Posta kutularına “1971 Yönetimi” damgalı mektup bırakan Dölarslan yönetime el koyduğunu duyurdu: Hiçbir hizmet yürümüyor. Kimse sesini çıkarmıyor. Yönetimi devraldım
Her on yılda askerî bir darbe idrak eden ülkemizde, 28 Şubat postmodern darbesinin üzerinden 12 yıl geçmiş olmasına rağmen ufukta dahi olsun yeni bir darbe olasılığı görülmemesi kimi vatandaşların kimyasını bozdu. 12 Mart muhtırası döneminde orduda görev alan ve albaylığa yükselerek emekli olan Esat Dölarslan isimli vatandaş “Küçük olsun, ama artık olsun” diyerek darbesever kesimce özlenen başarılı darbe girişimini oturduğu binada yaptı.
Apartmana özel yayın yapan bir televizyon veya radyo kanalı olmadığı için Hasan Mutlucan’dan şarkıların çalınmadığı ve basına geç yansıyan darbe, dairelerin posta kutusuna konulan ve “1971 Yönetimi” damgalı bir mektupla duyuruldu. Darbeyi gerçekleştiren E.P.Kd.Alb. Dölarslan, mevcut bina yönetimini beğenmediğini belirterek yönetime el koyduğunu bina sakinlerine duyurdu ve üç kişilik bina yönetimini devirmiş oldu. İstanbul Akatlar’da bulunan Işık Palas Apartmanı’nda yaşanan bu tiraji komik olay, bina sakinlerini şoke etti. “Bu apartmanda yönetici yüzünden çağdışı yaşıyoruz. Artık sessiz kalamayız” diyen bina sakinleri sivil demokrasi adına umut verirken, Dölarslan’ın çocuklara mıntıka temizliği yaptırdığını da sözlerine eklediler.
**“Denetim ve Yönetimi devraldım”**
Işık Palas’ın giriş katına astığı damgalı duyuru mektuplarının örneklerini dairelerin posta kutularına da teker teker bırakan Dölarslan’ın, binadaki muhaliflerini çileden çıkaran muhtıra açıklaması ise şöyle: “Ben 1971-1973 senelerinde, Işık Palas yönetimini kurdum ve yürüttüm. Sonraki zamanlarda da aralıklı olarak yönetime devam ettim. Ve iddia ederim ki, ne yapılmışsa benim zamanımda yapılmıştır. 2004-2009 yıllarında altı sene Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptım. Ancak 11.01.2009’da kendi isteğimle yönetimi bıraktım ve üç kişilik bir heyete teslim ettim. Fakat bu heyet ikinci günden itibaren anlaşamadı. Görev bıraktılar ve üç ay hiçbir faaliyet yapmadılar. 16.04.2009 tarihinde tekrar Denetim ve Yönetimi almak mecburiyetinde kaldım. Zira üç ay devamınca elektrikler, sular kesildi, çöp ve temizlik hizmeti yapılmadı, bahçe ve bina bakımı yapılmadı. Avukat hizmeti yapılmadı, davalar takip edilmedi. Bu duruma herkes sesini çıkartmadı ve hiçbir kimse hiç bir infial göstermedi. Ben 40 seneden beri emek verdiğim bina ve bahçeye acıyarak 16.04.2009 tarihinde Denetim ve Yönetimi yeniden devraldım.”
Mektubun istek, duyurular ve gündem kısmında ise şu ifadeler yer alıyor: “Duyuruların okunmadığını ve hiç kaale alınmadığını biliyorum. Ancak bu kadar gayreti bilen, takdir eden ve yazılarımı okuyanlar için hem vazife şevki ve hem de emekle yazıyorum.” Mektubun gündem bölümünün ilk maddeleri şöyle “Açılış ve yoklama. Divan Başkanı ve sekreter seçimi. Faaliyet raporunun okunması. Şimdi olayın adalete nasıl yansıyacağı, Işık Palas’ta yapılan kansızdarbenin sorumlularının asker kişilerin sivil mahkemelerde yargılanmasına olanak tanıyan TCK’nın 250. maddesindeki değişikliğe göre mi yargılanacağı merakla bekleniyor.
Taraf