İşte Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar;
Dünya demokrasi tarihine geçecek bir başarıdır bu. AK Parti 15’inci kez büyük milletimizin teveccühüne layık olarak seçimlerden birinci çıkmıştır. Demokrasi tarihinin kendi içerisinde bir takım genel geçer algıları vardır. Bunlardan bir tanesi; iktidardaki parti ya da partiler yıpranır, muhalefetteki partiler büyür. Ama belki de dünya demokrasi tarihine geçecek şekilde, sürekli iktidardaki parti olan AK Parti büyümekte, milletle bağını kopartmamaktadır.
"CUMHURBAŞKANI 'MESAJ ALINSIN' TALİMATI VERDİ"
Buna karşın muhalefetteki partiler ise muhalefette olmalarına rağmen daha çok milletin sözünü dillendireceklerine başka işlerle meşgul oldukları için… Çeşitli yerlerde bununla ilgili incelemeler yapılır. Mesela Japonya’da yapılır… AK Parti açısından ise başlı başına çalışma yapılmasını gerektirecek kadar başarı örneğidir bu. Bu desteğe layık olmak için, AK Parti sürekli olarak milletle bağını nasıl güçlendireceğini çeşitli birimlerle değerlendirir.
Sayın Cumhurbaşkanımız, beldelerde, illerde, ilçelerde vatandaşın verdiği mesajın tam olarak anlaşılması için araştırma talimatı vermiştir. Vatandaşımızın memnun olmadığı konular hangisidir? Beklentileri ne şekildedir? Milletin ruh köküne bağlı siyasi hareket olarak siyasetimizi nasıl yönetmeliyiz? Bunun anlaşılması için bütün birimlere talimat vermiştir. Bugün şimdiye kadar seçim sürecinde yapılan çalışmalarla ilgili olarak değerlendirme sunumu yapılacaktır.
"YENİ DÖNEMDE DE BUNUN BELEDİYELERE, DEVLETİN ÇALIŞMALARINA YANSIMASINI GÖRECEĞİZ"
Türkiye sistem değişikliğini gerçekleştirdi. Referandumda, genel seçimde ve yerel seçimde üst üste onaylandı. Bu sistem yoluna devam edecektir. Yeni dönemde de bunun belediyelere, devletin çalışmalarına yansımasını göreceğiz. Siyasetin öznesi, devletin öznesi bir takım gruplar değil, vatandaşımızdır. Hükümetin kurulması için yüzde 50 oy alması gerekiyor.
Tabi bizim geleneğimizdir. Cumhurbaşkanımızın birimlere verdiği talimat çerçevesinde biz bu çalışmaları gerçekleştireceğiz. Aynı şekilde hiç aksamaksızın gerek parti olarak faaliyeti sürmektedir. Cumhurbaşkanımız faaliyetlerini sürdürdüğü gibi; gördünüz Rusya ziyareti oldu, Bolivya Başkanını kabul ettiler, bugün Gölbaşı’ndaydı.
"26-27-28 NİSAN'DA İSTİŞARE VE DEĞERLENDİRME TOPLANTISI YAPILACAK"
Bu verdiği talimatlar birimler tarafından yerine getirilirken, 28’inci istişare ve değerlendirme toplantısı yapılacaktır. 26-27-28 Nisan’da Kızılcahamam’da gerçekleştirilecektir. Toplantıya MYK MKYK üyeleri, Bakanlar Kurulu, gençlik kolları MYK’sı, kadın kolları MYK’sı, büyükşehir belediye başkanlarımız, il belediye başkanları katılacak, ilçe belediye başkanları ve belde belediye başkanları toplantıya davet edilecektir. Böylece henüz bir ay bile geçmeden bu değerlendirme kapsamlı şekilde yapılacaktır.
AİHM'YE TÜRK YARGIÇ
Saadet Yüksel’i AİHM hakimi seçilmesini tebrik ediyoruz. Saadet hanımı kutluyoruz. İnsan hakları yargısının, yargısal aktivizm dediğimiz bir takım siyaset mülahazalardan uzak olarak icra edilmesi, dünyada referans verilen en önemli alanlardan birisi olması nedeniyle önemlidir.
İsrail örneğinde olduğu gibi uluslararası hukuka karşı pervasız uygulamaların olduğu dönemde, insan hakları yargısı önemli hale gelecek. Umuyoruz ki önümüzdeki dönemde bu prensiplerin korumasına Türkiye’den seçilmiş bir hakim olarak büyük bir katkısı olacaktır.
