KÜTAHYA (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye'de kendilerince bir oyun kurgulayanlar terör örgütünün adını değiştirerek kurnazlık yaptıklarını sanıyorlar. Bizim gözümüzde adı ne olursa olsun teröristlerden müteşekkil her türlü organizasyonun adı terör örgütüdür. Yok 'Suriye demokratik güçleriymiş', yok 'sınır ordusuymuş', yok 'sınır muhafızlarıymış', yok 'iç güvenlik oluşumuymuş'... Siz kimi kandırıyorsunuz? Bu örgütün adı PKK'dır, bu örgütün adı PYD'dir, YPG'dir." dedi.
Erdoğan, Yeni Spor Salonu'nda gerçekleştirilen AK Parti Kütahya 6. Olağan İl Kongresi'ne katılarak partililere hitap etti.
Konuşması öncesinde, partililerin "Bir şarkısın sen" sözlerinin yer aldığı şarkıyı söylemeleri üzerine Erdoğan, "Biliyorum, siz bir şarkısınız. Allah yol arkadaşlığımızı daim etsin. Bu imanla, bu aşkla, bu inançla, bu dava arkadaşlığımızı Rabbim daim kılsın." diye konuştu.
Tüm Kütahyalıları selamlayarak başladığı konuşmasında Erdoğan, kuruluşundan bugüne Kütahya AK Parti teşkilatlarında görev yapanlara şükranlarını sundu, ahirete irtihal edenlere de Allah'tan rahmet diledi.
Kongrenin hayırlara vesile olmasını dileyen ve görevi devredecek yönetime teşekkürlerini ileten Erdoğan, görevi devralacaklara da muvaffakiyet temenni etti.
Partililerin "AK Gençlik burada Reisinin yanında" şeklindeki tezahüratlarına, "Asla şüphem yok, sizlere inancım tam." şeklinde karşılık veren Erdoğan, cumhurbaşkanı seçimindeki yüzde 69,3'lük destek ve 16 Nisan halk oylamasındaki 70,3'lük "evet" oyu dolayısıyla tüm Kütahyalılara şükranlarını sundu.
Halk oylamasında yüzde 86'lık destek veren Aslanapa ilçesini tebrik eden Erdoğan, bu sonuçlarla Kütahya'nın Ege Bölgesi'nde birinci sıraya yerleştiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partililerin yoğun tezahüratı üzerine, "Kaç gün çalıştınız bu dersi? Maşallah, gerçekten suskun dünyanın gür sesi Kütahya'dayız bugün." dedi.
Kütahya'nın tarihin her döneminde hem kurtuluşa hem kuruluşa ev sahipliği yapmış kadim bir şehir olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çanakkale Zaferi nasıl 200 yıllık ataletten silkinişin sembolüyse, Dumlupınar da Anadolu'da kuracağımız yeni devletimizin müjdecisiydi. İstiklal Harbimizin dönüm noktası olan bu büyük zafer uğrunda canlarını feda eden tüm şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Bağımsızlığımız için, geleceğimiz için, haysiyetimizi, namusumuzu korumak için bir gül bahçesine girercesine toprağa düşmüş tüm kardeşlerimize, terörle mücadelede ve 15 Temmuz'da hayatlarını kaybetmiş tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum."
- "Onlara yanıldıklarını göstermek boynumuzun borcudur"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türk milleti inancı ve onun sembolleri olarak gördüğü ezanı, bayrağı, vatanı, devleti uğruna canını feda etmekte hiçbir zaman tereddüt göstermemiştir. Bugün de şehit verebileceğimiz tehdidiyle bizi istiklal ve istikbal mücadelemizden geri çekilmeye, başımıza gelecekleri kabullenmeye razı edebileceklerini düşünenler varsa onlara yanıldıklarını göstermek boynumuzun borcudur. Terör örgütlerinin saldırılarıyla, darbelerle, ekonomik tuzaklarla bizi içeriden çökertemeyenlerin, sınırlarımız dışından ülkemizi kuşatma heveslerini de Allah'ın yardımıyla kursaklarında bırakacağız."
