HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

AK Parti Kocaeli Gençlik Kolları 5. Olağan İl Kongresi

- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (2) - "('Reis bizi Afrin'e götür' tezahüratları üzerine) Afrin'in kenar kıyılarına ben gittim. Komutana sordum, 'Ne durumdayız, ihtiyaç var mı?' 'Şimdilik henüz yok' dediler. Olduğu anda beraber gideceğiz" - "Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yoktur ama gönül sınırlarımız içindeki hiçbir kardeşimizin mahzun kalmasına hele hele zulüm görmesine de seyirci kalamayız" - "Ülkemizden binlerce kilometre uzaklıktaki Arakan Müslümanlarına sahip çıkan

KOCAELİ (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kocaeli Gençlik Kolları üyelerinin "Reis bizi Afrin'e götür" tezahüratları üzerine, "Afrin'in kenar kıyılarına ben gittim. Komutana sordum, 'Ne durumdayız, ihtiyaç var mı?', 'Şimdilik henüz yok' dediler. Olduğu anda beraber gideceğiz." dedi.

Erdoğan, Şehit Polis Recep Topaloğlu Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Kocaeli Gençlik Kolları 5. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Anadolu topraklarının bin yıldır olduğu gibi 15 Temmuz'da bir kez daha şehitlerin mübarek kanlarıyla yoğrulduğunu söyledi.

Vatanın şehit kanlarıyla yoğrulduğu zaman tarla olmaktan çıkıp vatan haline geldiğini belirten Erdoğan, bu toprakların bu şekilde vatan yapıldığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarih boyunca kesintisiz mücadeleyle vatana sahip çıkıldığını yineleyerek, "Şimdi de vatanımıza sahip çıkıyoruz. Cumhuriyet tarihimiz boyunca da vatanımıza yönelik saldırılar dolayısıyla verdiğimiz mücadele hiç eksilmedi. Terör örgütleri birbiri ardına üzerimize salınarak, bin yıldır sahibi de olsak, bu topraklarda rahat bırakılmayacağımız bize hep hatırlatıldı." değerlendirmesinde bulundu.

Terörle mücadelede verilen binlerce şehidin acısının hala yüreklerde bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, Anadolu'nun neresine gidilirse gidilsin, mezarlıklarda dalgalanan bayrakların görüldüğünü kaydetti.

Erdoğan, her bayrağın altında bir şehidin yattığını, bu mezarların onların dünyadaki makamları olduğunu vurgulayarak, "Şehitlerimiz, Rabbimizin müjdesine mazhar olarak kendilerine tahsis edilmiş manevi makamlarında, bizlerin canlarından vazgeçerek yaptıkları fedakarlığa layık olup olmadığımızı takip ediyorlar." dedi.

- "Tüm gençlerimizi AK Parti'de siyaset yapmaya davet ediyorum"

Salondaki gençlere "Sizden cevap bekliyorum. Şehitlerimize layık olmak için çok çalışıyor muyuz?" diyerek seslenen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şehitlerimizin emanetine sahip çıkmak için kendimizi en iyi şekilde yetiştiriyor muyuz? Gençler, kendimizi klasik eğitim yanında, manevi eğitimde de en üst noktaya taşıyor muyuz? Hangi alanda eğitim görürse görsün, her kardeşimden beklentim, kendini çok yönlü yetiştirmesidir. Öncelikle her biriniz kendi alanınızda en mükemmele ulaşmanın çabası içinde olacaksınız.

Bunun için en az bir yabancı dili mutlaka bileceksiniz. Kendi alanınızda dünyadaki muadillerinizden asla geri kalmayacaksınız. En iyi mühendis, doktor, iktisatçı olacaksınız ama aynı zamanda ülkemizin ve milletimizin tarihini, kültürünü, güncel gelişmeleri de ihmal etmeyeceksiniz. Yıllarca ülkemizde insanlara özellikle de gençlere 'siyaset, kötü bir uğraş' gibi gösterilmeye çalışıldı. Halbuki siyaset, ülkenin geleceği için söz söyleme, fikir belirtme, irade ortaya koyma sanatıdır. Bunun için tüm gençlerimizi AK Parti'de siyaset yapmaya davet ediyorum."