İSRAİL SEÇİMLERİ
Neticenin Cuma günü ortaya çıkacağı söyleniyor. Yakın şekilde takip ediyoruz. Maalesef Filistinlilere düşmanlık yönünde hepsinin arasında bir yarış olduğunu görüyoruz. Filistinlilerin haklarına tecavüz eden, uluslararası hukuku ve BM kararlarını hiçe sayan yaklaşım genel kural haline gelmiştir. Netanyahu da yolsuzlukları unutturmak için Batı Şeria’daki işgali meşrulaştıracağına dair yaklaşımda bulundu.
Maalesef tabi bunun gerisinde ABD Başkanı'nın Kudüs kararı ve Golan Tepeleri konusunda pervasız yaklaşımları cesaretlendirmesi vardır. Önümüzdeki dönemde daha sağ duyulu şekilde ilerlemesi için Türkiye gerekli girişimi yapacak. Yanlış olan Kudüs, Golan Tepeleri konusunda seslerini yüksek şekilde çıkartmalarını ve aynı zamanda eylem olarak ortaya koymasını bekliyoruz.
İTALYA MECLİSİ'NE 1915 ÖNERGESİ
İtalya parlamentosuna 1915’te yaşanan olaylarla ilgili bir karar tasarısı gönderildi. Dışarıdaki diasporanın, Ermeni diasporasının yeni bir adımı bu. Bu önergeyi şiddetle kınıyoruz. Gereken açıklamalar da yapılmıştır. Bazı İtalyan makamlarının, katliamlarla önyargısız şekilde hesaplaşılması yönünde açıklamasıdır.
Ermeni diasporasının hiçbir şekilde bu ilişkilerin normalleşmesini istemeyen diasporanın oyununa geliyorsunuz. Katliamlarla yüzleşmekten bahsediyorsanız, kendi tarihinizle uğraşın diyoruz. Örneğin Libya’da 1911’den 1940’a kadar yaptığınız eylemlerle yüzleşmenizde bir fayda vardır. Sömürgeciliğin imza attığı acılar konusunda duyarlılık konusunda katkı sağlayacaktır. Kurduğunuz kamplarda yüz binlerce Afrikalı Müslüman hayatını kaybetmiştir. Sirenayka halkı katliamdan, büyük bir zulümden geçmiştir. 225 bin kişilik Sirenayka halkının dörtte biri hayatını kaybetmiştir. Burada kimyasal silah kullanımı, teslim olan savaş esirlerinin bile öldürülmesi, kimyasal bir takım gazların kullanılması gibi son derece vahim işlere imza atılmıştır. 100 bin Sirenaykalı zorla yerlerinden çıkarılarak etnik temizlik yapılmıştır. Eğer bu konuda yüzleşmelerin tarihe, insanlığa katkıda bulunacağını söylüyorsanız lütfen bunlarla yüzleşin. Başka devletlerin tarihini kurcalamayı bir kenara bırakın. Kaçan direnişçilere zehirli hardal bombası attınız. 1941’de 300 bin kişiyi katlettiniz.
"BU, İLİŞKİLERE SİS BOMBASI ATMAKTIR, UYARIYORUZ"
Cumhurbaşkanımız çağrı yapmıştı. “Gelin arşivleri açalım” diye. Tarihçilerin halkların diyalog geliştirmesi gereken konularda bu şekilde yaklaşımların ilişkilere sis bombası atma haline geldiği konusunda bir kere daha uyarıyoruz.
Ayrıca bunlar her türlü normalleşmeyi de engellemektedir. Bu Ermenistan’da yaşayan Ermenilere verdiği en büyük zarardır. Çünkü soykırım ekonomisinden beslenen çıkar gruplarıyla Ermeniler arasında doğrudan bir ilişki yoktur.
İtalyan dostlarımıza hatırlatıyoruz. Önümüzdeki dönemde göç krizi, NATO, terörle mücadele başta olmak üzere pek çok işbirliği gereken konular vardır. Siyasetin varlık sebebi maliyetleri azaltmaktır. Bu şekilde Türk İtalyan ilişkilerinde geri dönülmez hasarlara yol açabilecek, geçmişi yanlış kurcalayan bu tutumun yanlış olduğu bir kere daha sağ duyu ile hatırlatıyoruz.
