AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, "Sayın Yusuf Halaçoğlu'nun partimize dönük kullandığı ifadeyi de buradan kınamak istiyorum. ‘AKP tabiriyle dinsizlikle suçlarlar' ifadesi her şeyden önce hem siyasi ahlaka uygun değil, bir diğer siyasi partinin ne diyeceğinin üzerinden bu şekilde kullanmak hoş değil" dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Ünal, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Ünal, Divan'ın oluşmasına yönelik gecikmenin olduğu yönünde açıklamaların yapıldığını belirterek, 12 Temmuz'da TBMM Başkanı'nın seçildiğini ve aynı gün dört siyasi partinin Danışma Kurulu yaparak, 7 Temmuz Salı gününe kadar Meclis'i tatil ettiklerini kaydetti. Ünal, "Dün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı dört siyasi partiyi saat 3.30'da Danışma Kurulu toplantısına çağırdı. Bu Danışma Kurulu toplantısının amacı Divan'ın kaç üyeden teşekkül edeceğinin dört siyasi partiyle görüşülmesiydi. Orada şunu ifade ettik; ‘Divan, 15-16-17-18 kişiden oluşabilir. Çünkü biz 16-17-18 kişiden de oluşsaDivan'da üye sayımız değişmiyor. Diğer üç siyasi parti uzlaştıkları takdirde biz diğer siyasi partilerin üye sayılarında oluşturdukları uzlaşıya biz de katılırız. Çünkü bizim bu konuda herhangi bir talebimiz yok'. İlk defa bir mutabakat çıkmadı. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bildiğim kadarıyla 18 kişiden oluşan Danışma Kurulu getirecek” ifadelerini kullandı.
CHP'nin Divan üyelerini bildirdiğini söyleyen Ünal, "Biz yarın grup toplantısında kapalı grupta seçim yapacağız. Yarın bu seçimden sonra üyelerimizi bildireceğiz. Burada nasıl bir erteleme ve gecikmeden bahsedebiliriz. Ayrıca Anayasa 116. maddesi son derece açık bir şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı seçiminden sonra diyor. Burada herhangi bir gecikme olduğunu söylemek, gecikmenin gerekçesi olarak AK Parti'yi göstermek bu tabloda son derece haksızlıktır. Bütün bu tabloyla da Sayın Cumhurbaşkanımızı ilişkilendirmek abesle iştigaldir. Tablo son derece açık ve net. Süreç kendi anayasal ve tüzükten kaynaklanan zeminde devam ediyor” şeklinde konuştu.
Dün dört grup başkan vekili ortak karar aldıklarını belirten Ünal, "Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili, HDP Grup Başkanvekili dün ile ilgili karar aldık ve Meclis çalışmadı. Neden? Çünkü Danışma Kurulu toplantısı yapılacaktı ve Divan'ın kaç üyeden oluşacağı belirlenecekti. Şimdi durum böyleyken, CHP'li milletvekillerinin Meclis'e girip, Meclis'in çalıştırılmadığı yönünde açıklamalar yapması siyasi anlamda hoş değil” diye konuştu.
Halaçoğlu'nun dün yaptığı açıklamalarına yönelik olarak Ünal, "Sayın Yusuf Halaçoğlu'nun partimize dönük kullandığı ifadeyi de buradan kınamak istiyorum. ‘AKP tabiriyle dinsizlikle suçlarlar' ifadesi her şeyden önce hem siyasi ahlaka uygun değil, bir diğer siyasi partinin ne diyeceğinin üzerinden bu şekilde kullanmak hoş değil. Siyasi partiler dini kimlikleri olan partiler değildir, siyasi partiler siyasi kimlikler olan partilerdir. Bizde AK parti olarak 13 yıldan beri insanların etnik bir kimlik veya inanç üzerinden ötekileştirilmemesinin, ayrımcılığa uğramamasının mücadelesini veren bir partiyiz. Kaldı ki böyle bir şeyle suçlanmış olmamız ve Sayın Halaçoğlu'nun böyle bir ifade kullanmış olması da bizi üzmüştür” değerlendirmesini yaptı.
MHP lideri Bahçeli'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konumuna ilişkin sözlerine yönelik olarak ise Ünal şunları kaydetti:
"7 Haziran'dan bugüne kadar siyasi partiler kendi pozisyonlarına göre koalisyona dönük bazı açıklamalar yaptılar. Biz ilk günden itibaren söylüyoruz. Diyoruz ki; 7 Haziran seçimleri şu mesajı vermiştir. Seçmen bütün siyasi partileri sorumluluk testine tabi tutmuştur. Dolayısıyla her siyasi partinin seçimin sonuçlarını sorumluluk anlayışı içerisinde değerlendirmesi, dilini, siyasetini gözden geçirmesi gerekir. Milliyetçi Hareket Partisi ilk günden itibaren bugüne kadar yaptığı açıklamalarıyla kendi siyasi pozisyonunu ortaya koymakta, CHP de siyasi pozisyonunu ortaya koymakta, biz de bugüne kadar yaptığımız açıklamalarda siyasi pozisyonumuzu ortaya koymaktayız. Cumhurbaşkanlığı makamının koalisyon görüşmelerinin bir parçası haline getirilmesi doğru değildir. ‘10 Ağustos 2014'te yüzde 52 oyla seçilmiş, halk tarafından ilk defa seçilmiş Cumhurbaşkanımız koalisyon görüşmelerinin bir parçası haline getirilmesi her şeyden önce koalisyon görüşmelerine, müzakereye, karşılıklı olarak asıl görüşülmesi gereken meselenin kendisini hiç bir katkı sunmaz' dedik ve bunun da doğru olmayacağını ifade ettik.”
(İHA)