Ak Parti Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel:

AK Parti Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel, Gezi Parkı eylemlerinde cumhuriyetin elden gideceği yönündeki sloganlara, “1946 yılından beri irticanın geleceğini söylüyorlar, irtica nereye geldi? Kayseri’ye mi, Türkiye’ye mi geldi? İrtica, emperyalist ülkelerin Türkiye’yi sömürge etmeye çalışmasının bir aracı oldu” dedi.

Ak Parti Kayseri Milletvekilleri İsmail Tamer, Yaşar Karayel ve Ahmet Öksüzkaya ortak basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında Gezi Parkı olayları ile ilgili soruları cevaplayan AK Parti Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel, “İstanbul’da 4 tane ağaç bahane edilerek gezi parkı olaylarında gençlerin sanal alemde birbirlerini örgütlemesi ile ortaya çıkan bir tepki var. Bu tepki hukuk kurallarını aşar, devlet ve millet malına zarar verirseniz hukuk dışı olmuş olur. Gezi parkı olayından uzaklaşmakta ve siyasi şov haline gelmektedir. AK Parti karşıtlığı eylemleri haline geliyor. Bunu tasvip etmiyoruz” dedi.

Gezi Parkı olaylarının bir eylem tarzına dönüştüğünün altını çizen Karayel, “Şuanda olup bitenler özgürlük arayışından ziyade bir eylem tarzına dönüştü. Hukuk içinde kalmak kaydıyla bunu da hoşgörüyle karşılıyoruz. İşkenceye varacak tarzda insanların birbirlerine müdahale etmelerini tasvip etmiyoruz.

Gezi parkı çalışması yeni olan bir şey değil, 3 aydan beri yapılan yayalaşma çalışmaları vardı. Herhangi bir tepki göstermeyen topluluk nasıl oldu da Gezi parkındaki yol düzenlemesi ile ilgili olaylara çok büyük tepki gösterdiler” ifadesinde bulundu.

Karayel, “Ağacı bahane ederek AK Parti karşıtlığına dönüşen eylemleri tasvip etmiyoruz. Siyasetin hesabı sandıkta görülür. Biz siyasetçiler olarak sandığın neticesine saygı gösteriyoruz. Bunu onlardan da bekliyoruz. Demokrasinin ana hakemliği millettir. Artık darbe alışkanlığından millet vazgeçmelidir.

Geçmiş dönemlerde yaşadığımız darbelere baktığımızda, 60 ihtilalinde organize edilen CHP’nin teşvikleri ile gençlik organize edildi. Şu anda sanal medyada yapılan iftiralar ve yanlış haberlerle yapılan şeyler, o zamanlarda gençlerin kıyma makinelerinden geçirildiği tarzında idi. Bu olaylar da Demokrat Parti’nin yıkılmasına neden oldu. Türkiye’de neticede Menderes hükümeti alaşağı edildi ve başbakan asıldı.

Bunlar dış ve iç mihrakların bir araya gelerek işbirliği yaparak ülkemizi sıkıntıya sokuyorlar. Bunu 28 Şubat darbesi iddianamesinde de yer alıyor. Türkiye bir daha bu dönemleri yaşamamalı, gezi parkı olayları Türkiye’de zinde güçlerin veya diğer çevrelerin operasyonu ise biz AK Parti olarak buna asla prim vermeyiz.

Başkalarının hakkına zarar veren işlerden her zaman insanlar kaçınmalı. Milletin malını yağmalayacaksınız, devletin malını yakacaksınız. Bunun adı hak arayışı değil, bunun adı terördür, anarşidir. Bu millet, bu devlet, hukuk buna asla müsaade etmez. Kayseri’de de hak arayışları var ama Kayseri’den çapulcu çıkmaz. Kayseri duyarlı bir şehirdir. Burada her türlü hak arayışı var ama asla çapulcu çıkmaz.

