Meclis’te, gazetecilerin, TBMM Genel Kurulu’nda dün yaşanan gerginlikle ilgili sorularını yanıtlayan Erdoğan, BDP’li milletvekillerinin, dağdaki teröristlerin uyguladığı yöntemleri Meclis’e taşıma gayreti içinde olduklarını söyledi.
Dağdaki teröristlerin, bölge halkını sindirerek ve korkutarak baskı altında tuttuklarını ve korku imparatorluğu kurduklarını ifade eden Erdoğan, "Bölgeyi baskı altında tutuyorlar. Aynı hadiseyi Meclis’e taşımaya çalışıyorlar.
Yani BDP onları taklit ediyor" ifadesini kullandı.
Genel Kurul’da dün, "yükseköğretim kurumlarıyla ilişiği kesilenlere üniversiteye dönüş yolu açan" düzenlemenin görüşüldüğünü, ancak terör suçlularının bu yasa kapsamına alınmadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Onları bu yasa kapsamına almak doğru olmayacaktı, kamu vicdanını da sızlatır. Bu yasa görüşülürken BDP’li milletvekilleri, Başbakan’a dil uzattı, ’Meclisin üçte 1’i terörist’ dediler. Grup Başkanvekilimiz Nurettin Canikli cevap verirken kürsüye yürüdüler. Bir milletvekili arkadaşımızı, BDP milletvekillerinden biri iterek düşürdü ve yumruk vurmak istedi. Bu arada ben de yakındaydım ve müdahale ettim. Ben yumruk atmadım, olayların büyümesini engellemek istedim. Benim BDP’lilere söylemim şu olacak; lütfen dağ kültürüyle Meclis’te devam etmeyelim." Erdoğan, terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan için Meclis kürsüsünden "sayın" ifadesi kullanılmasını kabul edemeyeceklerini sözlerine ekledi.
"PARTİMİZE YÖNELİK SATAŞMA VARDI"
BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ise dün Genel Kurul’daki görüşme tutanaklarını göstererek, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut’un taraflı bir yönetim anlayışı sergilediğini iddia etti. Kendilerine yönelik hakaret içeren sataşmalarda bulunulduğunu savunan Kaplan, 5 dakikalık görüşme içinde, AK Parti Mersin Milletvekili Kürşad Tüzmen’in, 33 defa konuşmacıya hakaret etiğini öne sürdü.
Partilerine yönelik sataşmalara rağmen Meclis Başkanvekili Yakut’un herhangi bir uyarıda bulunmadığını savunan Kaplan, "Burada tarafsızlık yoktur, ayırımcılık vardır. Birileri, Başbakan’ın gözüne girmek, yeniden milletvekilliğini garantilemek için, parlamenter demokrasiye zarar veren bu tür saldırılarda bulunmaktan vazgeçmeli" dedi.
Genel Kurul’da, önce AK Parti’li milletvekillerinin kendilerine saldırdığını ileri süren ve özür beklediğini ifade eden Kaplan, "Neden Anayasa kitapçığını fırlattınız?" sorusuna da "6-7 kişi birden tek başına Sırrı Sakık’a çullanmıştı, saldırıyordu. Ben de attım ortaya panik olmasın, dağılsınlar diye...
Kötü niyetim olsaydı torba kanunu fırlatırdım" dedi.
BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ise dün Genel Kurul’daki görüşmelerde partilerine yönelik "ağza alınmayacak" sözler söylendiğini, bu nedenle kendilerinin de tepki gösterdiğini söyledi.
Görüşmelerde parlamentonun hoşlanmadığı ifadeleri kullanmış olabileceklerini belirten Sakık, "İradeye gem vurma hakkı yoktur. Bu kürsüden bizi inciten o kadar şey olmuş ki. Ama biz bunlara medeni şekilde cevap vermek isterken, onlar tam tersi şiddete başvuruyorlar" dedi.
Sırrı Sakık, başka bir soru üzerine, kendisinin kimseye yumruk atmadığını belirterek, "Sadece saldırı vardı, ben de ittim" dedi.
"YUMRUKLAŞMA YOK"
AK Parti Samsun Milletvekili Ahmet Yeni de yaptığı yazılı açıklamada, hiçbir BDP’li milletvekiline saldırmadığını, kimseye yumruk atmadığını, kendisine de yumruk atılmadığını ifade etti.
Amacının AK Parti Grup Başkanvekili Nurettin Canikli’ye yönelik saldırıyı engellemek olduğunu belirten Yeni, bu sırada BDP’li bir milletvekilinin itmesi nedeniyle ayağının kaydığını, Genel Kurul’daki çiçek ve mikrofonların bulunduğu yere düştüğünü kaydetti.
Çağdaş demokrasilerde, muhalefetin sorunun değil çözümün bir parçası olduğunu belirten Yeni, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Sadece sorunun parçası olan ve toplumsal meseleler konusunda hiçbir projesi ve gelecek tasavvuru olmayan bu gruba mensup milletvekillerinin tavırlarının kimseye faydası yoktur.Türkiye Cumhuriyeti’nin saygıdeğer Başbakanı’na yakışıksız ifadeler kullanan, terörist başına da saygınlık ifadeleri kullanmaya çalışan bir milletvekili, toplum adına bizden her zaman cevabını alacaktır.
Vatanın bütünlüğü, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmak isteyenlere gerekli cevaplar veriliyor ve verilecektir."