Mahir Ünal, Kahramanmaraş'ta bir tesiste Sivil Toplum Kuruluşları ile (STK) bir araya geldi. STK temsilcilerinin görüşlerini alıp sorunlarını dinleyen Ünal, partisinin İl Kadın Kolları 5'inci Olağan Kongresi'ne katıldı. Burada konuşan Ünal, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durumun Kahramanmaraş'ın Fransız işgalinde olduğu 1920'lerdeki dönemden daha ağır olduğunu söyledi. İktidara geldiklerinde vesayetle mücadele ettiklerini, 2010'da vesayetin belini kırdıklarını ve bu sırada sivil toplum örgütü görünümünde olan FETÖ'nün de vesayetten boşalan yeri kendileri almak istediklerini ifade eden Ünal, bunu fark edince FETÖ'yü terör örgütü ilan ettiklerini ancak CHP'nin onların yanında yer aldığını söyledi. Ünal, "Kemal Kılıçdaroğlu ve arkadaşları ne yaptılar? Afrin'e Zeytin Dalı Operasyonu başladığında Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hiçbir şey diyemeyen, Afrin harekatının haklılığına bir şey diyemeyen uluslararası hukuka uygun harekata bir şey diyemeyen CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ne yaptı? uluslararası alanda yine Türkiye'yi zor durumda bırakmak için bu defa Özgür Suriye Ordusu'na dönük saldırılarına başladı" dedi.
"SON TERÖRİSTİ YOK EDENE KADAR DEVAM EDECEĞİZ"
Kuzey Suriye'de kantonlar oluşturulmaya başlandığında yapılanları asla kabul etmediklerini belirttiklerini ancak birilerinin ısrarla orada planladıkları süreci devam ettirdiklerini ifade eden Ünal, şunları söyledi:
"Biz onlara 'Bir gece ansızın gelebiliriz' dediğimizde şaka yapıyoruz zannettiler. Gelemez zannettiler içeriden de birileri, hatta bizim içimizden birileri 'Türkiye altından kalkamayacağı riskleri almamalı. Türkiye, sonuçlarına katlanamayacağı riskleri almamalı' gibi laflar etmeye başladı birileri. Eğer biz Fırat Kalkanı Harekatı'nı yapmasaydık, bir hançer gibi orada terör örgütü koridoruna ortadan vurmasaydık bugün Afrin'i yapamazdık. Onlara biz şunu söyledik, Eğer biz bu riskleri almazsak ödeyeceğimiz bedel daha ağır olacaktır' dedik. Eğer siz risk almazsanız cesaretle yol yürümezseniz oyunlar bozulmaz kardeşlerim. Zor, oyunu bozar. Biz, Fırat Kalkanı'ndan sonra Afrin'e başlayınca önce 'Afrin'i yapamazsınız' dediler. Şimdi bize diyorlar ki 'Münbiç'i yapamazsınız' diyorlar. Münbiç'e de gireceğiz Allah'ın izniyle. Terör neredeyse Terörist neredeyse sınır güvenliğimizi koruyana kadar, o savaşı Türkiye'nin içine taşımak isteyenlerin son teröristini yok edene kadar devam edeceğiz."
"KILIÇDROĞLU'NUN LİSTESİNDEKİ MÜKERRER İMZALARA NEDEN BAKMIYORSUNUZ?"
CHP'nin dün yapılan kongresinde mükerrer imzalar konusuna da dağinen Mahir Ünal, "Dün kongrede iki tane aday yarıştı. Şimdi bunlar demokrasiden, özgürlükten bahsediyorlar ya, parti içi demokrasiden bahsediyorlar ya, adaylardan bir tanesi 167 delegenin imzasıyla adaylığını açıkladı. Şimdi diyorlar ki, efendim mükerrer imza varmış, bu kişi aday olamazmış. Yahu bu mükerrer imza sadece bu adamın mı listesinde var, Kemal Kılıçdaroğlu'nun listesinde mükerrer imzalara neden bakmıyorsunuz? İşte tam da anlayış bu kardeşlerim. Kendisiyle ilgili olunca her türlü faşistlik, her türlü baskı, her türlü anti özgürlükçü yaklaşım mübah. Ve ne oldu? En sonunda orada aday olan diğer kişi, isyan etti, 'Siz, bu tavrınızla mı Türkiye'ye özgürlük getireceksiniz? Siz, bu faşist tutumunuzla mı Türkiye'ye özgürlük getireceksiniz?' dedi. Kendi içlerinde bile bunları nasıl olduğu ortada." dedi.
"ERDOĞAN'I YÜZDE 60'LA BAŞKAN SEÇELİM Kİ ZILLAMASINLAR"
CHP'nin siyasi parti olmadığını ileri süren Ünal, şunları söyledi:
"Burasının zaten bir siyasi parti olmadığını çok önce söylemiştik. Düşünün, PYD'ye sempati ile bakan, PKK'ya sempatiyle bakan, PKK'lı teröristlerin cenazesine katılan, DHKP-C'li teröristlerin adeta avukatlığına soyunan FETÖ'nün ağzıyla konuşan bir yapıyla maalesef karşı karşıyayız. Biz Türkiye'yi bunlara bırakabilir miyiz? Biz,Türkiye'yi PYD sempatizanlarına, PKK sempatizanlarına, FETÖ ağzıyla konuşanlara Türkiye'yi bırakabilir miyiz? Bu emaneti onlara bırakabilir miyiz. Bırakamayız, o yüzde çok çalışmamız, sandıktan çıkmamız ve genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan'ı 2019'da Allah'ın izniyle en az yüzde 60'la başkan yapmamız gerekiyor. Çünkü yüzde 52-53 olunca bunlar zıllıyorlar. Bunların zıllımaması için, biliyorsunuz değil mi zıllımayı? Hiç değilse biz bu işi en az yüzde 60'la halledelim inşallah."