26'ncı Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un FETÖ'nün 'siyasi ayağı' tartışmasına ilişkin "2009 yılında askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanma teklifini getirenler araştırılsın" sözlerinin yankıları devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, çarşamba günü partisinin grup toplantısında, Başbuğ'un çıkışıyla ilgili "Milletvekilleri olarak hepiniz dava açmalısınız. FETÖ gölgesi düşürülmeye çalışılması Meclis'e saygısızlıktır. Vesayet döneminin hevesi olan bu yaklaşımın desteklenmesinin anlaşılabilir hiçbir tarafı yoktur. Bu öyle boru göstermeye benzemez" sözleri AK Parti harekete geçti. Parti Sözcüsü Ömer Çelik bugün düzenlediği basın toplantısında "Yarın arkadaşlarımız suç duyurusunda bulunacak." dedi.
AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çelik 41 kişinin hayatını kaybettiği çığ felaketi, Pegasus Havayolları'na ait uçak kazası, Türk bayrağının Avrupa Parlamentosu'nda Yunan vekil tarafından yırtılması'nın ve partisinin Nisan ayı içinde yapacağı Kızılcamamam kampının da aralarında bulunduğu gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"BU MECLİS'E SALDIRIDIR"
Çelik, 26'ncı Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un FETÖ'nün 'siyasi ayağı' tartışmasıyla ilgili en önemli ipucunun 2009 yılında askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanma teklifini getirenlerin araştırılmasıyla bulunacağı açıklamasına sert tepki gösterdi. Başbuğ'un açıklamalarının "Meclis'e saldırı" olarak değerlendirilmesini gerektiğini belirten Çelik konuya ilişkin şöyle konuştu:
"Bu mesele sıradan bir mesele değildir. Bu emekli askeri bürokratın çeşitli zamanlarda siyaseti aşağılamaya çalışan beyanlarını görmüştük. Belli bir zihniyetin taşıyıcısı. Bize göre saygıdeğer düşünceler değil. 15 Temmuz'da FETÖ'nün hedefi olan Meclis'ihedef gösteren açıklamalar yapıyor. Sürekli olarak kendisinin mağdur olduğunu söyleyip, Meclis'e, siyasetçilere ne kadar akıl verdiğini anlatan açıklamalarda bulunuyor. Bu Meclis'e saldırıdır. Meclis mensuplarını getirdikleri yasa nedeniyle FETÖ ile birlikte yazamaz. Genelkurmay Başkanları'nın yaptığı görev saygıdeğer görevdir. Emekli olduktan sonra izah edilemeyecek fikirleri ortaya atıp, Genelkurmay Başkanlığı sıfatı arkasına saklanamazlar. Biz böyle değerlendiriyoruz. FETÖ'nün hedefi olan Meclis'i hedef gösteren bir yaklaşımdır. Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması ile ilgili düzenlemelerin bu kişi tarafından sindirilemediği gözüküyor. Bu kişinin demokrasiyi sindiremediğini gösteriyor. Bir insan belli bir darbe girişiminden mağdur olduysa, söyledikleri için masum olduğu anlamına gelmez. Bir darbe girişimi yapanların, onların temsil ettiği vesayet sistemine karşı çıkarken, başka vesayet sistemlerine teşvik etmemesi lazım. Şahsın söylediği kişisel görüş olabilir ama bu zihniyetin yeni örneği olarak karşımıza gelmiştir. Biz vesayetin tüm biçimlerine karşıyız. FETÖ'yü sevindirecek esas yaklaşım Meclis'i hedef almaktır. Yüce Meclis'i haksız yere itham etmektir."
İLKER BAŞBUĞ NE DEMİŞTİ, ERDOĞAN HANGİ SÖZLERLE TEPKİ GÖSTERMİŞTİ?
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ, bir televizyon programında 26 Haziran 2009'da Meclis'ten geçirilen torba yasadaki 'asker kişilerin özel yetkili mahkemelerde yargılanması'na ilişkin maddeyi hatırlatarak, "26 Haziran 2009'daki kanun teklifini getiren siyasiler araştırılsın. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçek inkar olur" demişti. Başbuğ'un bu sözleri Ankara'da yeniden FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmasını başlatmış, Cumhurbaşkanı Erdoğan'da "Milletvekilleri olarak hepiniz dava açmalısınız. FETÖ gölgesi düşürülmeye çalışılması Meclis'e saygısızlıktır. Vesayet döneminin hevesi olan bu yaklaşımın desteklenmesinin anlaşılabilir hiçbir tarafı yoktur" sözleriyle tepki göstermiş ve Poyrazköy'de toprağa gömülü olarak bulunan silahlarla ilgili soruşturmayı işaret ederek "Bu öyle boru göstermeye benzemez. " demişti.
