"Konunun yeniden alevlenmesinin birkaç nedeni var. Bunların başında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın, Fethullahçı olduğunu kendisinin de söylediği damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın tahliyesi geliyor" diyen Hürriyet gazetesi yazar Yetkin, şu ifadeleri kullandı:
'ZEKERİYA ÖZ'E ZIRHLI BAŞBAKANLIK ARACINI TAHSİS EDEN ERDOĞAN'DI'
Yargı, polis ve eğitimi neredeyse tamamen Fethullahçıların taşeronluğuna veren AK Parti hükümetleriydi. Şimdi 'Fethullahçı Terör Örgütü- FETÖ yöneticiliği' suçlamasıyla hakkında arama emri olan, yıllar içinde elde ettiği bütün devlet bilgilerini şimdi muhtemelen Almanya, İsveç, İngiltere ya da her neredeyse orada isteyenin hizmetine sunma konumunda olan Zekeriya Öz'e zırhlı başbakanlık aracını tahsis eden, lütfen kusura bakmasın ama dönemin başbakanı (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan idi.
'GÖZLER ERDOĞAN'A ÇÜNKÜ…'
Bakın dün işten atılmalarını protesto için sürdürdükleri açlık grevlerinin 72'inci gününde içeri atılan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın durumuna 'Açlık grevi dinimizce uygun değildir' yorumunu yapan TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Said Yüce'ye Özakça gözaltına alınmadan önce ne karşılık vermiş: "Adaletsizlik dine uygun mu?"
Gözler Erdoğan'da çünkü Anayasa'ya göre 'bağımsız ve tarafsız' yargımızın savcı ve hâkimleri, solcu öğretmen sendikalarına varana dek her köşedeki Fethullahçıları bulabiliyorlar, ama nasıl oluyorsa, bu kadar zaman süren ortak mesaiye, bütün o atamalara, ‘hocaefendinin elini öptüm, selamını getirdim' müjdelerine filan karşın AK Parti'nin yakınından dahi geçemiyorlar.
Sadece Hakan Şükür mü vardı Türkiye'nin yarısının oyunu alan partide Fethullahçı olarak yani?