İSTANBUL SEÇİMLERİ
Geçersiz oyların sayılmasıyla birlikte fark 14 binlere düştü. Binde ikilik farkın olduğu seçimde bu şekilde durumun berraklaşması gerekiyor. Arkadaşlarımız tüm sandıkların sayılması talebinde bulundular. Maalesef bu talebimiz kabul edilmedi. Avrupa’nın başkenti sayılabilecek bir yerde, bu kadar seçmen kitlesi varken; böyle bir durumda o koltuğa tartışmasız biçimde oturması gerekir.
29 binden olan fark 14 bine kısa bir sayım neticesinde düştü. Burada ortaya konulan iddialar, arkadaşlarımızın belgelerle ortaya koyduğu iddialar oyların tamamen sayılmasının vatandaşın iradesi açısından önemliydi. Reddedilmesi berraklaştırmadı, daha kaotik bir durum ortaya çıktı. Genel başkan yardımcımızın açıkladığı gibi olağanüstü itiraza başvuracağız…
CHP 'sürekli olarak sonuçları kabul etmiyorsunuz, ekstra yollara başvuruyorsunuz' gibi açıklama yapıyor. Arzumuz, sonuçların berrak bir şekilde ortaya çıkmasıdır. Başvurduğumuz yollardan hiçbirisi bugün icat edilmiş yollardan değildir. peki şunu sormak gerekir… Meşru itiraz süreçlerini sürdürürken, sürekli olarak bize meşru haklarınızı kullanmayın, bu sayımlardan vazgeçin denmesinin manası nedir? Sistem ön görmeseydi zaten bunları koymazdı. Kanun koyucu niçin itirazları seçim sürecinin bir haline getirmiş? Şimdiki durumları ön görmüş. Pek çok belge, bilgi var. bunlar YSK’ya aktarılıyor. Bu çerçevede sayım neticesi düşerken seçim sonuçları billurlaşmış olmuyor.
İtiraz hukuki midir? Evet hukukidir. Olağanüstü itiraz yine kanun koyucunun cevaz verdiği bir yoldur. Bizim arzumuz seçim sonucunun ortaya çıkmasıdır. Ankara’da gördük. itirazlarımızı yaptık. Netice itibariyle YSK karar verdi. İlgili aday mazbatasını aldı. Tebrik edildi ve netice itibariyle mazbatasını aldıktan sonra Anıtkabir’e gitti. Sahte bir unvan yazmak için Anıtkabir defterini suiistimal etmedi. Ankara yeni belediye başkanı ile tanışmış oldu. Bu sürecin aynı şekilde İstanbul’da berraklaşması gerekiyor.
İMAMOĞLU'NA 'ÖZÜR DİLE' ÇAĞRISI
Habire şunu getiriyorlar, bu sonuçları tanımıyorsunuz diye. Daha düne kadar YSK’yı tehdit ediyorsunuz diyorlardı. Şimdi utanmayacaklar mı? YSK bizim başvurumuzu reddetti. YSK’yı tehdit eden kimmiş? Medya organlarının başındaki ailelerini tehdit edenler, AA’yı eleştirebilirsiniz, genel müdürünü, ailesini tehdit ederseniz; Medya organlarını da eleştirebilirsiniz, o kişilerin soy adlarını vererek, şahısları hedef göstererek, medya organlarının başındaki ailelerin soyadlarını vererek böyle bir iş yaparsanız bu olsa olsa nefret suçuna girer. Yanlış iş yapıyorsunuz. YSK’yı tehdit ediyorsunuz.
Saygımız esastır. Yargının verdiği karar başımızın üstündedir diyoruz. Baskı kurulsaydı karar arzu ettiğimiz bir şekilde çıktı. Tam tersine özgür biçimde karar veriyor. En önemlisi şudur. Bir karar çıktığı zaman insanların kafasında şüphe kalmamalıdır.
İki, sayısal sonuç . sayılacaktır ve sonuç ortaya çıkacaktır. İstanbul açısından sonuç berraklaşmamıştır. Olağanüstü itiraz yoluna başvurulacaktır. Kendilerini özür dilemeye davet ediyorum. YSK’ya dönük tehditleri nedeniyle, anayasa’yı yeniden okumaya ve YSK’yı oluşturan hakimler, AA’nın ailesini, medya patronlarının ailelerini tehdit eden CHP adayını yaptığı bu tehditler, aileleri hedef göstermesinden dolayı özür dilemeye davet ediyoruz. Bunu kamuoyu açık şekilde beklemektedir.
