Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) ve Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantıları ardından AK Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.
Suriye’de yaşanan gelişmeler ve Suriye’ye sınır komşusu illerde açılan çadırkentlerde barınan Suriye vatandaşlarıyla ilgili CHP’den gelen eleştirilere tepki gösteren Çelik, ”Burada esas olan şudur; yarın Suudi Arabistan, Katar ya da bir başka ülke, demokratik taleplerde bulunan, insanı haklarını ön plana çıkaran ve bunu barışçıl yollarla ifade etmeye çalışan insanların üzerine eğer topla, tüfekle, uçakla saldırırsa biz onu da eleştiririz, onun da karşısına çıkarız” diye konuştu.
Beşar Esad’ın Başbakan Erdoğan’la birlikte tatil yaptığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını dile getiren Çelik, ”Sayın Başbakan Bodrum’dayken Beşar Esad misafir gelmiştir. Bir sefer ziyaretlerine gitmiştir. Sayın Başbakan ülkesine ziyaretçi olarak gelen bir devlet başkanına ilişkilerinizin iyi olduğu günlerde ziyarete gitmiştir” dedi.
”Dış politika ve ülkeler arası münasebetler durağan değildir, statik değil, dinamiktir” diyen Çelik, şöyle devam etti:
”Biz Suriye’nin daha iyi olması için, oradaki bütün etnik unsurlara haklarını vermesi için, orada bir barış ikliminin hakim olması için, Arap baharından en az zararı görmesi için üzerimize düşen bütün dostça vazifeleri ve uyarıları yapmış bir hükümet ve ülkeyiz.”
Muhalefetin, Suriye ordusundan kaçan subayların ve ailelerinin kaldığı Apaydın kampına yönelik eleştirilerine tepki gösteren AK Parti Sözcüsü Çelik, ”Kampla ilgili orada subaylar var, geçmişte Esad’ın ordusunda subay astsubay çeşitli düzeylerde bulunan insanlar var. Şu anda onun muhalifi konumunda. Birini ziyarete gittiğiniz zaman onun rızasını almak esas değil midir? Nitekim BM ve uluslararası kuralların da diplomasinin kuralı da budur. Bu insanlar diyorlar ki ’bizi ziyarete geleceklerse rızamızı alsınlar’. Adam istemiyorsa, deşifre olmak istemiyorsa, fotoğraf çektirmek istemiyorsa, kameraya alınmak istenmiyorsa. Ben kamerayla girmem. Bunun bin bir türlü yolu var.”
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ’ın, kampları gezerken, yaşlı bir kadının kendisi için ’gelmesinler, yanında medya var çünkü’ dediğini anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Yaşlı kadın, ’benim oğlum öğretmen, orada Suriye televizyonunda beni görürler de oğluma zarar verirler, ödüm kopuyor’ demiş. Bu son derece insanı birşey. Siz orada ülkenize kaçmış gelmiş sığınmış olan insanlara ziyarete gideceksiniz, onun rızası gerekmiyor mu? Orada bir askeri eğitim yapılmıyor, orada Türkiye herkesten gizlediği herhangi bir etkinlik içerisinde, faaliyet içerisinde değil, bunun bilinmesi gerekiyor. Sadece o insanların talepleri gereği biz bu hassasiyete saygı duyuyoruz. Yeni bir gelişme var. TBMM İnsan Hakları Komisyonu bir talepte bulundu, Dışişleri Bakanlığı falan gerekli değerlendirmeler yapıldı, o insanlarla da görüşüldü. CHP şov yapmak istiyorsa, şovunu başka yerde yapsın. Meselenin özü bu. Ne askeri eğitim yapılan bir yer, ne mühimmat kampı şeklinde, burası mülteci kampıdır, o insanlar tekrar günün birinde gidip muhaliflere katılıp savaşabilir mi? Tabi ki savaşa bilir, bu gizlenen birşey değil.”
Son dönemde terörle mücadele konusuyla Suriye meselesinin iç içe geçmeye başladığını vurgulayan Çelik, şöyle konuştu:
”Malum Hafız Esed de PKK terör örgütüne destek veren, maalesef bir devlet başkanıydı. Sonra Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasıyla ilişkiler normale bindi, ancak şu anda Beşar Esad, ’düşmanımın düşmanı dostumdur’ mantığıyla hareket ediyor. PKK’ya kol kanat gerdi, PKK’yı Türkiye’ye karşı kullandığı artık ayan beyan bilinen meseledir. Spesifik olarak şu olayda parmağı vardır şeklinde belki bir örnekten ziyade, ama bütün istihbari unsurlar bu paslaşmanın ve maalesef PKK terör örgütüyle Beşar Esad güçlerinin iç içe geçmişliğini ortaya koymaktadır bunu da kamuoyunun bilmesi gerekiyor. PKK ile iç içe geçmiş olan Esad yönetimine CHP’nin halen sempatiyle bakmasına biz halkımıza, toplumumuza, bu acılar içerisinde, şehit acıları içerisinde kıvranan toplumumuza anlatamayız. CHP hiç anlatamaz.”