AK Partili İpek: Seçmeni tehdit etmek 3 -5 yıl hapis cezasını gerektirir

AK Parti'nin Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Haluk İpek, terör örgütü yandaşlarının Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde seçmeni baskı almak için yaptığı faaliyetler hakkında, ''Seçmeni tehdit etmenin cezası 3 -5 yıl hapis cezasını gerektirir.'' dedi.
Haluk İpek, özellikle 2009 yılında bazı bölgelerde KCK militanlarının, seçmenin oyunu tehditle kendi istedikleri yöne çevirmeye çalıştıklarını ve bu seçimlerde bunu engellemek amaçlı önemli kanun değişiklikleri yaptıklarını belirtti. İpek, seçmene tavsiyelerde bulunarak, ''Biz kanunda değişiklik yaptık. Seçim çevresi ve seçim alanı diye iki bölge oluşturduk. Oyların kullanıldığı 15 metrekarelik alanda seçmen tehdit edilirse, sandık başkanı kötü niyetli olsa da sandığın başında bulunan partili ya da sandık kurul üyelerinden herhangi birisi emniyeti, polisi çağırabilecek. Bunun dışında fotoğraf makinesi ve cep telefonuyla kabine girilmesi de açıkça yasaklandı. Uymayana para cezası kesilecek. Seçmeni tehdit etmenin cezası da 3- 5 yıl arası hapis cezası.” diye konuştu.
İpek, HAS Parti Genel Başkanı Numan Kurtulmuş’un ‘İstikrar uzlaşma demektir’ açıklamasına da tepki gösterdi. “Numan Kurtulmuş herhalde parlamentoyu fazla takip etmiyor.'' diyen İpek, koalisyon dönemlerini hatırlatarak, sözlerine şöyle devam etti: ''Biz geçmişte de muhalefetle uyum içinde, uzlaşarak kanunlar ürettik; fakat demokrasi aynı zamanda bir uzlaşmama sanatıdır. Her konuda uzlaşacaksanız o zaman ayrı partilere gerek yoktur. Farklı partilerin farklı görüş açıları vardır. Seçmen seçime gidince de bu farklılıkları göz önünde bulundurup oy kullanır. Sayın Kurtulmuş, demokrasinin tanımını bilmiyor. Her konuda aynı şey yapılırsa ayrı partilere gerek olmaz.”
TV8’de Ankara Temsilcisi Erkan Tan’ın hazırlayıp sunduğu programa konuk olan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Adayı Haluk İpek konuk gündemi değerlendirdi.
İpek, Başbakan Erdoğan’ın ‘Eğer milletimiz bizi yenden iktidara taşırsa böyle bir bakanlar kuruluyla çalışmaya devam edeceğiz, ülkenin sisteminin çok daha sağlıklı işleyeceğine inanıyoruz.’ diye açıklamalarda bulunduğunu ve geçmişte de bakan sayısını azalttıklarını belirtti.
“Biz ilk iktidara geldiğimizde 30 küsür tane bakan vardı, 24’e düşürmüştük. ABD’ye bakınca 20 ya da 22 bakan var. Bu yeni bir şey değil. Vatandaş özellikle bu çağda, teknolojinin bu kadar ilerlediği bir dönemde işlerinin çok daha hızlı olmasını istiyor. İşlerin hızlı ilerleyebilmesi için birçok engel var. Bu 8 buçuk yıllk tecrübenin ürünü olarak ortaya konulan bir projedir.”

“KADROYA ALMAK OY AVCILIĞINI DEĞİL, AK PARTİ’NİN SAMİMİYETİNİ GÖSTERİYOR”
İpek, sözleşmelilerin kadroya alınmasıyla ilgili de şu değerlendirmeyi yaptı: “Seçmen diğer partilerin verdikleri sözleri o kadar önemsemiyor. AK Parti ne diyor, ona bakıyor. Bugüne kadar Genel Başkanımız bir konuda ne söz verdiyse onu mutlaka yapmıştır. Normalde diğer siyasi partiler seçim bitince kadroya geçireceğiz der. Bakın seçim yapılmadan kadroya alındılar. Ben o seçmenin kendilerine yapılan bu kadro nedeniyle AK Parti’ye yakın olacağını, oy vereceğini düşünüyorum. Bu oy avcılığı değil, AK Parti’nin samimiyetini göstermiştir.”

“SEÇMENİ TEHDİT ETMENİN CEZASI 3 -5 YIL HAPİS”
Haluk İpek özellikle 2009 yılında bazı bölgelerde KCK militanlarının, seçmenin oyunu tehditle kendi istedikleri yöne çevirmeye çalıştıklarını ve bu seçimlerde bunu engellemek amaçlı önemli kanun değişiklikleri yaptıklarını belirtti, seçmene tavsiyelerde bulundu: “Biz kanunda değişiklik yaptık. Seçim çevresi ve seçim alanı diye iki bölge oluşturduk. Oyların kullanıldığı 15 metrekarelik alanda seçmen tehdit edilirse, sandık başkanı kötü niyetli olsa da sandığın başında bulunan partili ya da sandık kurul üyelerinden herhangi birisi emniyeti, polisi çağırabilecek. Bunun dışında fotoğraf makinesi ve cep telefonuyla kabine girilmesi de açıkça yasaklandı. Uymayana para cezası kesilecek. Seçmeni tehdit etmenin cezası da 3 -5 yıl arası hapis cezası.”

“100 KİŞİNİN SADECE 2’Sİ AK PARTİ’YE TEPKİLİ”
Haluk İpek, Ankara’daki durumu şu sözlerle değerlendirdi: “2002 ve 2007 seçimlerinde de Ankara milletvekili adayıydım. Seçmenin nabzını çok iyi hissettik. Şimdi de her yeri geziyoruz. 2007 seçimlerinde Ostim’de 100 esnafa girince 17-18’inde iktidara tepkiler oluyordu. Şimdi dolaşınca 100 kişinin 2’sinden tepki alıyoruz. 2007’de olduğundan çok daha iyi bir seçmen algısı var. İnsanlar son 8 buçuk yıl içinde oyunun gücünü hissetti.