BORU TARTIŞMASI NASIL BAŞLADI?
Genelkurmay Başkanı Orgenaral İlker Başbuğ, 2009'daki Poyrazköy'deki kazılara ilişkin konuşmasında arazide gömülen 'boşlav silahları'nı göstererek "hiçbir işe yaramayacak boş lav silahlarının neden gömüldüğünü"sormuştu.Başbuğ'un toplantıda boş lav silahlarıyla ilgili sözleri, 'Bunlar boru' kelimesiyle manşetlere taşınmış ve uzun süre gündem olmuştu.
ÇELİK'TEN, GÜNDEM DEĞERLENDİRMESİ
Çelik, partisinin Başbuğ'un sözleriyle ilgili değerlendirmesinin ardından 41 kişinin hayatını kaybettiği çığ felaketi, Pegasus Havayolları'na ait uçak kazası, Türk bayrağının Avrupa Parlamentosu'nda Yunan vekil tarafından yırtılması'nın ve partisinin Nisan ayı içinde yapacağı Kızılcamamam kampının da aralarında bulunduğu gündeme ilişkin konularda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çelik'in açıklamalarının önemli satırbaşları şöyle:
AK PARTİLİ VEKİLLERLE TOPLANTI
Halledilmesi gereken meseleler konusunda talimatlar hızlı bir şekilde veriliyor. Bu toplantılar 5 grup halinde yapılacak. Kızılcahamam'da büyük resmin oluşturulmasına ön toplantı olarak görebiliriz. Ardından Kızılcahamam kampını gerçekleştireceğiz.
ÇIĞ FELAKETİ ve UÇAK KAZASI
Birincisinin acısı geçmeden, ikincisi içimizi yaktı. İlgili bütün kurumlar seferber edilmiştir. Maalesef çok sayıda kaybımız oldu. Şuana kadar iki çığ felaketinde 40 vatandaşımız hayatını kaybetti. Hepimiz duası oradaki vatandaşlarımızla beraber. İlgili arkadaşlarımız orada. Bu hadiseyle ilgili üzüntümüz devam ederken, Sabiha Gökçen'de kaza meydana geldi. Allah'tan rahmet diliyoruz. Bununla ilgili çeşitli yorumlar yapılıyor. İlgili kurumlar kendi soruşturmasını yürütüyor.
Çeşitli mecralarda ve doğru olmayan spekülatif haberler görüyorum. Doğru olmayan haberlere itibar edilmemesi gerekir. Bakanlıklar gereken açıklamaları yapıyor. Yüreğimiz yanarken çok hassas olmamız gerekiyor. Hiçbir şekilde gazetecilik mahiyetinde kabul edilemeyecek bir yaklaşımı oldu.
Arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre o gazeteci özür dilemiş.
AP TOPLANTISI
Bir Yunanlı vekil tarafından bayrağımıza saygısızlık yapılmıştı. AP giderek ırkçıların, faşistlerin gösteri mekanına dönüştü. Bu Avrupa için kaygı vericidir. Avrupa görünmez Berlin Duvarlarıyla kuşatılıyor. Aşırı sağ, ırkçılık tehlikesi Avrupa'yı kuşatmaya devam ediyor. Merkez sağ ve merkez sol partilerinin sessizliği, o partilerin de zemin kaybetmesine yol açıyor. Gelinen noktada ne oldu? Bu uyarılara kulak verilseydi o olay olmayacaktı. Eyalet başbakanı iktidar ve muhalefet partilerinin tamamen tersi şekilde ırkçı partinin desteğiyle seçildi. Avrupa demokrasilerini korumanın yolu Türk ve İslam düşmanlığına set çekmektir. Almanya'da 2. Dünya Savaşı'ndan sonra ilk defa bu zihniyet meclise girmiştir. Esas tehdidin kökenine inmek lazım. Bu da İslam ve Türkiye düşmanlığı yapanlara karşı güçlü tedbir almakla olur.
Diğer yandan, Türkiye'ye saldırı düzenleyen örgütler olduğunda müsamaha gösteriyorlar. Daha önce de defalarca uyardık. AP, örgütlerin gösteri mekanı haline gelmemelidir. Kırmızı bültenle aranan terör örgütü elebaşları AP'de toplantıya katılabiliyorlar. AP'nin teröre destek vermek şeklinde bu faaliyetlerden uzak durması gerekir