AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, AK Parti'nin 24 Haziran'da yapılacak 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde parlamentoda çoğunluğu elde edemeyeceği iddialarına ilişkin, "Öyle bir ihtimal görmüyoruz. AK Parti şu anda 1 Kasım'dan geriye düşmüş değil." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, Habertürk TV'nin canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
AK Parti'nin parlamentoda çoğunluğu kazanamaması durumunda bir sorun oluşup oluşmayacağına yönelik soruya Ünal, "Öyle bir ihtimal görmüyoruz. AK Parti şu anda 1 Kasım'dan geriye düşmüş değil." yanıtını verdi.
Seçimlerin psikolojisini etkilemek için sahaya pompalanan bazı fikirler olduğunu belirten Ünal, "Cumhurbaşkanlığı seçiminde oyumu Tayyip Erdoğan'a vereceğim ama genel seçimlerde AK Parti'ye oy vermeyeceğim", "AK Parti, 1 Kasım'ın gerisine düşmüş durumda" gibi birtakım söylentiler yayıldığını anlattı.
- "AK Parti 1 Kasım'daki pozisyonunu koruyor"
Partisinin, son genel seçimlerin yapıldığı 1 Kasım 2015'teki pozisyonunu koruduğunu vurgulayan Ünal, "1 Kasım'daki pozisyonun yanına da Cumhur İttifakı'nın, MHP ve BBP'nin oylarını da koyduğunuzda, Meclis ile ilgili herhangi bir sorun gözükmüyor." diye konuştu.
Muhalefetin, cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanamayacağını fark ettiğinde Meclis'e odaklandıklarını kaydeden Ünal, Millet İttifakı'nın temel motivasyonunu bunun oluşturduğuna dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'yi muhatap alarak kampanya yürüttüğüne yönelik iddia üzerine Ünal, "Hayır, kampanyaya bu zaviyeden baktığınızda, sadece kampanyanın bir bakış açısıdır. Nihayetinde, siyaset yapıyorsanız, siyasette muhatabınız olması gerekir." ifadelerini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ünal, 16 yıl içinde AK Parti'ye alternatif olabilecek bir muhalefetin çıkmadığını belirtti.
- "Karşımıza çıkanlar derslerine çalışsınlar"
Manifestoyu yapılmayanlar üzerinden değil, yaptıklarının üzerine ne konulacağı üzerinden yazdıklarını aktaran Ünal, "AK Parti'nin arkasında 16 yıl boyunca hatasıyla sevabıyla yaptıkları var. Karşımıza çıkanlar da lütfen hazırlıklı bir şekilde çıksınlar, derslerine çalışsınlar." yorumunda bulundu.
Olağanüstü hal (OHAL) ile ilgili bir soruyu yanıtlayan Ünal, "Bu OHAL, geçmişteki OHAL'ler gibi vatandaşa karşı ilan edilmedi, teröre ve Türkiye'ye dönük terörist faaliyetlere karşı ilan edildi. O bizim kaldırdığımız OHAL, teröristle vatandaşı birbirinden ayırmıyordu. Bugünse vatandaşa karşı son derece dikkatli, vatandaşın temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alan, huzurunu, güvenini koruyan ama öbür taraftan da teröre ve terör olaylarına karşı son derece dikkatli bir devlet var." değerlendirmesini yaptı.
Mahir Ünal, terör örgütleri DEAŞ, PKK/PYD ve FETÖ'ye dönük son derece etkin bir mücadele yürütüldüğünü vurguladı.
Ana muhalefetin terörle ilgili söylemine değinen Ünal, şöyle devam etti:
"Neden özellikle ana muhalefet ağzını doldura doldura DHKP-C, FETÖ, PKK/PYD'ye dönük açık, sert ifadeler kullanmak yerine her seferinde hükümeti suçlayıcı ve Türkiye düşmanlarının söylemi, ağzıyla konuşuyor? Biz diyoruz ki ne olur söyleminizi ve dilinizi Türkiye karşıtlarının, düşmanlarının dilinden ayrıştırın. Şu terör örgütlerine karşı milli ve yerli bir duruş sergileyin."
