştir" dedi.
"Ülkemizde bir ırkçılık hastalığı içimize girince ve geçmişte yapılmış olan hatalarla devam ettirilince, böylesine bir terör belasıyla karşı karşıyayız" diyen Milletvekili Mehmet Ali Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kendi ırkını üstün görme bir hastalıktır. Ben Türküm. Bir başkası kendisini farklı bir etnik kökene bağlı olarak ifade edebilir. Ne benim Türk olmam, ne diğerinin Arap olması, diğerinin Kürt olması tek başına bir üstünlük değildir. Dünya ırkçılık hastalığı nedeniyle çok sıkıntılar çekmektedir. Türk olmuşsun, Arap olmuşsun, Kürt olmuşsun ne yazar? ‘Hepimiz Hz. Adem’in çocuklarıyız’ diyor Allah'ın elçisi. Nedir bu üstünlük kavgası? Müslümanlık adına da maalesef cinayetler işleniyor. İslam dini de istismar ediliyor, mezhepler adına da cinayetler işleniyor. Bu cinayetlerle ilgili Müslüman çoğunluğa görevler düşüyor, Kürt kardeşlerimiz adına cinayetler işleniyorsa Kürt kardeşlerimize görevler düşüyor."
2013 YILI ÖNEMLİ BİR FIRSAT
Mehmet Ali Şahin, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'yle barış ortamını sağlamak istediklerini anlatarak, "2013 yılının önemli bir fırsat olduğu kanaatindeyiz. Analar artık ağlamasın, bu ülkenin çocukları hayatını kaybetmesin. Bu amaçla başlatılmış olan bu çözüm sürecinin olumlu sonlanmasını, Türkiye'nin bu sorunu çözdükten sonra yeni bir şaha kalkışla 2023 hedefini kısa sürede yakalayacağına inanıyorum. 2013 yılında ülkemizi yeni bir anayasaya kavuşturmayı da istiyoruz. AK Parti iktidarı olarak özellikle 2011 seçimlerine doğru giderken yeni anayasa vaadinde bulunduk. 26 maddelik anayasa değişikliğini referandumla halkın önüne getirdik ve halkımız buna ‘evet’ dedi. Bu anayasa değişikliği sebebiyle ülkemizde yaşanan bazı insan hakları ihlalleri, vatandaşımız kılık kıyafetinden dolayı yaşadıkları bir takım sorunların kendiliğinden çözülmekte olduğunu gördünüz. Anayasalar üstün hukuk normlarıdır, bunlar mutlaka daha gelişmiş bir demokrasi hedeflemelidir, temel hak ve özgürlükler alanında dünya standartlarını yakalayacak hükümler içermektedir" açıklamasında bulundu.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI
Yürürlükte bulunan 1982 anayasasının bir darbe ürünü anayasası olduğunun da altını çizen Şahin, "Her siyasi parti buna karşı çıkmıştır. Ama bu anayasa da, geçmişte diğer siyasi partilerin karşı çıkmasına rağmen, daha geniş demokrasi, daha fazla insan hakları bağlamında 26 maddelik değişikliği gerçekleştiren; biz olduk. Yeni anayasa metnini 2012 yılı sonunda bitirmemiz gerekiyordu ama bitiremedik. Meclis başkanımız Ocak ayı içinde anayasa komisyon üyelerini topladı ve diğer partilerin üyeleri üç ay içinde bunu tamamlarız dediler. Ancak hedefimizin oldukça gerisindeyiz. 90’a yakın madde üzerinde çalışma yaptık, ancak 33 madde de mutabakat sağlayabildik. Bir resmi ortaya çıkarabilirsek, 4 siyasi parti olarak yeni bir anayasa diyebileceğimiz bir metin ortaya çıkarabilirsek, bunu parlamentodan geçirerek yasalaştırarak, yeni bir anayasaya ülkemizin kavuşması mümkün olacaktır. Bütün çabamıza rağmen gerçekleşmedi. Biz TBMM'nin en büyük grubuyuz, iktidar partisiyiz. 325 milletvekilimiz var. Bir anayasayı parlamentodan geçirmek için referanduma gitmeyi göze alırsanız 330 parlamentere sahip olmalısınız. Şu anda biz anayasa değişikliğini parlamentoya verecek tek partiyiz. 184 imza gerekiyor, diğer partilerin böyle bir sayısı yok. Samimiyetle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Şu andaki gidişat biraz daha hızlanmazsa, orada bulunan gruplar uzlaşma konusunda biraz daha esnek olmazsa, Mart sonunda bir metin ortaya çıkaramayabiliriz. Bu işten vaz mı geçeceğiz? Hayır, biz sonuna kadar Türkiye'yi yeni bir anayasaya kavuşturmak meselesini kovalayacağız. Yeni bir anayasa teklifimizi; parlamentoya, meclis başkanlığına başvuracağız. Anayasa komisyonuna gelecek ve görüşeceğiz. Eğer 330 ve üzerinde bir destek görürsek, genel kurula da indirerek bu anayasayı görüşürüz" ifadelerini kaydetti.
