Akif Emre, "Mimar ve Mühendis" dergisinin özel sayısında

Mimar ve Mühendisler Grubunca çıkarılan "Mimar ve Mühendis" dergisinin son sayısı, geçen yıl hayatını kaybeden gazeteci, yazar ve belgesel yapımcısı Akif Emre'ye ayrıldı.

AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, derginin 99. sayısı "Akif Emre'ye vefa" kapağıyla çıktı.

Dergide, 23 Mayıs 2017'de 60 yaşındayken vefat eden Emre'yi farkı açılardan tanıtan dosyaların yanı sıra Emre'nin çektiği fotoğraflar bulunuyor.

Yakın arkadaşlarının, dostlarının Emre hakkında yazdığı yazıların yer aldığı dergide, asıl mesleği makina mühendisliğini yapmayıp Türk basınının "vicdanlı kalemlerinden" biri olan Emre'nin hayatı mercek altına alındı.

Dergide, "Müstağrip aydınlar yüzyılında, hikmeti kuşanmış, sükut makamında konuşan bir güzel adam: Akif Emre" başlıklı bir yazı kaleme alan Mehmet Bulayır, Emre hakkında "Her olaya mutlaka eleştirel bir gözle bakardı, böyle bir refleksi vardı. Kötümserlik anlamında değil ama 'Hayalperest olmayalım, hamaset bizim işimiz değil onu yapan da bol zaten' derdi. Bardağın dolu tarafı zaten malum, boş tarafını da görelim ve ona göre planlamamızı yapalım. Doğru tespit, doğru planlama getirir anlamında bir yaklaşımı vardı." ifadelerini kullandı.

İbrahim Tığlı ise "Müslüman duyarlılığın son aydın kalemi" diye nitelendirdiği Emre'yi "kapısı ve penceresi olmayan bir okula" benzetti.

- "Polemik yazarı değildi"

Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç ise Emre'nin ketum denilebilecek bir kişi olduğunu belirterek, "Fazla konuşmayı sevmediği gibi her şeyi de yazmazdı. Polemik yazarı değildi. Yanlış yapan, yozlaşan, şımaran, yalaka ve ne oldum delisi öyle insan vardı ki tanıdıklarından yazacak olsa bugün bundan payını almayacak kimse kalmazdı. Bize yönelik boykot çağrıları yapanların arkasında kimler olduğunu dahi iyi bilirdi. Ama öyle yapmadı, incinse de incitmedi. Vahdet duygusunu hep muhafaza etti." ifadelerini kullandı.

Akif Emre'nin yaşadığı dönemin sorumlu, onurlu, vakur, eleştirel ve üretken bir tanığı olduğunu belirten Atasoy Müftüoğlu da Emre'yi "Çok derin, çok anlamlı, çok ufuklu, çok boyutlu bir miras ve iz bıraktı. Aziz İslam ümmetinin bütün renklerine, sorunlarına, umutlarına bilincini ve kalbini sonuna kadar açtı. Akif Emre kendi sınırlarının farkında ve bilincinde olarak yaşadı. Bu bilinç sebebiyledir ki kendi kendisinin efendisi oldu. Bu sebepledir ki kendi eylemlerinin ahlaki öznesiydi." ifadeleriyle anlattı.