"Türkiye, 2 bin 200 yıllık bir devlet geleneğine sahiptir. Bu coğrafya ise bin yıldır kesintisiz vatanımızdır." diyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kadim geçmişimiz bize her türlü tuzağı, her türlü kumpası, her türlü ihaneti öğretmiştir. Suriye'de kendilerince bir oyun kurgulayanlar terör örgütünün adını değiştirerek kurnazlık yaptıklarını sanıyorlar. Bizim gözümüzde adı ne olursa olsun teröristlerden müteşekkil her türlü organizasyonun adı terör örgütüdür. Yok 'Suriye demokratik güçleriymiş', yok 'sınır ordusuymuş', yok 'sınır muhafızlarıymış', yok 'iç güvenlik oluşumuymuş'... Siz kimi kandırıyorsunuz? Bu örgütün adı PKK'dır, bu örgütün adı PYD'dir, YPG'dir. Hani Amerika'nın da Avrupa Birliği'nin de terör örgütleri listesinde PKK var ya, Suriye'de iş tuttukları örgüt işte onun ta kendisidir. Böyle olduğunu kendileri de çok iyi bildikleri halde bizi ve tüm dünyayı kandırmak için adeta 40 takla atıyorlar. Bunu yaparken de sürekli kendileriyle tenakuza düşüyorlar.
Biri diyor ki 'ordu kuracağız', öteki 'bizim asla böyle bir amacımız yok'. Bu şekilde söze başlıyor, bir başkası da 'sınır muhafızları oluşturacağız' diye bir laf ediyor. Daha bunun mürekkebi kurumadan 'iç güvenlik oluşumu' diye bir şey çıkıyor ortaya. Ya bunların birbirlerinden haberi yok, ya da birinin söylediği yalanı öteki duymadığı için her biri başka telden çalıyor. Üstelik bir de 'bu girişimlerimiz Türkiye'yi hedef almıyor' diyerek güya üste çıkıyorlar. Her ne olursa olsun artık onların ne dedikleri bizi hiç ilgilendirmiyor. Çünkü biz sahada ne olup bitiyor sadece ona bakıyoruz."
- "Terör örgütlerine güvenmenin ne kadar yanlış olduğunu öğrenecekler"
Partililerin "Bir gece ansızın gelebiliriz" şeklindeki tezahüratları üzerine, "Geldik ve geliyoruz" şeklinde karşılık veren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sahaya son birkaç yılda 4 bin 900 tır ve 2 bin uçak dolusu silah, mühimmat, araç, gereç yığdılar mı? Yığdılar. Biz bunların hepsini tespit ettik. Bu silahların bir kısmını ülkemizdeki teröristlerin üzerinde yakalamaya başladık mı? Başladık. Öyleyse bunun daha konuşulacak neyi kaldı? Terör örgütünün yuvalarına kendi bayrağınızı çekerek, teröristlerin omuzlarına ne idiği belirsiz armalar takarak bu hakikatleri ortadan kaldırabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Okyanus ötesinden buraya bakıldığında eğer Türkiye'nin bütün bunları kabul edip eli böğründe oturacağını sananlar varsa ne bu ülkeyi, ne bu milleti hiç tanımamış demektir. Galiba onların aklına Türk deyince sadece kucaklarında besleyip büyüttükleri fetocular ve bu ihanet şebekesinin karaktersiz, omurgasız, her türlü kullanıma elverişli elemanları geliyor.
Yine bunların aklına galiba bölgede çalışılacak ortak deyince de sadece parayı verenin tepe tepe kullanabildiği bir kiralık katiller ordusundan ibaret olan PKK'lılar geliyor. Ama merak etmeyin. Öğrenecekler, terör örgütlerine güvenmenin ne kadar yanlış olduğunu öğrenecekler. Bu bölgede Türkiye'den başka çalışılabilecek müttefik bulamayacaklarını öğrenecekler. Mazlumların feryadı, masumların kanı üzerinde demokrasi inşa edilemeyeceğini, zulümle abad olunamayacağını da öğrenecekler. Biz bu coğrafyadaki bin yıllık varlığımızı cesaretimizle birlikte sabrımıza da borçluyuz. Çünkü biz şuna inanmışız, 'Men sabera zafera', 'kim ki sabreder zafer onundur', biz bunu yaptık. Tabii sabrederken aynı zamanda üzerimize düşenleri de yapmaktan geri durmayacağız."
(Sürecek)
(AA)