Lehimize de çıksa, aleyhimize de çıksa; milletimizin iradesi budur diyeceğiz, başımızın üstünde yeri vardır diyeceğiz emanet gibi taşıyacağız. Yasal itiraz sürecinden elbette vazgeçmeyeceğiz.
Tabi bu arada bu ittifakın adayları, genel başkanları tek bir meseleyle uğraşıyorlar. Sürekli cumhurbaşkanımıza dönük olarak yurt dışındaki kara propaganda merkezlerinin kullandığı ifadeleri kullanıyorlar. Avrupa’daki aşırı sağcıların tezlerini Türkiye’de siyasi parti liderlerinden duyuyor olmak ibretliktir, üzüntü verici bir durumdur.
Sosyal medya üzerinden bazı karanlık tipler provokasyon çağrısı yapmaya devam ediyorlar. Her türlü kaosun içinde aynı tipler vardır. Bunlar 10-20 tane isim, bunların adını anmak istemiyorum. Ortadoğu’da Türkiye’nin garantörü olduğu her adımda bunlar karşımıza çıkarlar. Bu çevreler sürekli olarak Türkiye’yi hedef gösterirler. Bu seçimde de bir aktivite içinde oldukları görülüyor fakat bu sefer de tabi bu tavırları boşa çıkacak. Bundan hepimiz gurur duymalıyız. Bu karanlık tiplerin, Türkiye’de yaptığı çağrılar sosyal medyada yaptığı çağrıların altına, vatandaşlarımız gençler, farklı hayat tarzlarından partilerden bütün vatandaşlarımız aynı tepkiyi göstermektedir. “Hepimiz tek bir Türkiye’yiz. İçişlerimize karışmayın” demektedir. O tweet'leri okuduğunuzda farklı görüşlerden kardeşlerimizin vatandaşlarımızın, farklı siyasi partiye mensubuz ama hepimiz tek bir Türkiye’yiz gibi bu tavrı büyük saygıyla karşıladığımızı belirtmek isterim.
'İLK DEFA KARŞILAŞTIĞIMIZ ÇOK NEGATİF BİR DURUM ORTAYA ÇIKTI'
Bugünlerde belki de siyasi hayatımıza ilk defa karşılaştığımız bir durum ortaya çıktı ve maalesef bu durum çok negatif bir durum. Siyasi hayatımızda ilk defa bu derece açık ve aleni bir şekilde ırkçılığa bir belediye başkanı tarafından ortaya koyulduğunu görüyoruz. Bolu CHP belediye başkanı göreve gelir gelmez, kentte yaşayan mazlum Suriyelilere tüm yardımın kesildiğini beyan etmiştir. Bakın, bu bizim yurt dışında bir takım belediye başkanları vardır. Bunlar aşırı sağcı kafaya sahiptirler. Onların Türklere, Müslümanlara mültecilere karşı kullandığı dilin aynısıdır. Ve bu ilk defa oluyor. üstelik bu belediye başkanı Kuran-ı Kerim'i öperek göreve başlıyor. Kendisini o öptüğü Kuran-ı Kerim'i okumayı davet ediyorum. Bakara 177’nci ayetin ne tavsiye ettiğini görecektir. “Asıl iyilik o kimsenin yaptığıdır ki, yetimlere yoksullara sevdiği maldan harcar” Milletimiz Bakara Suresi’nin 177’nci ayetine ruh köküyle bağlıdır. Şimdi bu faşist uygulamaya imza atanlar karşısında CHP yönetiminin ne dediğini duymak istiyoruz…
Bazıları Paris Belediye Başkanı’nın tebrik etmesinden gurur duyuyorlar. Ne işlere imza atmıştır biliyor musunuz? Çeşitli köprü altlarına kaya blokları yerleştirmiştir ki mülteciler o köprü altında yatmasın diye. Yine Paris belediye başkanı görevlileri, çorba dağıttığı için öğrenciler hakkında şikayette bulunmuştur. Örnek alacakları bunlar değildir ve bu bütün milletimizin reddedeceği bir şeydir. Böylesine utanç verici bir şey tarihimizde hiçbir zaman olmamıştır. Biz her zaman misafirlikle anılan bir milletiz. Dolayısıyla bunların bu yaptığının, ne geleneğimizde ne bizim siyasi tarihimizde yeri olmayan bir husus olduğunun altını çizmek isterim. Bu büyük bir utançtır. Bu utançtan Türk siyaseti sorumlu değildir. bunu yapan sorumludur.
