YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

AK Parti Sözcüsü Çelik, MYK toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu: (4)

"Türkiye'deki bir siyasi partinin devletin Cumhurbaşkanı'na karşı 'Milli güvenlik sorunudur' ifadesi kullanması şuursuz bir ifadedir, yakışıksız bir ifadedir" - "(Jeb Bush ve John Bolton) Amerika Birleşik Devletleri'nin çeşitli makamlarında görev yapmış, önemli görevlerde bulunmuş bu kişilerin Fetullahçı Terör Örgütünün mensuplarıyla Türkiye karşıtı bir organizasyonda yan yana gelmesini son derece yadırgatıcı buluruz. Kendilerine tavsiyemiz, kendilerini Fetullahçıların içinde bulunduğu bu organizasyondan ayrıştırmalarıdır"

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye'deki bir siyasi partinin devletin Cumhurbaşkanı'na karşı 'milli güvenlik sorunudur' ifadesi kullanması şuursuz bir ifadedir, yakışıksız bir ifadedir." dedi.

Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.

Fatıma Gülhan Kavakcı'nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, ABD Başkanı Joe Biden ile görüşmesinde tercümanlık yapması konusuna getirilen eleştirilere yönelik soru üzerine Çelik, bunun Türkiye'nin üzücü meselelerinden olduğunu söyledi.

Kavakcı'nın yaptığı iş için eğitimi ve kişisel nitelikleri açısından son derece yeterli olduğunu, işini de başarıyla yaptığını aktaran Çelik, "Cumhurbaşkanımız da açıkladı, yaptığı işe hakimiyeti yabancı devlet başkanları tarafından da takdir gören bir arkadaşımız." diye konuştu.

- "Nesiller değişiyor, bunların nefret duygusu bir türlü değişmiyor"

Fatıma Gülhan Kavakcı ve kardeşinin çocukluklarından beri linç kampanyasına uğradığını dile getiren Çelik, "Bu linç kampanyasını yapanların, bu çocuklara annelerinin kılık kıyafeti, kendilerinin kılık kıyafeti üzerinden linç yapma konusunda ne büyük bir iştahları varmış, bu nasıl bir nefretmiş ki yani nesiller değişiyor, bunların nefret duygusu bir türlü değişmiyor. İnsanda biraz vicdan olsa, biraz izan olsa, genç bir kızı yaptığı işin niteliğini bilmeden, onun eğitimini bilmeden, üstelik de büyükelçi sıfatını geçmişte taşıyan bir milletvekili yapıyor bunu, bu işlerin nasıl olduğunu bilen, yani onlar o işler orada o görevi yapacak kişinin nitelikleri kolay belirlenmiyor, nihayetinde devlet görüşmesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Çelik, Kavakcı'nın yaptığı işin niteliklerine haiz ve devlete hakkıyla hizmet eden biri olduğuna işaret ederek, "Linç kampanyasına nesilden nesile, anneden kızlarına doymayanların vicdansızlığı artık kendilerinin etiketi olarak kendilerine aittir deyip onları kendi hallerine bırakıyoruz." dedi.

"Sadece tercüman biliyor Cumhurbaşkanının ne konuştuğunu. Bunlar devlet meselesidir, devlet sırrıdır." denildiğini söyleyen Çelik, "Halbuki bilinir bunlar. Bazen biz isteriz, bazen karşı taraf ister, liderler baş başa görüşürler. Mesela bu görüşmelerin zannediyorum hemen hemen hepsinde karşı taraf Cumhurbaşkanımızdan istemiştir, yani Miçotakis görüşmesi, Macron görüşmesi... Bazen de biz isteriz. Belli meselelerin liderler arasında konuşulması ve daha sonra heyetler arası görüşmeye geçerken liderlerin belli mesafeler kat etmiş olmaları önemlidir. Bu görüşmelerin birçoğunda da öyle olmuştur." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden'ın görüşmelerini hatırlatan Çelik, önce baş başa görüşmenin olduğunu daha sonra heyetler arası görüşmeye geçildiğini, bu görüşmede her iki tarafın konuşmak istediği bütün konuların tek tek üzerinden geçildiğini ifade etti.

Çelik, "Bunların hepsi devletin kayıtlarına girer. Cumhurbaşkanımız zaten bu konularda çok hassastır. Devlet kaydına girmeyen herhangi bir şey olmaz. Burada büyükelçilik yapmış, geçmişte diplomatik görev almış kişiler de bu işlerin formatının nasıl olduğunu bilirler. Sadece tercüman biliyormuş, devlet bilmiyormuş, devletten saklanıyormuş... Hayatında bir kere bir müzakereye girmiş olan, bir kere yabancı devlet görüşmesine girmiş olan bir kişi bu cümlenin altının boş olduğunu bilir." değerlendirmesinde bulundu.

