HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

AK parti kendisiyle yüzleşebilseydi bunlar olmazdı

Eski Başbakan Yardımcısı ve eski AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, AKP hakkında açılan kapatma davasının sonuçlanmasıyla birlikte parti içinde bir yüzleşmenin yaşanacağını belirterek, "Ak Parti kendisiyle yüzleşmeyi, kongrelerde hesaplaşmayı başarabilmiş olsaydı bunlar olmazdı" dedi.

AK parti kendisiyle yüzleşebilseydi bunlar olmazdı

Kapatma davasının ardından parti içinden de eleştirilere hedef olan AKP'ye bir eleştiri de Abdullah Gül hükümetinde Başbakan Yardımcılığı yapan eski AKP Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır'dan geldi. Kapatma davasının ardından yaşanan süreci ANKA'ya değerlendiren Yalçınbayır, kendisinin herhangi bir siyasi yapı ve oluşumla hiçbir ilişkinin olmadığını söyledi.

-"ASIL YÜZLEŞME MAHKEME KARARINDAN SONRA OLACAK"-

Kapatma davasının ardından partiye yönelik bazı eleştirilerin getirildiğini belirten Yalçınbayır, "Bunları ben de zaman zaman ifade ettim. Şu süreçte elbette bazı hususlar söylenmektedir ama etkili biçimde bunlar mahkeme kararından sonra olacak işlerdir. Yani bu yüzleşme süreci belki mahkeme kararından sonra olur" dedi. Yalçınbayır, Türkiye'de siyasi partilerin kurumsallaşması gerektiğini kaydederek şöyle konuştu:

"Türkiye'de demokrasi ne kadar varsa, parti içi demokrasi de o kadar vardır. Genelde parti içi demokrasiden sızlananlar maalesef o konuda haklarının yendiğini ileri sürenler oluyor. Onlar geçmiş süreçlere bakıldığında itiraz etmemişlerdi. Kendi parti tüzük ve programlarının uygulanmasını isteme haklarını kullanamamışlardır. Ak Parti'de de böyle bir kullanım söz konusu olmamıştır. Biz vekilliğimiz sırasında sözlerimi söyledik. Gönül istiyor ki yeni yeni partiler kurulmak yerine parti içi demokrasi işletilsin parti içi yarış içerde olsun. Devletle partiler arasındaki ilişkiler bakımından Türkiye'nin tablosu iyi değildir. Birçok parti kapatılmıştır. Ancak parti içi iktidarla parti içindeki üyeler bakımından da birçok üyenin ağzı kapatılmıştır, disiplin tehdidine maruz bırakılmışlardır, parti içinde konuşma hakları ellerinden alınmıştır. Türkiye'nin ihtiyacı olan demokrasiyi tüm kurum ve kurallarıyla işletmektir. Bunun için yüzleşebilmektir. Yüzleşmenin zamanı ne zamandır? Yani Ak Parti kendisiyle yüzleşmeyi, kongrelerde hesaplaşmayı bilebilseydi bunlar olmazdı. Ortak aklın ancak özgür düşünce ortamında olabileceğini ifade eden Yalçınbayır, "Parti içinde çoğulculuk ve katılımcılık yoksa o ülkede çoğulculuk ve katılımcılık olur mu?" dedi.

-"İDDİANAMEDE DELİLLER OLDUKÇA FAZLA"-

Yalçınbayır, Anayasal demokrasi içinde parti kapatmaların doğal bir süreç olduğunu belirterek, "Kapatma davasıyla ve iddianameyle ilgili herhangi bir şey söylemek zor. Çünkü ortaya konulan deliller oldukça geniş" dedi. Siyaset yasağı istenen kişiler ve eylemler geçmiş dönemlere göre daha fazla. Geçmiş dönemlerde belki o kadarı yeterli bulunduğu için sınırlandırıldı. Bu dönemde çok daha fazla geniş tutuldu. Takdir mahkemenindir. Mahkemenin vereceği kararı herkes saygıyla karşılamak zorundadır. Türkiye'de bu sistemin oturmasına çalışmak çok daha önemlidir" diye konuştu.

AKP'nin 2002 seçim bildirgesinde yeni bir anayasa, yeni bir seçim yasası ve iç tüzük vaadinde bulunulduğunu da anımsatan Yalçınbayır, "Ak Parti'nin kuruluş sürecinde Venedik kriterleri de tartışılmıştır. Mevcut anayasaya Venedik kriterlerinin büyük bir kısmı yerleştirilmiştir. Ama anayasa değişikliğini vadeden Ak Parti ne 2002'den sonra ne de 22 Temmuz seçimlerinden sonra bunları gündeme getirememiştir. Büyük bir zafiyet içinde olmuştur" dedi.

MECLİS KURUCU MECLİS GİBİ ÇALIŞMALI

Yalçınbayır, kapatma davasının ardından yapılması düşünülen kısmi Anayasa değişikliklerini doğru bulmayarak, "Yargının karar vereceği dosya, yargının önündeyken anayasa değişikliği yapılmak suretiyle de bu işler halledilmez. Bu doğru yöntem değildir. Beraberinde birçok hukuki tartışmayı da getirir. Yöntem doğru değildir" dedi.

Yalçınbayır şu öneride bulundu: "AKP hakkında açılan parti kapatma davasının sonuçlanıncaya kadar TBMM, kurucu meclis gibi çalışarak, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu bir bütün olarak değiştirmeli."

İKTİDAR YANLISI MEDYA

Yolsuzlukların önlenebilmesi ve temiz siyasetin oluşturulabilmesi için Anayasal, yasal ve idari düzenlemelerin mutlaka gerçekleştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Yalçınbayır şöyle konuştu:

"ATV-Sabah olayını bugün yaşadık, yarın öbür gün bir başkasını yaşarız. Geçmiş zamanda başkasını yaşadık. Bunlarla ilgili soru önergeleri var. Soru önergeleri ‘ticari sır' denilerek reddedilecek. Kamuoyunun bu kadar ilgilendiği ve bilme hakkını kullanmak istediği konuda ticari sır kavramını düzenleyemedik. 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü. Bu günde hükümetlere BM Genel Kurulunun basın özgürlüğüyle ilgili taahhütlerini hükümete hatırlatma günüdür. Bu hatırlatma gününde iktidar yanlısı medyaların varlığı bu hatırlatmayı daha da zorunlu kılmaktadır." (ANKA)

En Çok Aranan Haberler