AK Parti'nin seçme ve seçilme yaşını 18 olarak yasal hale getirdiğini belirten Erdoğan, AK Parti'nin kuruluşundan önce seçme yaşının 18, seçilme yaşının ise 30 olduğunu hatırlattı.

Gençlere, aynı zamanda Kur'an-ı Kerim'i en mükemmel şekilde okumaları, ibadetlerinden, ahlak ve değerlerinden de asla taviz vermemeleri yönünde çağrıda bulunan Erdoğan, "Eğer bunları yapamıyorsak şehitlerimize layık olamıyor, onların aziz ruhlarını 'muazzep ediyoruz' demektir." ifadelerini kullandı.

- "Olduğu anda beraber gideceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Kocaeli Gençlik Kolları üyelerinin "Reis, bizi Afrin'e götür" tezahüratları üzerine, "Afrin'in kenar kıyılarına ben gittim. Komutana sordum, 'Ne durumdayız, ihtiyaç var mı?', 'Şimdilik henüz yok' dediler. Olduğu anda beraber gideceğiz." karşılığını verdi.

Konuşmasının bu kısmında Şair Arif Nihat Asya'nın "Fetih Marşı" isimli şiirinin "Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan. El de sensin, dil de sen." dizelerini okuyan Erdoğan, "İşte bunu yapacağız." dedi.

Erdoğan, gençlerle her buluşmasında Hazreti Lokman'ın oğluna altın tavsiyelerini hatırlattığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Gençler, burayı iyi dinleyin. Rabbimiz, Hazreti Lokman'ın oğluna şu nasihatlerde bulunduğunu nasıl buyuruyor. 'Allah'a şirk koşma. Allah en gizli işleri dahi görür, bilir. Rabbine şükrettiğin gibi annene ve babana da saygılı ol. Allah'a ortak koşmadıkları sürece annene, babana itaat et. Namazını dosdoğru kıl. İyiliği emret, kötülükten sakın. Başına gelenlere sabret. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme. Yer yüzünde böbürlenerek yürüme.

Büyüklük taslama, mutedil ol, sesini de yumuşat, alçalt.' Her bir genç arkadaşımın bu öğütlerden kendine pay çıkardığına ve hayatını buna göre düzenlediğine inanıyorum."

- "Bugün de bu mirası biz sürdürüyoruz"

Türkiye'nin, tarihinin her döneminde kendi sınırlarının çok ötesinde sorumluluklar üstlenmiş bir ülke olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Ecdadımız Güney Asya'nın uçlarından Afrika'nın derinliklerine, Avrupa'nın farklı köşelerinden Orta Asya'ya kadar her yerde bu sorumlulukların yerini getirmenin gayreti içinde olmuştur. Bugün de bu mirası biz sürdürüyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, Suriye sınırları boyunca yaşanan tacizler, vatandaşların can ve mal güvenliğine yönelik tehditler karşısında daha fazla sabretme imkanlarının kalmadığının altını çizdi.

Bıçağın kemiğe dayandığını belirten Erdoğan, ülkede yaşayan 3,5 milyon Suriyelinin kendi evlerine dönüp, huzur içinde hayatlarını sürdürmelerini sağlamanın sorumluluğunu da hissettiklerini ifade etti.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Hatta daha da ötesi, Suriye toprakları içinde terör örgütlerinin tasallutu altında inim inim inleyen kardeşlerimizin yardımına koşmayı da görevimiz olarak görüyoruz. Zaman zaman tekrarladığım bir ifade var, ülkemizin fiziki sınırları başkadır, bizim gönül sınırlarımız bambaşkadır. 'Ellerin yurdunda çiçek açarken bizim ile kar geliyor gardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? Dar geliyor, dar geliyor gardaşım.' Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yoktur ama gönül sınırlarımız içindeki hiçbir kardeşimizin mahzun kalmasına hele hele zulüm görmesine de seyirci kalamayız.

Ülkemizden binlerce kilometre uzaklıktaki Arakan Müslümanlarına sahip çıkan bir Türkiye, Hatay'ın, Kilis'in, Gaziantep'in hemen karşısındaki Suriye topraklarında yaşayan Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimize nasıl sırtını dönebilir? Peki, 12 bin kilometre uzaklıktan buraya gelenlere ne demeli?"

(Sürecek)

(AA)

En Çok Aranan Haberler