YARGI REFORMU
Son günlerde gazetelerde ve kamuoyunda AK Parti olarak önerilerinin konuşulduğunu ve gazetelerin daha çok ‘AK Parti'nin Danıştay ve Yargıtay’ı ortadan kaldıracağı’ üzerinde vurgu yapmaya çalıştıklarını belirten AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Şahin, şunları söyledi:
"Biz bu iki yüksek yargı organımızı bir çatı altında toplamaya karar verdik; temyiz mahkemesinde... Buralarda görev yapan Yargıtay ve Danıştay üyelerimiz temyiz mahkemesi içerisinde görevlerine devam edecek. Niçin böyle bir şey yapıyoruz? Sadece Yargıtay'ı ve Danıştay’ı temyiz mahkemesi altında bir araya getirmiyoruz ki; askeri idari mahkemeleri, uyuşmazlık mahkemeleri de bir tek çatı altında toplamak şartıyla, yüksek yargıda temyiz bağlamında bir birlikteliği sağlamaya çalışıyoruz."
İSTANBUL BAROSU'NA TEPKİ
Şahin, hakim ve savcılara haksızlık yapıldığını; onları şamar oğlanı olarak görüp herkesin eleştirmesini doğru bulmadığını ifade ederek, şu ifadelere yer verdi:
"Bu, yargı bağımsızlığı ile bağdaşan ve örtüşen bir durum değildir. Balyozla alakalı kararı veren İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ne daire başkanlığına geçtiğimiz yıl, Nisan ayında bir işgale uğradı. 8 kişi mahkemeyi işgal etti, çalışmaktan men ederek bildiri okudular. Bunu okuyanlar İstanbul Baro Başkanı ve yöneticileri; 10. Ağır Ceza Mahkemesini bastı. Bunlar avukat, savunma yaparlar. Bunlar bir militan gibi mahkemeyi basıp hakaretlerde bulundu. Mahkeme heyeti de bunlar hakkında suç duyurusunda bulundu ve Silivri Cumhuriyet Savcılığı soruşturmayı açtı ve sonunda mahkemeye dönüştü. Baro yönetimi şimdi tutuştu. Çünkü avukatlık kanununun 90. maddesine göre 2 yıldan fazla hakkınızda bir ceza istinadi ile davalı olursanız, baroda görev yapamazsınız. Hüküm giyerseniz demiyor dava açılırsa diyor. 90 ve 92. maddeye göre İstanbul Baro yönetimi düştü. Dün hemen apar topar seçimsiz genel kurul alıyor. Bundan bile hükümeti suçluyorlar. Size gidin 8 kişi mahkemeyi basın diye biz mi söyledik? İstanbul gibi bir baronun başında bulunan kişi ve yöneticiler mahkemeyi basmaya siz utanmıyor musunuz? Hakimlere hakaretler yapmaya sıkılmıyor musunuz? Yapmış olduğunuz suçun faturasını hükümete çıkarıyorsunuz. Bizimle ne ilgisi var?"
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz