MAGAZİN

Akbağ, Niyazigül'ü değerlendirdi: Arkadaşlarımı uyardım

Demet Akbağ, katıldığı söyleşide Galatasaray Lisesi öğrencilerine 'Niyazi Gül Dört Nala' filmini sordu. Öğrencilerden olumsuz yanıt alınca "Biraz daha cevval, renkli karakterler seviyorsunuz. Onun da farkındayım. Hüseyin Badem gibi felfecir okumuyor gözleri. O yüzden birazcık daha ağır kaldı o size." cevabını verdi.

'Bir Demet Tiyatro'nun Lütfiye ablası, 'Vizontele'nin Sıti anası Demet Akbağ, önceki gün öğrencilerle bir araya geldi. Galatasaray Lisesi'nin kültür sanat festivalinde konuşan Akbağ, oyunculuk serüvenine dair notlar paylaştı. Gençlerin sordukları sorulara içtenlikle cevap veren sanatçı, rol aldığı filmlerden en çok Vizontele'yi sevdiğini anlattı. En son rol aldığı Ata Demirer imzası taşıyan 'Niyazi Gül Dört Nala' filmi için ise "Ben filmimizin büyüğü olarak arkadaşlarımızı uyardım ama gençler illa ki filmin finaline bu absürt komediyi koymak istediler. Durum orada başkalaşıyor. Bizde öyle kavram kargaşası oldu. Ben son on beş dakikasıyla ilgili soru işaretleri vardı kafamda." dedi.

Oyuncu Akbağ, "En sevdiği tür" dediği komedi için "Bunu becerebilen insanlarla çalışmayı çok seviyorum. Yazmıyorum ama rollerimi şekillendiriyorum, yazılanın üzerinde oynuyorum." ifadelerini kullandı. Komediyle her kuşaktan insana dokunulabildiğini anlatan Akbağ, "Belki de çok ciddi, dramatik roller oynayan biri olsaydım bana 'Demet abla. Ay gel kızım yanağını sıkayım.' gibi hitaplarla seslenmeyebilirlerdi. Bu güzel bir şey çünkü komedide ödülünüz peşin." diyerek mutluluğunu anlattı. Oyuncu Akbağ öğrencilere rol aldığı 'Niyazi Gül Dört Nala' filmini beğenip beğenmediklerini sordu. Öğrencilerden çok beğendikleri yönünde cevap alamayınca ise "Niyazigül birazcık da daha olgun bir abi, 'Eyyvah Eyvah'taki Hüseyin Badem gibi felfecir okumuyor gözleri. O yüzden birazcık daha ağır kaldı o size. Biraz daha cevval, renkli karakterler seviyorsunuz." diyerek film hakkında konuştu. Filmin sonundaki sahnelerin absürt komedi olduğuna değinen Akbağ, "Aslında filmin son on beş dakikasında oluyor ne oluyorsa, o on beş dakikada Ata iğneyi vücuduna batırınca değişiyor hikâyemiz. Aslında biraz kan kaybı orada oldu. Ben filmimizin büyüğü olarak arkadaşlarımızı uyardım ama gençler illaki filmin finaline bu absürt komediyi koymak istediler. Biz bunu denemek istiyoruz dediler, e buyurun deneyin o zaman dedim. Çünkü durum orada başkalaşıyor. Bizde öyle kavram kargaşası oldu. Benim son on beş dakikasıyla ilgili soru işaretleri vardı kafamda." diyerek açıklama yaptı.

En çok Vizontele'yi seviyorum

Akbağ, Vizontele'yi ilk filmi olduğu için de diğerlerine nazaran daha çok seviyormuş. Diğer rol aldığı filmlerinin tekrarlarını izleyemese de Vizontele'de durum böyle olmaz, ne zaman televizyonda denk gelse izlermiş. Oyuncu, dostu Erdoğan'dan da "Yılmaz'ın yazar olarak hayranı olduğum için onun yaptığı işlere kendim içinde yokmuşum gibi dışarıdan bakabiliyorum. İkinci üçüncü izleyişinizde sizi sıkmaz hatta daha da sarar." sözleriyle bahsetti. Şimdilerde on altı yaşında olan oğlu Ali filmin çekimlerinde henüz üç aylıkmış. Çekimler için oğlundan ayrı kalan Akbağ, yaşadığı üzüntünün rolde kendisine nasıl yardımcı olduğunu şu sözlerle anlatıyor: "Gittim ilk sahne televizyonu gömdüğüm sahne. Elimde 2 santimlik çorabı var. Kokluyorum arada. Sonradan tabii bu işime yaradı. Bu sahnede ağlamak kolay oldu."

'Çok tuttu, bir tane daha yapalım' ticarî oluyor

Akbağ, öğrencilerin 'Eyvah Eyvah filminin devamı gelecek mi?' şeklindeki sorusunu ise "Eğer geliyorsa biz bence televizyondan para kazanmaya başlasak daha iyi olur. Dizi olur o yani. Evet, seri filmlerin biri beşi güzel oluyor. Güzel ama bir süre sonra sizin üzerinizde de inandırıcılığını kaybediyor. Birazcık daha ticarî olmaya başlıyor. Çok tuttu, bir tane daha yapalım. Çok tuttu, bir tane daha yapalım, o zaman hikâye sünüyor." diyerek cevapladı.

En Çok Aranan Haberler