Türk baharı dediğimiz şey Arap ülkelerindeki demokratikleşme ile yakıştırma varsa Türkiye’de kraliyet yok, Türkiye’de Türk baharının olmasını gerektirecek bir ortam yok. Türkiye’de demokrasi var, hak ve hürriyetlerin kullanılması var. Faiz ve finans çevrelerinin ekonomik olarak, istikrarı bozarak büyüyen bir ülke olmaktan çıkarma niyetleri var. Doğru bir şey yok. Türkiye’nin dört bir yanında hak arayışları var. Demokratik bir ülkede olur hak arayışları.

Gezi parkındaki olaylarda da insanlar haklarını arıyorlar. Yoksa Türkiye’de Türk baharı olabilecek bir ortam yok” dedi.

Olayların AK Parti’nin oylarına etki edip etmeyeceğinin sorulması üzerine ise Karayel, “AK Parti yüzde 50 oy almış bir parti. Biz yüzde 50’nin oyunu aldık ama yüzde 100’ün iktidarıyız. Biz kimseyi dışlamıyoruz. Hak ve hürriyetlerimizi bizler de kullanmalıyız. Bunu milletimize anlatmalıyız ve milletimizle karşı karşıya gelerek milletimizle kucaklaşacağız. Dün Ankara’da yaşadığımız da Başbakanımızın milletin tabanı ile kucaklaşmasıydı. Mitingler ayrıştırmaya neden olacak mitingler değil.

Türkiye büyüyen gelişen ve özellikle bölgesinde güç devşiren bir ülke. Türkiye şimdiye kadar olmadığı kadar büyüyen savunma sanayi kendisine yetecek gayreti sarf eden bir ülke. Sadece özel sektöre olan borçları var. Türkiye borçlu bir ülke değil. Bölgesinde ülkemizin saygınlığını istemeyen ülkeler var. Bu ajanların ülkemizde olması biliniyor ve takip ediliyor. Bunların olması belki olayların büyümesinde katkısı var. Onun için bu noktada devlet de temkinli, bu noktada ülkemiz elinden geleni yapıyor. Ajanların ve emperyalist güçlerin her zaman olduğu bilinir, bunları pek önemsemiyoruz ve biz işimize bakıyoruz.

Sandıkta bunları göreceğiz. Herkes AK Parti karşıtlığında, CHP ve özellikle marjinal gruplar AK Parti karşıtlığında bir arada bulunuyorlar. Her ne kadar CHP bayrağı alıp dolaşmasalar da Taksim’e baktığımızda bunların hepsinin arkasında destekçi olarak CHP var. Bu teröre anarşiye dönüşmesin. Önümüzde seçimler var. Zaten milletin hesabı sandıkta görülecek. AK Parti ne kadar oy aldı veya daha fazla mı aldı bunu yaşayıp göreceğiz” cevabını verdi.

Gezi Parkı olaylarında atılan sloganlar ve yazılan yazıların sorulması üzerine ise Karayel şu şekilde konuştu:

“Cumhuriyet kurulurken, arkasından gelen tüm iktidarların peşinden bu tür olaylar yaşana gelmiştir. 1946 yılında yapılan seçimlerden itibaren hep irtica geldi ama nereye geldi bunu göremedik. Kayseri’ye geldi mi, Türkiye’ye geldi mi bu irtica. Turgut Özal 141, 142 163’ü kaldırdı. Bunları kaldırırken Türkiye’ye komünizmi mi getireceksin diyorlardı. Nerede komünizm? Dünyada kalmadı komünizm. Siz şimdi 163’ü kaldırdınız yani irtica olarak kabul ediliyordu. İrtica nerede niye gelmedi nerede saklanıyor. Bunların hepsi zinde güçlerin emperyalist güçlerin sürekli korku imparatorluğu yaparak Türkiye’yi sömürme aracı oldu. AK Parti olarak Türkiye’de herkes hak ve hürriyetlere sahip çıkacak. Bizden sonraki nesillerde ülkenin büyümesine katkı sağlayacak. Eğer dini bütün hayatı irtica olarak kabul ediyorsanız Türkiye’nin yüzde 98’i Müslüman ve kimse kimsenin yaşantısına karışmıyor. Bütün bunların hepsi Türkiye’yi karalamak için yapılıyor. Biz diyoruz ki herkes eylemlerini makul ve hukuk içinde yapmalı. İrticanın geleceği de yok.”