OHAL'in gerekçesine ilişkin bir soruya Ünal, "Olağanüstü halin ne seçimle ne AK Parti ile bir ilgisi yok. Bugün Türkiye'nin güneyinde bir terör koridoru oluşturulmak isteniyorsa, Türkiye'nin çok ciddi bir sınır güvenlik tehdidi söz konusuysa ve diğer taraftan bir PKK ve FETÖ sorunu varsa." yanıtını verdi.
\
- "Türk yargı sistemine dönük bir algı oluşturuyor"
FETÖ'nün en başarılı olduğu konuları sabotaj ve manipülasyonlar olarak niteleyen Ünal, buna karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi.
Ünal, FETÖ yargılamalarına ilişkin şunları kaydetti:
"FETÖ yargılamaları çok sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Biz uluslararası hukuktan kaynaklanan sorumluluklarımızı sonuna kadar yerine getiriyoruz, mahkemeler son derece şeffaf bir şekilde bunları yargılıyor, hakim ve savcılar bu konuda son derece titizler, AİHM'ye yarın başvurulduğunda herhangi bir sorun çıkmasın diye büyük bir hassasiyet gösteriliyor. Ama ana muhalefet partisi her ağzını açtığında FETÖ'yü yargılayan yargı sistemimizle, hakim ve savcılarla, mahkemelerle ilgili öyle ifadeler kullanıyor ki bunlar Avrupa'da ve AİHM nezdinde çok ciddi anlamda Türk yargı sistemine dönük bir algı oluşturuyor."
- "Adeta devletin içerisindeki bir şeytan çıkarılmış"
FETÖ ile mücadeleye değinen Ünal, "Adeta devletin içerisindeki bir kanser hücresi, bir şeytan çıkarılmış ve bütün bunlar iyileşsin diye devlete kemoterapi uygulanmış. Bunun birtakım semptomları ortaya çıkmış. Bu semptomları ortadan kaldırmak için şu anda ciddi bir mücadele veriliyor." dedi.
Bu mücadele verilirken Meclis'te, kulislerde CHP'li milletvekillerinin kendilerini tebrik ettiğini ve "Bunlarla olan mücadelenizde sakın ola geri adım atmayın." dediklerini aktaran Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama kameraların önüne çıktığında bize ağızlarına geleni söylemekten geri durmuyorlar. Ne olur bir kere de dönsünler bir öz eleştiri yapsınlar ve bu mücadeleyi bir kere de takdir etsinler.
'Siz bunlarla kol kolaydınız.' Biz bunlarla kol kola falan değildik. Biz demokratikleşmenin, sivil toplumun önünü açarken, bunlar da sivil toplum örgütü görünümlü bir yapıydı. Nihayetinde bunların bir maskesi vardı ve bunların maskesi düştü. Mesele bunların maskesi düştükten sonra onlara karşı nasıl bir tutum ve tavır içinde olduğunuzdur. 'Düşmanımın düşmanı dostumdur' diye bir muhalefet olmaz."
\
- Anketlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti'nin oy oranları
Ünal, anketlere göre, 24 Haziran'da yapılacak Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın oy oranının yüzde 54, AK Parti'nin yüzde 46-47 göründüğünü dile getirdi.
AK Parti'nin seçim beyannamesinde "devlet, siyaset, din" ilişkilerini ele alan bölüme ilişkin bir soru üzerine Ünal, din ve devlet ilişkilerini 2014 Cumhurbaşkanlığı siyasi vizyon belgesinde uzun uzun anlattıklarını anımsatarak, "Şimdi tekrardan özellikle 15 Temmuz sonrası bu konunun bir kez daha böyle efradını cami ağyarını mani bir şekilde açıklanması gereği vardı." diye konuştu.
(Bitti)