AK Parti Samsun Milletvekili Yeni:

AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni, 2002-2013 döneminde insan hakları ve demokratikleşme alanlarında çok önemli ilerlemeler sağlandığını, köklü sayılabilecek değişimler gerçekleştirildiğini ve her alanda normalleşme yaşandığını belirterek AK Parti'nin normalleşmenin mimarı olduğunu ifade etti. Yeni, yaptığı yazılı açıklamada, 2002-2013 yılları arasında tek başına iktidarı kesintisiz olarak elinde tutan partilerinin seçim beyannamelerinde taahhüt ettiği insan hakları hedeflerini büyük ölçüde gerçekleştirdiğini belirtti. "Parti programımızda yer alan insan hakları konularında 11 yıl içinde ciddi bir reform süreci yaşanmıştır. İnsan hakları mevzuatının uluslararası standartlara uygunluğunu sağlamak üzere çok sayıda yasal düzenleme yaptık. Askeri bürokrasinin sivil denetiminin sağlanması ve darbe girişimlerinin cezai yaptırımlarla engellenmesi bakımından şu ana kadar görülmemiş uygulamaları hayata geçirdik" diyen Yeni, şunları kaydetti: "İlk olarak 30 Kasım 2002 tarihinde 23 yıllık olağanüstü hal uygulamasına son verdik. Böylece Doğu ve Güneydoğu illerimizi uzun süren olağanüstü rejimin baskısından kurtararak sosyal ve kültürel hayatı normalleştirdik. İnsan hakları reformlarının uygulanmalarını desteklemek amacıyla Eylül 2003’de Reform İzleme Grubu oluşturduk. Çocuk haklarının korunmasına dair uluslararası mevzuatın bir parçası olan Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşmesi / Çocukların Müdahil Oldukları Silahlı Çatışmalara İlişkin İhtiyarı Protokolü Ekim 2003’de onayladık. Aynı yıl İçişleri Bakanlığı’na bağlı olarak çalışan Jandarma İnsan Hakları İhlallerini İnceleme ve Değerlendirme Merkezini kurduk. 2004 yılının Ocak ayında yapılan düzenlemeyle, Askeri Ceza Kanunu ve Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Muhakeme Usulleri Yasası’nda değişikliğe giderek, askeri mahkemelerin yargılama usullerini sivil mahkemelerle uyumlu hale getirdik. 30 Haziran 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5190 sayılı "Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda Değişiklik Yapılması ve Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin Kaldırılmasına Dair Kanun" ile bir döneme son vererek DGM’lerin yargı yetkisi kapsamındaki suçları yeni oluşturulan Bölge Ağır Ceza Mahkemelerine devrettik. Bilgi edinme hakkının güvence altına alınmasına yönelik hazırlanan Bilgi Edinme Kanununu yasalaştırdık. Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanmasına ilişkin Kanunu Temmuz 2004’te yasalaştırarak yerlerinden edilen çok sayıda mağdura hak arama yolunu açtık." Sivil otoritenin ordu üzerindeki denetimi güçlendirdik, bu çerçevede Milli Güvenlik Kurulunun fonksiyonu, görevleri ve yapısını değiştirerek sivil üyelerin ağırlıkta olduğu bir tür danışma organı haline getirdiklerini ifade eden Yeni, "Bu kapsamda ilk kez Ağustos 2004’de MGK Genel Sekreterliğine bir sivil getirilmiş, RTÜK ve YÖK gibi üst kurullara asker üye atanması uygulamasına son verilmiştir. Barış zamanında sivillerin askeri mahkemelerde yargılanamayacağını öngören ve Askeri Ceza Kanunu’nda değişikliğe giden düzenlemeyi Haziran 2006’da yasalaştırarak askeri mahkemelerin yargı yetkisini daralttık. Türkçe dışındaki farklı dil ve lehçelerde yayın yapılması ve bu dillerin öğrenilmesi amacıyla yasal değişiklik gerçekleştirerek Kürtçe, Arapça, Lazca gibi dillerde radyo ve televizyon yayıncılığı yapılmasına ve dil kursları açılmasına imkan sağladık" dedi. Yeni, engelli haklarını koruyup geliştirmek amacıyla Temmuz 2005’te Özürlüler Yasasını çıkardıklarını, engelli haklarının uluslararası standartlara göre korunması bakımından önem taşıyan ve 18 Aralık 2008 tarihinde yürürlüğe giren BM Engelliler Sözleşmesini TBMM’de onayladıklarını da hatırlattı. Her alanda özgürlüklerin önünü açtıklarını ifade eden Yeni, şöyle devam etti: "Türkçe dışındaki dil ve lehçelerde özel kurs açılması ve yayın yapılmasının önünü açtık. TRT tarihinde ilk kez Arapça ve Kürtçe yayın yapan iki kanalı faaliyete geçirdik. Cezaevlerinde Türkçe’den başka dillerde görüş yapılabilmesini sağlayan mevzuat değişikliğini yürürlüğe koyduk. Demokratik siyasetin alanı genişletilerek siyasi partilerin Türkçe dışındaki dillerde de propaganda yapabilmesine imkan tanıdık. Sivillerin askeri mahkemede yargılanmasını öngören mevzuatı değiştirerek yüksek askeri şura kararlarına yargı yolunu açtık. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun işleyişini açık ve hakkaniyete uygun bir sisteme göre şekillendirdik. Anayasa Mahkemesi’ne vatandaşların bireysel başvuru yapabilmesine imkan sağladık. 12 Eylül Referandumu, demokratik ve sivil Türkiye’nin önünü açtı. Asker-sivil ilişkileri yeniden ve olması gerektiği gibi düzenlendi. Yargı imparatorluğu çöktü. İş adamlarının önü açıldı. YAŞ mağdurlarının itibarları iade edildi. Emekli, memur ve işçiler yeni haklara kavuştu. Engellilere yeni haklar verildi. İş adamlarının yurt dışı çıkışına kolaylık getirdik. Sendikal özgürlükleri genişlettik. Birden fazla sendikaya üyelik hakkı getirdik. 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasının önünü açtık. Ordudan atılan askere yargı yolunu açtık. Fişlemelere son verdik. Anayasa mahkemesinin üye sayısını 11’den 17’ye çıkardık. Yüksek Yargı'daki vesayetçi anlayışı sona erdirdik."