Avrupa’daki aşırı sağcıların, faşistlerin kullandığı argüman kullanılıyor. Sanki mülteciler olmasa her yer cennetmiş gibi; her türlü aksaklık, olumsuzluk bu mültecilere yüklenmeye çalışılıyor. Herhangi bir yerde problem varsa, hemen bu ölümden kaçıp bize sığınmış insanlara yıkılmaya çalışılıyor. Bolu Beyi'ne karşı tavır koymuş, Bolulu kardeşlerimizin bu zulme karşı gerekeni değerlendireceğini düşünüyoruz.
BATIKENT’TE HAYVAN KATLİAMI
Varoluş bir bütündür. Varoluş karşısında topyekun bir saygı içerisinde olmak gerekir. Dolayısıyla yer yüzünde hayatı paylaştığımız canlılara karşı yapılmış eylemin, insana karşı yapılmış eylemden farkı yoktur. Cumhurbaşkanımız hayvanları koruma yasası konusun dile getirdi. Topyekun devlet kurumlarını uyardı. Bizim geleneğimizde kimsesiz hayvanlar için tünekler, cami avlusuna suluklar inşa edilmiştir. Tarihte hayvan hastanesini açan ilk milletiz. En önemlisi sevgi ve merhamet kaynağı peygamberimiz kuşu ölen bir çocuğa taziyeye gitmiştir. Hayvan, insan bitki, herhangi bir canlı cansız varlık ki hepsi canlıdır aslında… Bununla ilgili olarak varlığın tamamına saygı duymak gerekir. Cumhurbaşkanımızın hassiyeti en yüksek düzeydedir.
Biz bu konudaki her türlü durumu takip ettiğimizi, bunun farkında olduğumuzu da bütün dostlarımızla paylaşmak isterim. Bu konuda bir durum olduğunda partimize ihbarda bulunulursa yakından takip ederiz.
SORU-CEVAP
OLAĞANÜSTÜ BAŞVURU NE ZAMAN OLACAK? KIDEM TAZMİNATI REFORMU… BİZİMLE PAYLAŞABİLECEĞİNİZ DETAY VAR MI?
Kıdem tazminatıyla ilgili şu anda detay yok. Çok konuşulduğunu biliyorum. Onlar gerçekleştiği zaman sizinle paylaşacaklardır. Onun bir yasal süresi var. birleştirme tutanaklarının gerçekleşmesi bekleniyor. Şu anda yapılmış bir başvuru yok. O çerçevede onun yasal süreleri de var. başvuru gerçekleşecek. Şu anda başvurulmadı ama yapılacak. YSK’nın bitireceği bir çalışma var. Sonra takvim işleyecek.
HAYVAN HAKLARI YASASIYLA İLGİLİ DÜZENLEME MECLİS’E NE ZAMAN GELECEK?
Tarih şimdi size söyleyemeyeceğim. Cezaların artırılması hassasiyetle üzerinde duruluyor fakat ceza artırımı ile ilgili talepler önemlidir. Fakat önemli olan yüksek duyarlılık oluşmasıdır. Çoğu zaman hayvan hakları derneklerinin görev alanıyla kalıyordu. Bu konuda farkındalık üretenlere teşekkür ediyoruz. Burada tabi eğitimle ilgili, ailelerden başlayarak, hayvan dostu çocuklar yetiştirilmesiyle ilgili yapılacak çok iş var. Cezai düzenleme bir sonuçtur. Onun zannediyorum çalışması bitmek üzeredir. Takvimi belli olursa bir şekilde bildiririz size. Orada bir irade eksikliği yok ama bu tip meselelerde esas olan genel duyarlılığın; mesela geleneğimizde vardı tünekler konurdu binalara, şimdi hayvanlar yaklaşmasın diye tel örgüler çekiliyor. Bu bir toplumda duyarlılıkla ilgili de bir şeydir. Geleneğimizde taşın bile şekli değiştirilmiş. Bugün bununla ilgili problem var. gerek algılanması gerek yürekte hissedilmesiyle ilgili. Medyada son zamanda çok duyarlı haberler yapılıyor.