- "Bilgisizlikle ilgili bir şey"

Bu tür görüşmelerin Milli Savunma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve benzeri ilgili birimlerin hepsine kendi görev alanlarına giren konuları tespit edip onları takip etmesi için dağıtıldığını dile getiren Çelik, "Bunlar çok bilinen şeyler ama maalesef bu kadar berrak şeyler konusunda bile sanki ilk defa yapılıyormuş, sanki çok gizemli bir şey yapılıyormuş gibisinden bir hava oluşturulduğunu gördük. Maalesef o da üzüntü vericidir. Bilgisizlikle ilgili bir şey." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Erdoğan için "Milli güvenlik sorunu" ifadesini kullandığı hatırlatılarak, "Bu açıklamadan birkaç gün sonra da Amerika'da Türk Demokrasi Projesi adı altında bir dernek kuruldu. Bu derneğin kuruluş bildirgesinde de hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de Türkiye hedef alındı. Bu gelişmeleri nasıl değerlendirirsiniz?" şeklindeki soru üzerine Çelik, şunları söyledi:

"Türkiye'deki bir siyasi partinin, devletin Cumhurbaşkanı'na karşı 'Milli güvenlik sorunudur' ifadesi kullanması şuursuz bir ifadedir, yakışıksız bir ifadedir. İster beğenin ister beğenmeyin, ister benimseyin ister benimsemeyin, ister siyasi ve ideolojik görüşünüze yakın bulun ister bulmayın, bahsettiğiniz makam Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet başkanlığıdır, Türkiye Cumhuriyeti'nin ordularının Başkomutanıdır. Onu 'Milli güvenlik sorunu' olarak nitelediğiniz andan itibaren aslında kendi görev yaptığınız zemindeki meşruiyet alanına da zarar vermiş olursunuz."

Siyasi mücadeleyi siyasi rekabet düzeyinde ele almak gerektiğine vurgu yapan Çelik, şöyle devam etti:

"Bunu siyasi rekabetten çıkarıp da siyasi husumet düzeyine getirdiğiniz andan itibaren kim bunu siyasi husumet düzeyine getiriyorsa aslında kendi meşruiyet alanını zedeler, birincisi bu. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet başkanına ister benimse ister benimseme, istediğin siyasi eleştiriyi getir, ahlaki olarak yoldan çıkmadığı müddetçe, hakaret olmadığı müddetçe, ama tutup da 'O bir milli güvenlik sorunudur' dediğinizde bu izansız ve yakışıksız bir ifade olur, hiçbir gerçeğe de uymaz. Cumhurbaşkanımızın, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak, Türkiye'nin milli güvenliğini muhafaza etmek, Türkiye Cumhuriyeti'nin şan ve şerefini korumak konusunda gecesini gündüzüne katan nasıl bir mücadele verdiğini, ona alenen dışarıda, dış dünyada düşmanlık yapanlar bile teslim etmektedir. Dolayısıyla kendilerinin 6 aylık mesaisi Cumhurbaşkanımızın 1 günlük mesaisi olmayanlar bu çalışmayı ölçebilecek durumda değiller."

"Think tank" kuruluşlarının araştırma yapmak üzere kurulduklarını anımsatan Çelik, "Fakat bunun bir 'think tank' olmadığı, bunun güdümlü bir oluşum olduğu şuradan belli, daha ilk maddesinde diyor ki 'Türkiye'deki otoriterlikle ve Türkiye'deki diktatörlükle mücadele etmek'. Demek ki bu bir 'think tank' değil, bu başka bir organizasyon." dedi.

Kuruluşun içinde eski ABD Başkanı George Bush'un kardeşi Jeb Bush ve eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton gibi isimlerin bulunduğuna işaret eden Çelik, "Bolton'ın yazdıklarından da Türkiye'ye karşı iyi duygular beslemediğini biliyoruz. Fakat bu işin diğer yarısında Fetullahçı Terör Örgütüne yakın kimseler var, onun da oradan mensubu olan kimseler var." diye konuştu.

Jeb Bush'un ABD'de önemli görevlerde bulunduğunu anımsatan Çelik, şöyle devam etti:

"(Bush'un) Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunduğu görevler aynı şekilde Bolton'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak yaptığı görevler onların böylesi bir organizasyondan uzak durmak konusunda hassas olmalarını gerektiriyor. Onlar başka bir 'think tank' kurabilirler, başka şey yapabilirler, Türkiye'ye karşı bir şey söyleyeceklerse biz de cevabını veririz ama bu kişilerin Amerika Birleşik Devletleri'nin çeşitli makamlarında görev yapmış, önemli görevlerde bulunmuş bu kişilerin Fetullahçı Terör Örgütünün mensuplarıyla Türkiye karşıtı bir organizasyonda yan yana gelmesini son derece yadırgatıcı buluruz. Kendilerine tavsiyemiz, kendilerini Fetullahçıların içinde bulunduğu bu organizasyondan ayrıştırmalarıdır. Bu çünkü kesinlikle bir 'think tank' kuruluşu olmayacaktır bir kara propaganda merkezi olacaktır. O görevleri yapmış kişilerin de bu kara propaganda merkezinin içerisinde bulunmasını biz kesinlikle arzu etmeyiz."

Çelik, normalleşme sürerken tedbirlere uyulması tavsiyesinde bulunarak, "Aşı randevularına da zamanında gitme konusunda bakanlık, Bakanımız sık sık açıklama yapıyor. Aşıların heba olmaması lazım, aşı zor bulunuyor, her bir aşının heba olması başkalarının hakkının yenmesi anlamına geliyor. İnşallah bu süreci hep beraber birlik, bütünlük içerisinde sağlıkla atlatalım diyoruz." ifadelerini kullandı.

(Bitti)

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler